41.Bölüm: Kalbe Saplanan Hançer

1.4K 139 88
                                    


Furkan Ermiş - İçimdeki Özlemdi

Satır içlerine yorumlarınızı bırakmayı lütfen unutmayın.

Satır içlerine yorumlarınızı bırakmayı lütfen unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


41.Bölüm: Kalbe Saplanan Hançer



Kalbinize bazen hançerler saplanırdı. Belki fiziksel bir yara bırakmazdı ama nefesinizi keser ve size bir anlıkta olsa yaşadığınızı unuttururdu. Nefes aldığınızı, yaşadığınıza dair belirti gösteren en ufak şeyi sizin avuçlarınızın arasından çekip alırdı. Bir süre olduğunuz yerde kalır, uzunca düşünür ve sonra yavaş yavaş ölürdünüz.

Ruhumuzun kaçıncı cenazesini kaldırırsak kaldıralım, bedenimiz yeniden yaşadığını hissetmek için derin derin solumaya başlardı. Kesilen her nefesi yerine daha derin bir soluk almak isterdi. Fakat bu kez biz onun nefesini kesmek isterdik ama buna asla gücümüz yetmezdi.

Yaşadığımızı öğrenmeye, onu hissetmeye ihtiyacımız vardı.

Ben yaşıyor muydum bilmiyorum. Artık nefes aldığımı hissedemiyorum. Bedenime saplanan ama en çok zararı ruhum gören bu bıçak izlerinden nasıl kurtulabilirdim, nasıl bu yaralardan köşe bucak kaçabilirdim... Bilmiyorum.

Ve galiba artık bilmekte istemiyorum. Çünkü son darbeyi çok acı veren bir yerden yedim.

Her zaman yaşadığım acıyı son sanır ve dahasının olamayacağını düşünürdüm. Yine o meşhur sözüm beni tepetaklak ederdi; daha ne olabilir ki?

Bu cümleyi her kurduğumda başıma daha kötüsü geldi.

Zaman benim için saniyenin yıllara tekabül edeceği kadar yavaş akıyordu, daha ne olabilir ki dedim ve zaman geriye doğru akmaya başladı. Beni bir hortumun içine çekip geriye akan zaman geçmişimi gözler önüne sererken yıprandım, canım defalarca kez yeniden yandı. Dedim ki, daha ne olabilir... Zaman bunu duydu ve zamanı benim için durdurdu, hem de en acı çektiğim nokta da... Kalbimde.

Her nefes alış, yeni bir başlangıçtır oysaki.

Bundan sonra bu cümlemin üzerini sırtıma saplanan bıçaklarla çiziyorum.

Her nefes alış, bir vazgeçiştir.

Şimdi dur. Sakince derin bir nefes çek içine, yaşadığını hisset. Hissediyor musun? Hissettin ve sana yaşadığını hissettiren o nefesi geri verdin. Öyleyse her çıkmazın sonunda yeni bir yol vardır derlerken bizi kandırmış olduklarını da bil. O çıkmazın sonunda yeni bir yol hiçbir zaman yoktu ve hiçbir zaman da olmayacaktı. Çünkü biz hatayı en başında yaptık. Bize yaşadığımızı hissettirmesine rağmen, aldığımız her nefesten vazgeçtik ve yenisini istedik. Çünkü biz hataya yine düştük, bir daha inanmayacağız dedik ve kandırıldık.

Kasvetli RenklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin