44.Bölüm

952 107 461
                                    

İyi okumalar...

Çeyiz binbir güçlükle karşı eve taşındı. Ömer alnındaki teri kolunun tersiyle silip Cemil'i yanına katarak mezata doğru yürüdü.

Cemal kendi etrafında dört dönüyor. Bir sağa bir sola giderek çişe gidip dönmeyen oğlunu arıyordu. Yakınlardaki kahveye gidip baktı, yoktu! Minibüs durağına baktı, yoktu! Başka nerede olurdu bu , bilemedi, eve gitmezdi ya gündüz gözü? El mecbur davarın yanına döndü.  O zipzip gelirdi elbet. Sorardı Cemal onu meraklandırmanın , kandırıp gitmenin hesabını.

Ömer dünyadan bihaber , salına salına avcısının kollarına koşan yavru ceylan gibiydi. 

"Senin bawoy bunamış lo. Götümden ter damlıyor çeyizinizi taşıyorum . Sen git demek nedir."

"Boşver lo onu. Hele gidip bir tabla bakalım kendimize."

"Uyhh bismillah ne tablası?"

"Dedim ya lo iş tutacağım. Biliyorsun evleniyorum. Bawo işsiz deyip durmasın karımın yanında."

"Hee ne satacaksın?"

"Bilmiyorum valla limon olur kelek olur..."

Hınzır hınzır güldü Ömer.
" kaset sat la. Omuzuna da koyarsın teybi."

"Yok ki."

"Benim var Mahir emmi getirdi ya oğlum."

Cemil'in gözlerinde bir ışık parıldadı.
"Verir misin bu kardeşine?"

"Ödünç veririm kardeşim. Sonra Ağavni kızabilir. Eskiden müzik dinliyorduk şimdi yok bilmem ne. Kız seviyordu üzülmesin."

"Üzülmesin? Seviyorsun değil mi karını?"

"Ayıp la erkek adam seviyorum der mi?. Sen sevmiyor musun?"

"Seviyorum. Neriman esaslı kız beni de seviyor ben niye sevmeyeyim? Bak sayesinde elim iş tutacak."

Ömer tam muhabbete dalmıştı ki bacağına çarpan parlak siyah kundura ile yukarı doğru sıçradı.
"Hahoo haho ayağım kırıldı."

Cemil alev topu gibi üstlerine gelen Cemal'den güçlükle kurtardı onu. Tam aralarında durup kollarını iki yana açarak bir sağa bir sola gitti.
"Kurban olayım emmi etme."

"Ne etme ? Neredesin zipzip? Çiş dedin haho ölüyorum dedin beni buraya bağladın !"

Cemil tam çeyizim diyecekti ki Ömer ondan önce atıldı.
" genciz bawo hiç halden anlamıyorsun?"

Sen misin bunu söyleyen? Cemal hiddetlendi.
"Haram! Be sudum! Lan benzeye benzeye ..." bana mı benzedin diyemeceği için " Ferman a mı benzedin? Havasından mı suyundan mı?  Oğlu bile benzememiş!" Dedi.

Umursamadı iki gençte.
"Bawo Cemil'e bir tabla alalım dedik."

Cemal bir anda sakinleşti.
"Ne tablası, seyyar satıcı mı olacak ?"

Cemil usul usul başını salladı. Çalışmak ayıp değildi ya. Erkek adamdı ekmeğini taştan çıkarırdı. Kimseye muhtaç olup el açmazdı. Bu bawosu olsa bile.

"He emmi lakin sokak sokak gezmem. Belediyenin orada bir yerde tezgah kurarım diye düşünüyorum."

"Hah ! Gelen cezalara da kapı aralarsın he mi?"

"Kaset satmak suç mu ceza versinler?"

"Ben anlamam o işten. Bana kalırsa iğne, iplik, tarak, çakmak taşı vs her gelenin aha bu da evde eksik diye hatırladığı şeyleri al sat."

"Ona ceza yok mu?"

"Var var olmaz olur mu? Bak şimdi sen akşam olmadan Apraham efendiye git bir çayını iç. Emmi böyleyken böyle de ve işini halletmesi içim yardım iste."

Gül Cemal 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin