12 Kasım 1993 | Özel Bölüm

318 18 3
                                    

Selamlar!

Nasıl başlasam, ne desem bilmiyorum hiç. Kafamda dönüp dolaşan bir kurguyu hiçbir beklentim olmadan buraya aktardım ve biz şu anda 36 bin olduk...

Kelimelerimi, cümlelerimi, karakterlerimi; gerek üzülerek gerek sevinerek okuyan birçok kişiyi görmenin ne kadar gurur verici olduğunu nasıl anlatırım bilmiyorum. Belki milyonlarca okunan kitaplardan sonra bu yazdıklarım bazılarınıza saçma geliyor olabilir ama benim hissettiklerim azımsanamayacak kadar büyük...Ne mutlu ki bana sıfırdan bir hikaye yayımlayarak 36 bin güzel insana ulaşmışım...

Hepinize sonsuz kere teşekkür ediyorum ve sizleri geçmişin güzel ama bir o kadar da acı kollarının arasında bir müddet uykuya alıyorum.


Bölüm şarkısı:
~Kayıbım Hâlâ, Suzan Hacigarip

İsis... Benim için çok özel bir karakter. Zihnime düştüğü andan itibaren orada, benimle birlikte. İlk kitabımın ilk karakteri olmasının yanısıra bambaşka bir yeri var. Beni düştüğüm anda kaldıran, gücümü toparlamama yardımcı olan tek kişi. Çünkü ne zaman kötü şeyler yaşansa bir şekilde üstesinden gelebilmeyi ben ondan öğrendim. Nasıl güçlü olunur, düşsem bile nasıl ayağa kalkarım o öğretti bana.

Belki sizlere bu sürekli güçlü kalma mottosu ütopik gelebilir fakat eğer gerçekten görerek, zihninizde canlandıra canlandıra okuyorsanız aslında düşe kalka buralara gelinen bir serüven olduğunu görürsünüz. Ben hiç yıkılmayan, hep güçlü bir karakter yazmıyorum, yazamam da. Her şey birer kurgudan ibaret olsa dâhi bu, hikayedeki gerçekliği tamamen kırar. Biz yeri geldiği zaman düşen, hatta belki de çok uzun süre ayağa kalkamayan ama bir şekilde ayaklanan bir kadını okuyoruz. Kimimiz zaten böyle, kimimiz hep düşüyor ama kalkamıyor... Hali hazırda bunu yapabilenlere direnç, yapacak olanlara da cesaret vermek istiyorum. Düşmekten korkmayın. Ne olursa olsun.

Hem ne derler bilirsiniz; her gecenin bir sabahı vardır.

🕸

Son kez, İsis Çolpan'dan


2008

On beşinci adım.

Otuz yedinci adım.

Elli altıncı adım.

Evimin olduğu sokağa girdiğim an birkaç kişiyi camda, birkaç kişiyi de bizim eve doğru bakar şekilde yolda buldum. Hava kararmıştı. Elimdeki market poşetini sıkı sıkı tutarken yüreğim pır pır ediyordu. Koşmaya başladım bir anda. Kapının önüne varacağım esnada bir el tuttu kolumdan.

"Nereye gidiyorsun sen?" diye kızdı Hatice Teyze.

"İçeriye bakacağım ne oluyor diye." dedim hızla. Tutuşunu sıkılaştırdı.

"Gidip ne yapacaksın? Ananın kırıklarından biri var içeride. Onla tartışıyordur." Alt dudağımı dişledim.

Kutsiyet                                                           |tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin