Vampir Okulum 1 (DÜZENLENİYOR)

29/V.O

Merhaba :))

Bu bölüm baya uzun olmasa da idare eder. Şimdiden sıkıntılar için özür dilerim. Sınır geçildikçe yb atacağım.

Hayalet okuyucu olmaktan vaz geçip şu yıldıza basın arkadaşlar.

Şimdiden oy veren ve yorum yapanlara teşekkür ederim. Sayenizde reis olmuşum :)) sizler de benim kalbimin reis'isiniz.

SINIR: 70 Oy ve 35 Yorum

"Çok mu pis kokuyorum" diye sordum yanına vardığımda. Burnunu kapatmasıyla başını öteki tarafa çeviriyordu çünkü. Elini yüzünden çekerken o gün evde gördüğüm gibi insanın içini sıcacık edecek gülümsemelerinden birini göndererek nazikçe "Vampirleri sevsem de kokularına dayanamıyorum sonuçta ben de bir kurdum Alina,doğamız gereği" açıklama yapmıştı. Doğana tükürsem kurtçuk. Bir az daha oyalanmamak adına venkimsenin onu görmemesi için "Niye geldin ?" diye sordum hemen.

"Bir selam verseydin mesela" diye sitem eden Acun Dean Cedric'e dil çıkardım. İstediği selam vermek olsun. Çok güzel selam da veririm,hal hatır da sorarım. "Selamün aleyküm macun, iyisinizdir inşallah, çoluk çocuk, avcılar nasıllar,hele o boncuk katmerli revani nasıl,e cevap versene lahmacun" derken yüzündeki dehşete kapılmış ifadesi yerini korudu bir ara ''katmerli revani?'' diyerek yüzünü bile buruşturdu.

"Dalga geçmeyi keser misin ? Acun ismi Türkçe kökenlidir ve dünya, varlık anlamındadır. Cahil, ayrıca ismim sadece acun değil Dean ve Cedric'te diğer isimlerim."

"Offf anladık ne tan tana ettin be diş macunu ! Niye geldin onu söyle"

"Bir şeyler araştırdım kitaplardan ve bir şey buldum ama okuyamıyorum."

"Bana cahil diyordun okuma bilmeyen cahil"

"Alina eğlenmeyi bırak ciddiyete gel, yazı eski melezlerin okuya bilmesi için özel bir Latince ve grökizce yazılmış,bunu sen okuyabilirsin,ben değil" bana doğru uzattığı tuhaf kitabı aldım. Üzerinde garip yazılar, anlamsız kelimeler vardı. Kapak eskimişte olsa üzerinde bulunan boşuklarda renkli taşlar hala aynı canlılıkla kalmıştı,elime geçtikleri anda hafifçe parladılar bu ikimizin de beklediği bir olaydı. Kitabı kısaca karıştırdım. Sayfalar eskimiş hatta yer yer sararmış, kopakmak ister gibiydi. "Başka ellere geçmemeli,dikkatli ol,olur mu ?" dedi benim gibi kitaba bakarken.

"Merak etme"

"Senin derste olman gerekiyordu değil mi ?"

"Ah! Ah! O abim olacak kıskanç, çingene,dana yavrusu beni kıskandı,sabah bunu biraz gaza getirdim de o da gazı çıksın diye beni kurt okuluna aldırmış babamla"

"İyi yapmış en iyisi,ben gidiyorum bir isteğin var mı ?"

İşte okumuş insanın hali de bir başka oluyor canım. Nazik,efendi mi efendi,işin de gücünde, namazında,niyazında, savaşında. Mis gibi yakışıklı ve kurt adam daha ne istenir. Kendimi kızını zengin ve yakışıklı çocuğa vermiş damadını öven kaynanalar gibi hissettim.

"Yok"

Şimdi piçlik yapmasam olmaz. İçim rahat etmez hem Muisayı dövememiştim.

"Acun bir dakika ?"

"Efendim ?"

"Ben abimin turşunu kuracağım da bir daha gelirken bana acur da al"

Koşarak portaldan geçerken arkamdan acun olan acur'un iyi (!) dileklerini duymazlıktan geldim.

Acunun buraya tek gelme sebebi kitap değildi,kendi kardeşlerini görme arzusuydu. Onun hayatı ailesinin saçma olayları yüzünden mahvolmuştu,kardeşlerini istemediğini söylese de ara ara merak ediyordu işte,onun yerine koyduğumda kendimi aşırı kötü hissediyordum düşünsenize hiç kimseniz yokken size her şey olacak birine kalbinizi veriyorsunuz ve haysiyetsizin biri çıkıp onu sizden alıyor bir de öldürüyor...onun acısını tuhaf bir şekilde kalbim de taşıyorum.