20.Bölüm: Teksoy'lar.

2.9K 162 69
                                    

20

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

20.Bölüm: Teksoy'lar.


Soğuk havayı derin derin soludum. Burnum hissizleşip kızarsa da bu pek umurumda olmadı. Yağız ile Baran'ı özlediğim her an kendimi nefes almak için camı aralarken buluyordum.

Öyle zor geliyordu ki... Aklımdan hiç çıkmadıkları gibi sürekli rüyalarıma giriyorlardı.  En büyük şansımsa kendimi onlara gitmemek için dizginleyebiliyor olmamdı.

Odamın kapısı tıklatılıp açıldığında bunun kim olduğunu sorgulamadım. İklim olduğunu biliyordum çünkü. İklim gitmiş yerine bambaşka biri gelmişti. Sürekli benimle ilgileniyor, konuşmaya çalışıyor, yemekler hazırlıyordu. Halbuki o bırak yemek yapmayı, mutfağa bile doğru dürüst girmeyi seven bir insan bile değildi. En son girdiğinde tostları yakmış, mutfağımı duman altında bırakmıştı.

"Atıştırmalık bir şeyler hazırladım. Gelsene, beraber yeriz?" Dudaklarını büzerek sorduğu soruyla pek ilgilenmedim. Hiç arkadaşım olmayabilirdi, yalnız olabilirdim ama bunların hiçbiri benim sahte insanlara ihtiyacımın olduğunu göstermiyordu.

"Sağol, aç değilim."

Buz gibi havanın içeriye sızmasına izin veren camımı kapattım ve yatağıma oturdum.

"Sabahtan beri bir şey yemedin, hem biraz sohbet de ederiz?"

Alayla güldüm ve başımı onaylamazca salladım. "Bu söylediğine sen inanıyor musun?"

"Neye?"

"Bizim sohbet edebileceğimize."

"Geçen gün söylediklerim için böyle söylüyorsan..." Lafını kesip yavaşça ayağı kalktım.

"Hayır," dedim. "İnan bana İklim, o gün söylediklerin hiçbir şeydi benim için. Çünkü ben çok daha fazlasını biliyordum. Bunların hepsini duydum, hissettim, yaşadım. Ama bizim arkadaşlığımızı bitiren bu değildi. Sen ne zaman benimle sohbet etmek istesen birbirimizi kırdık, üzdük. Bense bunların hiçbirini senden beklemedim. Bizim arkadaşlığımızı da bitiren buydu. Senden bu yaptıklarını beklemiyor olmam."

Şaşkınlıkla baktı bana. "Ne arkadaşlığı? Biz kardeşiz. Bizim..."

"Dur ben söyleyeyim. Bizim sonumuz bir... Böyle söyleyeceksin, değil mi?"

"Evet! Çünkü öyle. Sen benim kardeşimsin ve bizim sonumuz bir. Bunu sende biliyorsun."

"Sana acı bir gerçek söyleyeyim mi İklim? Senin sonunu düşlediğin arkadaşın ben değilim. Ben... Ben her zaman insanlardan uzak durdum. Onlara yaklaşmaktan korktum. Çünkü normal insanların fark edemediği her şeyi ben önceden fark edip hissediyordum. Bütün hayal kırıklıklarını, vicdan muhasebelerini... Ama sen arkadaşım olmak istedin, sonumuzun bir olacağına inandırdın kendini. Ne yalan söyleyeyim, beni de inandırdın. Hayatımda belki de en önemsediğim insan oldun. Kimseyi umursamayan ben, senin için sınırlarımı zorladım. Yapmam dediğim şeyleri yaptım. Girmem dediğim ortamlara girdim. Çünkü arkadaşlık biraz da fedakarlıktı. Kendinden ödün verebilmekti. Ben verdim, peki sen? Sen verdin mi?"

Kasvetli RenklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin