Vücudum sertçe sarsılmaya başladı. Uçağın yere temas eden yüzünün çıkardığı tuhaf bir ses vardı ve iğrençti,kulak tırmalıyordu. Uçağın sarsılması bittiğinde durduğuna dair anonsu yapılınca Rustinle olan konuşmamızı sonlandırdım, oturduğum yer de toparlandım.
Yol boyunca onunla muhabbet etmiştim,bu bana çok iyi gelmişti,her şeyden önce eğlenceli ve pozitif bir çocuktu ancak dediğim gibi çocuk da biraz kinci bir yön vardı. Diğer ırklardan nefret ediyordu,ona yarı kurttum desem acaba ne tepki verirdi ? Korkarım ki boğazıma bile bıçak dayaya bilirdi. Az önce kendisi söylemişti. Atalarımın düşmanlığını ben devam ettiririm çünkü atalarım düşman oldularsa bir bildikleri vardır cidden bunu söylemişti. Kafa yapısı bizim zamanımıza ait bile olsa arada bir geçmişe yönelik çalışıyordu.
Uçaktan indiğimiz de valizlerimiz ayağımıza kadar getirilmişti, hafifçe gülümseyerek valizimi aldım. Çıkışa yöneldiğimde nerede olduğumu idrak etmem baya sürdü çünkü karanlık büyük bir salonda gibiydik,etraf simsiyahtı ama yerler fosforlu Cevriye gibi fosforlu beyaz renkte parlıyordu. Tüm dünyanın ışık elektriğini çekmiş mübarek, söyleyelim de az kızsınlar. Elektriğe yeterince zam geldi zaten.
Rustinle yan yana yürürken ilerde genç bir çocuğun ona el sallamasıyla yakını olduğunu anlamıştım, Rustin nazikçe veda etti, tekrar görmek istediğini söyledi,bunu elbette düşüne bilirdim bu yüzden vedalaşıp o yoluna ben yoluma gitmeye başladım.
Büyük alandan çıktığım zaman gerçekten de bu boyutta gece yaşanıyordu. Henüz buranın zamanına göre saatimi ayarlamadığım için şuan saat kaç bilmiyordum. İçimi saçma bir acaba korkusu sardı. Acaba ev sahibi gitti mi ? Sokakta kalacak halim yok ya! Bir an önce adrese gitmem gerekiyordu. Yürürken düşünüyordum aynı zamanda, ileride bir grup görünce en iyisi onlara adresi sormamın iyi olacağını düşündüm. Hem yaşıtım gibi duruyorlardı hem de zararsız. Burada ki tüm varlıklar bir tuhaf bakıyorlardı ve bu da beni rahatsız ediyor gibiydi.
Yavaşça kokularını almaya başlamıştım bile, çıka çıka bana kurt grubu çıktı. İçimden umarım kinci değillerdir diye dua ettim. Allah'tan annem evdeyken bana büyülü bir kolye taktı da bulunduğum ortama göre kokularım gizleniyordu. Yanlarına yaklaştığım da beni ilk fark eden uzun boylu,esmer, yeşil gözlü genç bir kız oldu.
"Merhaba"
Salak Alina sesini kedi miyavlaması gibi çıkarma. Az cesaretli ol!
"Merhaba kuşum"
Kızdan da aynı karşılığı aldığımda az buçuk sakinleştim,kuşum kelimesine takmadan...diğerleri ile göz göze gelmemeye çalışıyordum zaten. Elimde ki adres yazılı kağıdı ona uzattım.
"Ben yeni geldim ve bu adresi bilmiyorum,bana tarif eder misiniz yolu?"
Kız adresi incelerken erkeklerden esmer olan biri elini uzattı, hafifçe sıktım ve bilindik soruyu bekledim. "Yenisin,okula mı geldin?" meraklı gözlerle baştan sona her hareketimi inceliyordu.
"Evet"
Esmer erkeğin yanında ki sarışın çocuk da atıldı. "Kaçıncı seviyesin?" elinde küçük bir kutu tutuyor arada kafasına dikiyordu ama o kutunun boyutu o kadar küçük ve farklıydı ki ne olduğunu anlayamamıştım.
"Yeniyim,ilk defa geliyorum"
"Nasıl yani?"
"Siz bana şu adresi söyler misiniz?"
Açık açık daha fazla soru istemediğimi belirttiğim de kız araya girip oğlana bir şeyler söyledi,bunu ne yazık ki anlamadım çünkü fazla kısıktı ayrıca gücümü kullanırsam kokum yayılabilirdi ve bu istediğim son şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulum 1 (DÜZENLENİYOR)
FantasíaAlina Black,her şeyden habersiz bir kızdı ama en başında. 18 yaşında öğrendiklerinden sonra kendisini "VAMPİR OKULUNDA" buldu. Sıradan bir vampir,kurt,ya da melez değildi. O özel melezdi. Kalbinin üzerinde ki ruh taşı ile kendi ruhunu, geçmiş melezi...