Bölüm bekleyen arkadaşlara ithafen...İyi okumalar....
Ah zavallı Ömer ah! Bugün tabiri caizse tam bir şehvet kurbanıydı . Bawosunun yokluğunu fırsat bildi Ağavni ile öğle şekerlemesi yapmak için. Ömer abdest bozmaya eve geldiğine bin pişman olacaktı o gün.
Eyesinin elinden zor kurtulup attı kendini odasına, karısını yanına çağırırdı. Ağavni de ikiletmeden, kıvırta kıvırta yanına gidip uzandı. Ömer onu kollarının arasına alıp saçlarına bir öpücük kondurdu."Öğlen öğlen benim için mi geldin?"
"He kız kanım kaynadı sana. Dedim gidip göreyim."
"Sadece görmek için ?"
Ömer pis pis sırıttı.
"He ya sen ne sandın.""Hiççç" diye uzattı sözü cilveyle Ağavni.
Ömer elini kadının yüzünde gezdirirken "havalar da iyice ısındı artık bizim de dama çıkıp yatmamız gerekecek. Eye kendinize bir yer yapın dedi."
"He ya yapalım bende özledim, senle her şey orada başladı."
"Kız o fantezi dedikleri şeyi mi yapmak istiyorsun?"
Ağavni kıkır kıkır gülerken Ömer'in içi bir hoş oldu. Zaten Kadın bir şey yapmasa da o hazır olurdu böyle şeylere. Tam ona doğru yükselirken kapı güm güm güm diye çalınmaya başladı. Ağavni korkuyla irkildi. Ömer de aynı şekilde.
"Aha bawo geldi."
"O değil gibi Ömer. Hadi gidip bakalım."
"Etme kız biz işimizi görelim gelen odaya dalacak değil ya?"
Ağavni yerine uzandı Ömer ise heyecanla onun üstüne...
Mahah'ın "Ömer oğlum Ömer!" Kendisine seslenmesine karşılık "ne var eye ne oldu yine " diye mırıldana mırıldana doğruldu. Mahah yılan sokmuş gibi yeniden bağırdı.
"Oğlum jandarmalar gelmiş bak ne istiyorlar!"Ömer anlamıştı ne istediklerini de artık çok geçti kaçmak için. Gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalakaldı öylece... jandarma teyit etmek için "Ömer Yüksel sen misin?" diye sordu karşısında duran adama.
"Benim komutanım."
"Hüviyetini getir gel."
Mahah kocasını kazara yakalattığı gibi oğlunu da yakalattığını hissetti. İçinden bir şeyler kopup gitti sanki. Nasıl bu kadar saf olabiliyordu? Cemal'in başına askerde neler gelmişti ya babası? O hiç gidip dönememişti. Şimdi de Ömer bu nasıl imtihandı yarabbi!
"Ne yapacaksınız oğluma? Babası işte gelsin bekleyin hele."
Ömer hüviyetini cebinden çıkarıp gösterdi. İnceleyen komutan arkasında duran iki ere kafasıyla alın şunu dedi. Herbiri bir koluna girerek kapıya yöneldiler. Ağavni odasından çıkıp ne olduğunu anlamaya çalıştı. Ömer'in iki jandarma arasında gittiğini görünce ağlamaya başladı. Hepsi Ömer'in ardından giderken tüm mahalleli özellikle de çocuklar askeri cipin etrafına doluşmuştu.
"Bekleyin Cemal'im gelsin nereye götürüyorsunuz oğlumu?"
"Bunca zamandır kaçtığı asker ocağına!"
Seslere, geceden kalma olup yeni yeni uyuyup, uyanan, Apraham efendi acaba bu komşularda yine ne oldu diye sokağa çıktı, gözlerini ovuşturarak. Hep bunların başına mı gelirdi olaylar... Komutanın dediklerini duyunca, yanlarına varıp nereye gideceklerini sordu. Sonra üstünü başını değişip damadının peşine düştü. Askerlik yapmadığını biliyordu da ha diye alıp götürüleceğini bilmiyordu. Neyse artık babası ortalıkta yoktu o da babası sayılırdı zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Cemal 2
General FictionGünler ayların, aylar yılların peşini bırakmadan ardı sıra mevsimleri birbirine bağlamıştı. Yaz geçmiş güz geçmiş köyden kente göç eden Gül Cemal'in ailesi genişlemiş yaş almış mevsim tekrar güze yıl seksenlere dayanmıştı. Biraz sosyolojik biraz eko...