35.Bölüm: Sevmek

2.3K 166 118
                                    

"Elbette seni inciteceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Elbette seni inciteceğim. Elbette beni inciteceksin. Elbette birbirimizi inciteceğiz. Ama bu varoluşun mutlak koşuludur. Bahar olmak, kışın riskini kabul etmek demektir. Var olmak, var olmama riskini kabul etmektir. -Exupéry"

35.Bölüm: Sevmek

İnsanın içini ısıtan, kıpır kıpır eden hisler vardır. Bazen soluğunu aniden keser, bazen seni yerin en dibine sokar, bazense aynı hızla yerin en dibinden zirveye kadar çıkarır. Seni öyle hallere sokar ki denge kavramını bir anda yitiriverirsin. Asla yapmam dediğin şeyleri yaparken bulursun kendini. Kendinden asla beklemediğin bir şekilde birden değişirsin, dengen alt üst olur. Bazen en mutlu olduğun anda bile içine küçük küçük sızılar girer, bazense tam tersi en mutsuz olduğun bir anda kalbinde çiçekler açtırıverir.

İşte bende tam olarak bu karmakarışık hisse kapılmıştım. Hemde çok uzun bir zaman önce...

Dengem alt üst olmuş, kendimi olabilecek en güzel şekilde kaybetmişim.

İnsanlara yaklaşmaya korkan ben, şimdi ilk adımı atar olmuştum.

Hemde nasıl bir adım...

Başta onu sevdiğimi söylemeye çalışmıştım, ama nedenini anlayamadığım bir şekilde söylemememe izin vermemişti. Ardından bunu tasdikler bir biçimde cümleler kurmuştum ardı arkasına ama yine bir adım görmemiştim ondan.

Çok korkuyordum, hemde öyle böyle değil... Geri çevirmesinden, aramız tam normale dönmüşken geri adım atmasından deli gibi korkuyordum. Öylece ortada kalakalmaktan deli gibi korkuyordum, ama korkunun ecele faydası var mıydı ki.

Onu seviyordum ve bunu hiçbir şey değiştiremezdi.

"Seni seviyorum Yağız..."

Bu cümleyi kurarken hızlı hızlı atan kalbim, hızlı hızlı alıp verdiğim soluklar ve biraz da içimdeki tedirginlik yüzünden sesim titresede vazgeçmeyip olduğum yerde gözlerim kapalı, alnım hala alnına yaslı öylece bekliyordum.

Dudaklarıma çarpan soluklarının bir an kesildiğini hissettim.

Gözlerimi yavaşça araladım, bakışlarında gördüğüm şaşkınlığına karışmış hayranlık kalbimin bir kez daha teklemesine neden oldu. Söylediğim şeyden zaten emindi, ama şimdi söylememi beklemiyordu, ya da son teşebbüsümden sonra hiç söylememi beklemiyor gibiydi.

Tam dudaklarıma doğru yeniden başını eğecekti ki gözleri arkamızda bir yerlere takıldı ve o an aklıma Ömer'inde hemen yanımızda olduğu dank etti. Olamaz der gibi yüzüm buruştu, utançtan ne yapacağımı şaşırırken Yağız'ın sesin duydum.

"Oğlum ne işin var senin hala burada?" Az önceki öfkeli ses tonu biraz geçmiş olsada hala sinirli olduğunu anlamak mümkündü sesinden. Üstelik bu ses tonuna şaşkınlıkta hakimdi.

Kasvetli RenklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin