İyi okumalar...
Barış çıkmazı sokağında hummalı bir çalışma vardı. Kapı önleri süpürülüyor ardından yükselen tozu dindirmek için sulanıyordu. Düğünümüz vardı düğünümüz! Konu komşu davetiye beklemiyordu ,zaten damlardan ya da kapı ağzından izleyecek, çok hevesli olanlarsa ortalığı yıkan davulun sesine kayıtsız kalamayacak kendi kendilerine ritme ayak uyduracaklardı. Ama hemen öncesinde kız isteme olmalıydı değil mi?
Mahah daha tam toparlanamamış olmasına karşın oğluna kız istemekten geri kalmak istemedi. Tâ Alamanyalardan gelen kumaşlarla diktiği kıyafetlerinden birini giydi. Süslendi püslendi kendince. Bebeğin kundağını da çözüp tekrar bağladı. Önce onu yanında götürüp götürmemek de tereddüt etti. Bunca yıl sonra yaptığı doğumdan utanıyordu. Oğlum evlenecek ben kucağımda kırkı çıkmamış bebekle... diye düşünüyordu. Tam bebeği beşiğine bırakıp Fato'yu da ona bakması için evde bırakacaktı ki aklına daha başka şey geldi. Fato zaten bu çocuğu istemiyor, kıskanıyordu. Ya ağlar ağlar da Fato kulak asmazsa. Hem ne anlardı ki o bebek bakmaktan? Meliha bebeği en iyisi yanına almaktı, kocasının eve gelmesini bekledi biraz. O sıra da Fato ufaktan ufaktan sofrayı kurmaya başlamıştı.
Cemal görevini tamamlayıp mektubu vermiş elinde bir iki kilo kuru pasta ile eve geri dönmüştü. Mustafa yok evlenmesinler diyecek değildi ya? Maksat sormak, gönlünü hoş etmekti. Pasta kutusunu odanın iç tarafına bırakıp geldi oturdu.
" Gelecek misin sende taçlı turnam?"
" he ya bensiz nasıl isteyeceksin kızı?"
" Le erebe benim ki bawo gibi formalite! İstemesek ne olacak, kız bizim gelinimiz işte."
"Nesi formaliteydi benim? Amcam vermeyebilirdi sana, seni öldürmek de isteyebilirdi."
"Yok daha neler le erebe? O zavallı adam nasıl öldürsün beni. "
" Niye zavallıymış amcam? Bak aslan gibi, dağ gibi çocukların arkasında durdu. Çocuklarından da ayırmıyormuş."
Cemal sakalını sıvazladı.
" Doğru dedin. Ayırmasın da zaten. Barika yı da gelin edecek bize."Mahah ın içinde yükselen heyecanı Fato dindirdi. Tabakları sofraya dizerken;
"İbrahim ağabey tek başına mı istedi ki?" diye sordu."İbrahim mi? "
"Sen ne biliyorsun eyem?"
Fato duraksadı biraz.
"Emo teyzeye gelen mektupları okuyorum ya ordan.""Geçen gün mektup yazdık Mahir'e destek çıkarsa eğer verir heralde Hasan abi."
"Nasıl isteyeceksiniz?"
"Mektup yazıp Diyeceğiz ki kızını oğlumuza ver!"
"O da verecek diyorsunuz. Hadi hayırlısı olsun. Darısı Mustafa'ma."
"Amin! De hayde eye bırak laf dinlemeyi de yemeğimizi yiyelim gidelim şu zipzip nerede?"
"Bilmiyorum bawo! Kesin o Cemil'in yanındadır."
"Başıma açtığı işe bak bir de yaptığı keyfe. Hadi Mahah hadi şimdi Apraham kapıya dayanır."
"Cemal'im bunların nikahı nasıl kıyılacak? Başka dinden kız."
"Hükümet nikahında sıkıntı olmaz diye biliyorum ama onlarda müsülman olmuş diye duydumdu dert etme. "
"Essahtan mı? "
![](https://img.wattpad.com/cover/191133250-288-k830617.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Cemal 2
General FictionGünler ayların, aylar yılların peşini bırakmadan ardı sıra mevsimleri birbirine bağlamıştı. Yaz geçmiş güz geçmiş köyden kente göç eden Gül Cemal'in ailesi genişlemiş yaş almış mevsim tekrar güze yıl seksenlere dayanmıştı. Biraz sosyolojik biraz eko...