3.Bölüm

4.1K 365 576
                                    

Merhabalar 500 yorum dedik de eski yorumcu arkadaşlar yorum sayısını arttırarak yorum yapmaya devam edip tamamladı. Teşekkür ederim onlara. Ben gizli okurlarımın fikirlerini merak ediyorum. Lütfen oy ve yorumlarla destek verin...

SemsiDemircan  ithafen...

İyi okumalar...

Mahah'ın yüreğine çöreklenen korku yersiz değildi. O grubun içinde Mustafa da vardı İbrahim de... Üniversiteye başladıkları ilk dönem sudan çıkmış balığa dönmüştü her ikisi de. Okuma hevesi ve azimleri olmasaydı aile hasretine dayanamayıp geri dönerlerdi. Özellikle de İbrahim... Annesiyle babasını ardında bıraktığı için boynu büküktü. Hiç ayrı kalmamış, ayrı kalabileceğini de düşünmemişti. Ama okul bitince onları yaşadıkları zorlu hayattan kurtaracağını bilmek ve tabiki tek dayanağı Mustafa'nın da yanında oluşu ona dayanma gücü veriyordu. Tabi  ki o da Mustafa'ya!

Ankara üniversitesine bağlı, kendi yaşadıkları ile yakın olan ilde, bir üniversite de okuyorlardı. İbrahim siyasal bilimler, Mustafa fen bilimleri fakültesinde okumaya hak kazanmıştı. Fakülteler ayrı olsa da binaları oldukça yakındı birbirine. Akşam da aynı yurtta kalıyorlardı. Her zamanki gibi beraber yiyip içiyorlardı. Bu konuda pek sıkıntıları yoktu aileleri de ceplerine sıkıştırdıkları harçlıklarla yokluk içinde varlık yaşamalarına olanak vermişlerdi. Yola çıkmadan önce vedalaşırken Cemal, Haşim'in oğluna cep harçlığı verirken Haşim de Cemal'in oğluna vermişti. Kesinlikle anne babanın kim olduğu mühim değildi. Sadece İbrahim'in arkadaşı Mustafa, Mustafa'nın arkadaşı İbrahim vasfı taşıyordu gençler birbirinin ailesinin nazarında. Öbür türlü düşünce kesinlikle onları bugüne taşımazdı. Vaktiyle kulaklarını büktükleri gibi çocukları kapı dışarı eder bir daha evin eşiğine adım attırmazlardı. Öyle yapmadılar, öfkeleri , kinleri ya da kıskançlıkları çocuklara yönelmedi. Ve bugün en az  bir kardeş kadar desteklerdi birbirlerine.

Üniversitenin ilk döneminde gözlemledikleri karşıt iki grubun onları yanlarına çekme çabasına hiçbir şekilde kanmadılar. Onlar okuluna bakardı. Hayalleri vardı. Ama bu nereye kadar sürerdi? Gittikçe alevlenen amansız kavga da bir gruba kaymamak işten değildi. Kimi olan düzeni savunurken kimi daha iyi bir gelecek için düzenin değişmesi taraftarıydı.

Hemen her gece kulaklarına fısıldanan sözcükler onlarında kanına girdi, zehirledi. Yıllardır süren yokluk, sefalet, bir lokma yiyecek için oluşan kuyruklara yaşadıkları dönemin en kanlı olayları da eklenince kaçınılmaz bir son oldu ilerici görüşe sahip çıkma düşüncesi.

Caddeler, sokaklar, evler bölündü. Aynı anne babadan olan kardeşler aynı sofra da bulaşamaz olurken aynı amfi de ders dinlemek nasıl mümkün olsundu? Neyse ki fikirleri zikirleri birdi İbrahim ile Mustafa'nın. Sadece savunmak yetmezdi. Giyim kuşam ile de göstermek gerekirdi. Ki zaten birbirlerini öyle tanıyordu bu karşıt gruplar. Giyindiler parkalarını 78 yılının son yarısında. İlk yıl eve dönme arzusu bu sene yok denecek kadar azdı. Zaman zaman içten içe sızlansalar da davaları büyüktü.

Mustafa, nehrin kenarında gruptan birkaç kişi ile oturan İbrahim'in yanına doğru gelip "merhaba" diyerek oturdu. Kendisine verilen selamları aldı.

İbrahim ona olan her zaman ki kardeş bakışlarıyla baktı. Gözlerinin içi gülüyordu ona bakarken ama o an farklı bir duygu yer edinmişti gözlerinde.

"Nasılsın?"

"İyi, sen?"

Gözlerini yumup açtı İbrahim. İyiyim demek istiyor ama diyemiyordu. Mustafa fark etti durumunu. Başını yana doğru yatırıp kaşıyla ileriyi gösterdi. İbrahim'in anlayıp ayaklanmasıyla Mustafa da ayaklandı. Arkadaşlarının şüpheli bakışları altında biraz ilerlediler. Mustafa elini İbrahim'in omzuna attı.

Gül Cemal 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin