A.Ç.-1-

242K 4.7K 370
                                    


.......

.......

Ayaklarıma çarpan soğuk su ve esen rüzgâr iliklerime kadar titretiyodu beni.

Bir an kendimi kasmayı bırakıp denize döndüm ve kollarımı iki yanıma açtım.Askılı, yazlık siyah elbisemin dizlerine kadar uzanan etekleri rüzgârın etkisiyle daha da yukarı çıkmıştı.Kendimi bir an için hiç hissetmediğim kadar özgür hissettim,tam bu anda.Rüzgarın saçlarımı arasında ki dansını,vücudumda bıraktığı dokunuşları hissettim.Bunu yapmak birkaç saniyeliğine de olsa titrememi unutturmuştu;ama kanımda ki alkolün varlığıyla, bir iki adım geriye yalpalayınca,titremem tüm benliğiyle bütün uzuvlarımı tekrar ele geçirdi .

Tam şu anda kahkahalar atıp,dans etmek istiyordum.Ve sonra kedimi tutacak bir neden bulamayınca kahkaha atmaya başladım.Sesim ıssız kumsalda havai fişek etkisi yaratmıştı,ya da bana öyle geliyor...Bilmiyorum.

Daha sonra ayakta durmakta zorlandığımı fark ederek,kendimi sarsakça yere bıraktım.Ayaklarıma hala denizin tuzlu soğuk suyu çarparken,kollarımı da iki yanıma açmıştım.Bir süre gözlerimi kapatıp denizin sakinleştiren sesini dinlerek kokusunu da içime çektim.Şu anki huzuru anlatamayacak kadar derinden yaşıyordum.

Ama bu huzurunda etkisi uzun sürmemişti.Canım sıkılınca derin bir nefes verip gözlerimi açtım.Tam karşımda,beni karşılayan yıldızları buldum.
Sanki hepsi birbirinden daha parlak duruyordu.Gözlerimi sabitledim ve sadece kendimce en parlak gördüğüm yıldızı izlemeye başladım.

'Neden bu yıldızlar nokta şeklindeydi ki? Neden bize hep yalan söylüyorlardı? Neden hiçbir şey bize öğretilen gibi olmuyordu? Neden hayatın küçükte büyükte olsa acımasız gerçekleri vardı?'

Sanırım yıldızlara bakmak bana pek yaramamıştı.Unutmaya çalıştığım gerçekleri ilk günkü gibi yaşamama neden olmuştu bile diyebilirim.Zaten ne yaparsam yapayım, konunun küçücük bir ayrıntı ile bile olsa 'beni unutamazsın' deme şekliydi muhtemelen bu.Derin bir nefes alıp zorlukla kendimi yerden kaldırdım ve sahil boyu yürümeye başladım.

Ayaklarıma değen ıslak kumların beni daha da rahatlattığını hissedebiliyordum,attığım her adımda.Ve bu rahatlama mayışmama,mayışma ise uykumun gelmesine sebep oluyordu.Bir süre bunu boşverip yürümeye devam ettim.Ama uyku tüm benliğimi sarmaya başladığında,yapabilecek başka bir şeyim olmadığına kanaat getirerek gözlerimi etrafta gezdirdim.Aslında pek ümidim yoktu,kumların üstüne kıvrılırım diye düşünüyordum;fakat şezlongları fark edince bana büyük bir mucize gibi gelmişti.Ve dikkatimi ilk çeken şey;ortadaki iki tane şezlong birleştirilmesi ve üzerinde birinin olmasıydı.

Soğuk bir rüzgâr,kendini hatırlatmak ister gibi esince üşüdüğümün tekrar farkına vardım.İçimde durduramadığım bir ses gidip oradaki kişinin yanına yatmamı söylüyordu.Uyuşmuş olan aklım bunu kendi kendine onayladığında oraya ilerlemeye başlamıştım bile.Sarsak adımlarla istediğim yere gelince kendimi,beklenmedik bir dikkatle bıraktım sert zemine.

Pek rahat olmasa da iyi gelmişti.Ama hala üşüdüğüm gerçeği vardı.

Kollarımı birbirine bağlayarak üşümemin geçmesini bekledim bir süre.Ama hiçbir şey olmamıştı.Sıkıntılı bir nefes verip,yanımdaki adama baktım.Yüzü belli olmuyordu,zaten benim de yüzüyle işim yoktu.Üzerinde rengini seçemediğim bir t-shirt vardı ve o da  soğuktan korunmak ister gibi kollarını birbirine dolamıştı.

Derin bir 'of' çekip başımı oynattığımda,gözlerim adamın başının altında ki hırkayı bulmuştu.Bir kısmı adamın başı altındayken kalan büyük kısım ise şezlonga yayılmıştı.Alsam fark etmezdi bile! Ve şu an için en cazip fikir diyebilirdim buna. Bende oturur pozisyona geçip dikkatlice hırkayı çekmeye başladım.Çektim,çektim...Sadece başının altında kalan parça kalmıştı.Yavaşça başını kaldırıp onu da çektim.Ağzından bir şeyler homurdanıp kıpırdanınca alt dudağımı dişlerimin arasına alıp birkaç saniye bekledim.

AŞK ÇIKMAZI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin