26.Bölüm "Periler Şahının Kızı"

910 36 5
                                    

"Niçin masalın hayat, hayatın da masal olmadığını üzülürdü."

Oblomov, Ivan Gonçarov

~Bölüm şarkıları:

•Comptine d'un autre été, l'après midi, Yann Tiersen

•Uyu Bebeğim Uyu, Pera

Yirmi Altıncı Bölüm "Periler Şahının Kızı"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yirmi Altıncı Bölüm
"Periler Şahının Kızı"

Mutluyum. Yüzümde büyük bir gülümseme, üstümde ise beyaz, çiçekli yazlık bir mini elbise var. Sahildeyim, sabahki sıcaklığın etkisi kumlarda hâlâ kendini belli ediyor. Bacaklarıma ara sıra çarpan tuzlu suyun kokusu bile yüzümdeki gülümsemeyi arttırıyor.

Özgürüm. Daha önce hiç olmadığım kadar hem de. Sanki az önce dünyaya gelmişim gibi saf hissediyorum. Ne geçmişim var ne de geleceğim... Ne acılarım ne de korkularım... Tüm tabularımdan sıyrılmış bir şekildeyim.

Gün batımında esen tatlı meltem burnuma hoş bir kokuyu getiriyor. Tanıdıklık hissiyle sarsılırken aniden arkama dönüyorum.

Koyu kumral saçları, kuvvetli bedeni gözüme çarpıyor ilk olarak. Daha sonra bakışlarımı yüzüne çıkartıyorum. Ne ince ne dolgun gül kurusu dudakları, hafif kemerli burnu ve gözleri... Gözlerinin güzelliği daha önce eşine benzerine rastlamadığım türden. Güneş'in yaydığı kızıllıkta parıldayan irislerinde kahvenin her tonu var.

Sonra hava aniden kararıyor ve biz sahilden uçurum kenarına geçiyoruz. Az öncekinin aksine tatlı bir meltemden ziyade sert esen bir rüzgar var. Dalgaların kıyıya vuruş şekli bile ürkütücü geliyor.

O karşımda hiçbir şey demeden duruyor ve yalnızca bana bakıyor. Olduğum kayalık hareketlenmeye başladığında elimi uzatıyorum yardım et dercesine. Dudaklarımızdan tek kelime dökülmüyor. Ağzımı açmak istesem bile konuşamıyorum.

Kayalık aniden diğerlerinden ayrıldığında çığlık bile atamadan kendimi serin suyun içinde buluyorum. Son gördüğüm ise o adamın olduğu yere çökmüş bir vaziyette oturuşu oluyor.

Derin nefesler eşliğinde bakışlarımı araladığımda zaman kavramından çok uzaktaydım. Körük gibi inip kalkan göğsüm odadaki tek sesti. Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım. Kısık bakışlarım Demir'in odası olduğunu anladığım odanın içinde gezerken neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordum.

Kutsiyet                                                           |tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin