8.Bölüm

2.8K 272 569
                                    

pinar_ronahi  ithafen...

Haşim'in evinin kapısı:)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Haşim'in evinin kapısı:)

İyi okumalar...

İbrahim ile Mustafa korkuyla birbirleriyle göz göze geldiler. Komutanın "hadi hadi çabuk!" diye sert bir sesle içeridekileri uyarmasıyla birer birer inmeye başladı araçtakiler. Mustafa da ayağa kalkarken koltuğun altındaki pakete son kez bir tekme savurdu ayak topuğuyla. Kendisi çıkınca İbrahim de arkasından ilerledi. Bir gözü ardında bıraktığı paketteydi. Arkalarındaki koltukta oturan çocukların  gürültülü hareketlerle kapıya yürümek istemeleriyle başları öne düşerek kendilerini onlardan önce dışarı attılar. Elinde hüviyetiyle gözleri aracın içine odaklanmış olan İbrahim, çocukların annesinin, kucağında altı çıplak bir şekilde olan, bebeğiyle onlara doğru geldiğini gördü. Mustafa'nın dirseğiyle onu dürtmesiyle başını aşağı eğdi. Çok dikkat çektiğini anlamıştı. Kalpleri göğüs kafeslerinden firar etmek üzereydi neredeyse. Yine de kaçmak gibi bir eylemde bulunmak akıllarına gelmedi. Sadece içinde ne olduğunu bilmedikleri paketin bulunmaması için dua ediyorlardı. Ama bulunmamasının imkansız olduğunu düşünüyorlardı bir yandan da. Önünde duran komutana hüviyetini uzattı Mustafa.

''Kaldır başını bana bak!''

Mustafa başını kaldırırken ellerinde piyade tüfekleriyle araca giren iki er' e kaydı tedirgin bakışları. Kendisinden çok İbrahim için korktuğuna yemin edebilirdi. Onu bu yola o sürüklemişti ne de olsa. Bir şey olursa Haşim amcasına ne diyecekti? Komutanın sorusuyla bakışları tekrar onu buldu.

''Ne okuyorsun sen?''

Sertçe yutkundu Mustafa.

''Öğretmenlik.''

''Nereye gidiyorsun?''

Derin bir soluk aldı genç adam. Sesinin titremesine güçlükle engel olarak konuşmaya özen gösterdi.

''Bayram... Bayram için dönüyoruz.''

Komutanın bakışı İbrahim'e kaydı. İkili arasında göz gezdirip elindeki hüviyeti inceledi. Sonra elini İbrahim'e uzattı, elinde tuttuğu hüviyeti aldı ondan.

''Arkadaş mısınız?''

İbrahim sorunun kendisine olduğunu anladı. Düz bir sesle konuşmaya başladı.

''Evet arkadaşız.''

''Öğretmen mi olacaksın sende? Çocuklara ne öğreteceksiniz?'' diye alayla konuştu komutan. İbrahim hafifçe gülümsemeye çalıştı.

''Siyasal bilimler okuyorum.''

Komutan baştan aşağı dikkatle süzdü gariban Haşim'in dik başlı oğlunu. Mustafa arkadaşına yönelen sorguyla bakışlarını aracın içine dikti, ayaklarının dibinde asker tarafından incelenen valizinden saçılan kıyafetleri umurunda değildi. Dışarıdan görebildiği kadarıyla ortada ki ikili koltuğu inceleyen askerin önce bakışları sonra ayakları onların kalktığı yere gitti.

Gül Cemal 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin