39.Bölüm: Günlük

1.5K 114 51
                                    

39

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

39.Bölüm: Günlük





Hayat benim için hiç akışında ilerlememişti. Ne normal bir çocuk olarak büyümüştüm, ne de normal bir çocuğun yaşadıklarını yaşamıştım. Hayatım hep akışının dışında karmakarışık bir biçimde ilerlemişti. Yanımda babam olduğunu sandığım, gerçek bir baba olduğunu sandığım bir adam vardı bu süreçte. Karmakarışıklığın tam ortasındayken sadece yanımda o vardı.

Bana öyle şeyler yaşatmıştı ki, ben kötüyü sevmek zorunda kalmıştım.

Kötüye alışmıştım.

Kötülük denilen şey benim ailem olmuştu.

Aslında ben karşısında korkudan tir tir titrediğim adamı sevmeyi öğrenmiştim. Küçücük bir kız çocuğu için Baba denilen şey o demekti. Ondan ibaretti. Bana kendi annemin bile hitap etmediği şekilde, kızım, diye hitap etmişti. Küçük kızım... Her canımı yakışında küçük kızım demişti. Ve ben büyüdüğümde, o adamın aslında babam olmadığını öğrendiğimde yaşadığım hayal kırıklığı beni intiharın köşesinden zar zor döndürmüştü. İnkâr edemem, bu duruma sevindiğimde olmuştu. Bana hayatı zehir eden adamın öz babam olmamasına sevinmiştim bir zaman sonra. Çünkü öz babamın yaptığını düşünmek daha kahrediciydi.

Şimdi aradan yıllar geçmiş, adını bile asla duymadığım bir adam annem öldükten sonra karşıma çıkmış ve bana, öz babam olduğunu söylüyordu.

Öz babam, bana kendini tanıtıyordu.

"Ne?" dedim şok içinde. Doğru mu duymuştum, yoksa bir yanılsamadan mı ibaretti anlayamamıştım. Adam bir anda yok olsa, bunun bir varsanım olduğuna kolayca inanabilirdim.

Burnumdan güler tonda bir nefes kaçtı. "Şaka mı bu?" Annemin durumuna öylesine üzülmüştüm ki kesin halüsinasyon görüyor olmalıydım. Gözlerimi bu yanılsamanın bir an önce geçmesini ister gibi sımsıkı kapattım ve bir kaç saniye sonra açtım.

Fakat hala aynı adam karşımda duruyordu.

Bunun gerçeklik ihtimaliyle ayaklarım kendiliğinden bir adım geriye doğru attı. Tedirginlikle sarsıldım. Gözlerime dolmak için hazır bekleyen yaşlar pınarlarıma doğru yola çıkarken, "Benim babam yok," diye bir fısıltı döküldü dudaklarımdan.

"Var," dedi kanıtlamak ister gibi bir sesle. Hüzün doluydu o ses. Ama benim kadar olabilir miydi bilmiyorum... "Buradayım kızım."

"Ben senin kızın falan değilim!" dedim, inkâr eden sesime rağmen içim korku doluydu. "Buraya gelme amacınız ne bilmiyorum ama inanın benim hiç vaktim yok. İyi günler," Tam kapıyı kapatıyordum ki adam elini kapıya yasladı.

"Biliyorum..." dedi yatıştırıcı bir sesle, sesi beni neden bu kadar etkiliyordu anlayamamıştım. Huzur veren bir tınısı vardı ve bu duygudan nefret etmiştim. "...Biliyorum, yıllar sonra karşına çıkan bu zavallı adamı kabul etmeyeceksin, haklısın da. Sana bensiz geçen 23 yılını geri de veremem. Babasız geçirdiğin yıllarını telafi de edemem..."

Kasvetli RenklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin