"Açıklanamayan şeyler her zaman korkunçtur."
Hayatın Kaynağı, Ayn Rand
~Bölüm şarkıları:
•İz, Femrez
•Alev Alev, Feridun DüzağaçYirmi Üçüncü Bölüm
"YÜREKTE OLUP DİLE GELEMEYENLER"İlk görüş önemliydi. Karşımızdaki hakkında en büyük düşünce temelleri o zaman atılırdı. Kimi zaman bu düşünceler değişmez, kimi zaman da değişirdi.
Mesela Zeki'yi o partide ilk gördüğümde hissettiğim tek şey tiksinti ve nefret olmuştu. Çünkü o giydiği smokininin çizdiği 'temiz iş adamı' imajının arkasında nasıl bir pislik olduğunu biliyordum. Bunları hiç bilmesem de ondan yine aynı şekilde uzak dururdum. Etrafına yaydığı enerji güvenilmez ve sinsi bir adam olduğuydu. Zeki, en başında kaybedenlerdendi ve bunu hiçbir zaman değiştiremeyecekti.
Şimdi, dizime kafasını koymuş belki de en büyük yarasından bahsederken içimde ufak bir kırılma olduğu doğruydu ama daha sonra kaç canın hayatını bitirdiği aklıma geliyordu. Öyle ya da böyle, bilerek ya da bilmeyerek içinde bulunduğu çeteye hizmet vermeye devam ettiği sürece suçluydu, katildi. Bizim o gece yaptığımız kazada da parmağı vardı. Emri üstlerinden almış olabilirdi ama bu bahane kabul edilemezdi. O yüzden yüzündeki acı dolu ifade ona olan düşüncelerimi degiştirmemişti. Hatta çok daha fazla uzağa savurmuştu.
"Başın sağ olsun." demekle yetindim. Yalnızca tebessüm etti ve bir şey söylemedi. Omuzlarından tutup silkelemek ve sen de beni böyle bir acıya mahkum ettin demek istiyordum. Boğazımda büyük bir yumru oluşmuştu. Telefonuna bildirim sesi düştüğünde kendini toparladı. O an aklımdan geçen tek şey linki telefonuna göndermek ve kurmaktı. Gelen mesajı üstünkörü okuduktan sonra telefonu sehpaya bıraktı ve ayaklandı.
"İzninle, toparlanıp geliyorum." dedikten sonra sarsak adımlarla kayboldu gözden. Bu işin bu kadar kolay olmasını hiç beklemiyordum. Telefonun ekranın sönmesinden korkarak ekrana bir kez dokundum. Çantamdan telefonumu çıkardım ve mesajlara girerek Demir 'in bana yolladığı ama bilhassa tıklamadığım linki Zeki'ye yolladım. Gelen linki telefonundan açtığımda ekranda yalnızca bir şeyin yüklendiğine dair bildirim vardı. Bir gözüm salonun kapısında bir gözüm de bildirimdeyken stresliydim. Yakalandığım an buradan ancak cenazemin çıkacağı kesinleşirdi. Ve şu an ölmek, yapacak çok şeyim varken aklımda bile yokken özellikle burada bu evde, bir katilin evinde ölmeyi hiç istemezdim.
Daha sonra yüklendiğine dair bildirim kayboldu ve uygulama sinsice telefona sızdı. Ne olduğuna dair bir fikrim yoktu Demir sırf ona böyle davranıyorum diye bilerek söylememişti. Ama tahminlerime göre yaptığı tüm görüşmelerden haberleri olacaktı. Telefonun ekranını söndürmeden önce ayarlara girdim ve ekran süresinin ne kadar da ayarlı olduğuna baktım, on saniyeye ayarlıydı. O yüzden ekranı söndürdüm ve aldığım yere bıraktım. Kalbimin hızı gittikçe yavaşladı ve normale döndü. Üstünü değiştirmiş, rahat bir şeyler giymek yerine başka bir takım elbise giymişti. Boğazımı temizledikten sonra bacak bacak üstüne attım ve ucunda oturduğum koltuğun arkasına yaslandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsiyet |tamamlandı|
Teen Fiction+18 ögeler barındırmaktadır; şiddet ve cinsellik. ~ "Sen," diye fısıldadım gecenin şavkında. Vücutlarımız ahenkle birbirine çarpıyor, aynı zevki kucaklıyordu. Boynunu kokladıktan sonra derin bir öpücük kondurdum. "Beni önce yaktın, sonra küllerimi...