23.Bölüm: Korku

3.7K 146 50
                                    

23

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

23.Bölüm: Korku



Gözlerim odanın sessizliği yüzünden yavaşça aralandı. Görüş alanıma giren her zamankinden farklı renk duvar beni afallatmamıştı. Normalde uyum sağlamakta zorlanan bir yapım olsa da, bir kaç gündür Yağız'ların yanında kalıyordum ve çok çabuk uyum sağlayıp alışmıştım onlara.

Ellerimi gözlerime bastırarak yavaşça doğrulup saçlarımı karıştırırken uyku sersemi odada gezdirdim bakışlarımı. Yorganı üzerimden atıp bacaklarımı yataktan aşağı sarkıttım.

Onlarla birlikte kalacak olmama Baran öylesine mutlu olmuştu ki, onun yanına daha sık uğramadığım için atacağı tribi bile unutmuştu. Aramızda farklı bir bağ vardı Baran'la. Kanından olmayan birine herkes sevgi duyabilirdi. Ama bizim aramızdaki manevi bir sevgiden çok daha fazlasıydı. Baran'ı öylesine bir kardeş olarak görmüyordum.

Yerini ne kadar tutardı bilmiyorum ama ben onun kalbindeki küçük yarayı kapatmak, sevgiyle sarmak istiyordum. Annesizlik ne demek çok iyi bilirdim. Çünkü yıllarca aynı evin içinde annesiz kalmayı öğrenmiştim. Bu yüzden Baran'ı anlayabiliyordum. Gözlerinde ki hüznü, o kayıp parçayı tanıyor ve biliyordum.

Sıcacık yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra komidinin üzerinden telefonumu alıp saate baktım. Bir an önce üzerimi değiştirip Baran'ın odasına gitmeyi planlıyordum.

Burada kaldığım ilk günden beri uyandığım her an yanı başımda buluyordum onu. Uyandığında ilk iş benim yanıma geliyor yanıma yatıyor ve sıkıca bana sarılıyordu. Bense yanıma geldiğini hissetsem bile rahat olması için uyuma numarası yapmaya devam ediyordum. Benden bir tepki görmekten korkuyordu, bunun farkındaydım. Ben uyurken yanıma geliyor oluşunun bu yüzden olduğunu biliyordum. Onu istemeden kırkmaktan üzmekten öylesine korkuyordum ki, Baran'a karşı attığım her adımı onu incitmemesi için düşünerek atıyordum.

Sanırım ona karşı bu kadar temkinli yaklaşımım, bir çocuk olarak onda yanlış bir izlenim bırakmıştı. Benden çekinmesi istediğim son şey olurdu.

Ama bu sabah onun varlığını belli eden kıpırtılarını yatağımda hissetmemiştim. Uykumu bölen de bu olmuştu. Şimdiye kadar uyanmış olması gerekiyordu ama evin içinde Baran'a ait herhangi bir ses duyamıyordum. Belki de hastalanıp uyuyakalmıştı.

Hızlıca üzerimi değiştirip kaldığım odadan çıktım. Baran'ın odasının önüne geldiğimde aralık olan kapıyı yavaşça itip içeri girdim ama oda boştu. Kaşlarım merakla havalandığında tedirginliğimi saklamaya çalıştım.

Bir yere gidecek hali yoktu ya.

Salona inerken bir yandan da banyoya bakmayı unutmamıştım. Gözlerim Baran'ı arar vaziyette etrafı tararken merdivenleri hızlıca tüketip aşağı indim. Salon da boştu. Mutfakta kahvaltı hazırlayan kadını gördüğümde ona, "Günaydın." diyerek yanına doğru yaklaştım. Evde devamlı bir çalışan yoktu ama temizlik ve yemek için ayrı zamanlarda gelen tanıdık yüzler artık beni şaşırtmıyordu. Azra buraya gelmeden önce Yağız'ın yalnız yaşıyor olduğunu düşünürsek bunlar alışagelmiş oldukça normal şeylerdi.

Kasvetli RenklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin