A.Ç.15

54.8K 2.6K 45
                                    

......

Evet, şimdi derin bir nefes alıyorsun Dolun..

Evet,evet böyle.

Elimdeki hırkayı sıkıp,Kağan'la aramda kalan küçük yere koydum.Salonun kapısında cesaret toplamaya çalışıyordum.Bu aldığım bilmem kaçıncı derin nefesten sonra kafamı kapıdan,Selim'i görebileceğim derecede uzattım.

Gözlerini televizyona dikmiş,hiç kıpırdamadan izliyordu.Nefes aldığından bile şüphelendim bir ara.Öyle odaklanmış ki gitsem,yanına otursam fark etmeyecek durumdaydı.

Kendime verdiğim cesaretle salona girdim,girmemle beraber kalbim de koşmaya başladı,sesi kulaklarıma kadar geliyordu.

Kağan'ın çıkardığı bebekçe sesler yüzünden Selim de kafasını çevirdi.Ve benim kendime verdiğim cesaretin hepsini sildi süpürdü.Gözlerine bakmak bile hala utanmama neden oluyordu.

Ahh Kağan ah!

Ne güzel gül gibi geçinip gidiyorduk,ne vardı o şeyi -sütyeni- elinde oyuncak yapacak?

Sertçe yutkunup gülümsemeye çalıştım.Ama yapabildiğimden ciddi anlamda şüpheliyim.O da aynı becerisizlikle bana gülünce,onunda,hala utandığını anladım.

Utanmak....

Hala utandığını anlamak içimde bir şeylerin erimesine neden oldu.

Sakin adımlarla koltuklara yaklaştım. Selim gözlerini tekrar televizyona dikmişti.Bende yüzümü televizyona  çevirdiğimde aynı yorum kanalı olduğunu anladım.Yüzüm buruşmadan edemedi tabi bu görüntüye.

Kağan kucağımda debelenmeye başlayınca onu yumuşak halının üstüne bıraktım. Tabi bırakmadan önce hırkanın üzerine küçük yastıklardan koymuştum.Öylece görsün istemiyordum hırkayı.

Sonra tekrar yerime geçip gözlerimi televizyona diktim,çünkü konuya nasıl giriş yapacağımı hiç mi hiç bilmiyordum.

..........

Yarım saat boş boş televizyon ekranına baktım,ne anladın diye sorarsanız düşüncelerimin sesinden hiç bir şey duyamadım,verebileceğim tek cevap olurdu.

Gözlerim Kağan'a kaydığında,gözlerinden uyku aktığını fark ettim.Resmen oyuncak ayısına sarılmış kapanan gözlerini açık tutmaya çalışarak o da televizyona bakıyordu.

Yerimden kalkıp  kucağıma aldım Kağan'ı.Uyudu uyuyacaktı.En azından kucağıma yatırırsam daha hızlı uyurdu.Biliyorsunuz küçük çocuklar uykuyu hiç sevmezler.Ama neden? Bana verseler o kadar uyku zamanını hepsini itirazsız kabul ederdim.

Kucağımda rahatça yatarken bile gözlerini kapatmamaya çalışıyordu.Yavaşça sallamaya başladım,o da birkaç dakikaya kalmadan uykuya yenik düştü.Dudaklarını öne büzmüş, masumca uyuyordu.Kendi çocuğu olmasa bile bir insan uyuyan bir bebeği görünce içi giderdi.Melek gibiydi çünkü hepsi.

Sarsmadan kalkmaya çalışarak,koltuktan kalktım.Selim'e gözlerimi çevirdiğimde gülümseyerek baktığını gördüm bana.

Dudaklarım iki yana kıvrıldı,her şey için.

"Uyudu,ben yatırıp geleyim"

"Bekle bende geleyim,örtüyü açarım" diyerek o da ayaklandı.Beraber Kağan'ın odasına geldiğimizde Selim örtüyü kaldırdı  ve bende yavaşça yatırdım.Belki de  onun bu halini sıklılmadan dakikalarca,saatlerce izleyebilirdim.

Selim eğilip dudaklarını Kağan'ın yanağına değdirdi.Kağan büzük dudaklarını biraz daha büzünce ağzımdan küçük bir kıkırtı kaçmıştı.

AŞK ÇIKMAZI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin