Bölüm şarkıları:
•Solas, Jamie Duffy
•Kimsesiz, Tuna Hizmetli~
OTUZ DOKUZUNCU BÖLÜM
"Bellum omnium ontra omnes"Ani plan değişiklikleri bazen ölüme kadar sürüklerken bazen de uçurumun kıyısından dönmek oluyordu.
Aylarca en ince detayına kadar düşündüğüm planı iptal etmek, çılgınlıktı, delilikti. Sonucu ne olurdu bilmiyordum. Ölüme mi sürüklenirdim, uçurumun kıyısından mı dönerdim?
Belirsizdi.
Fakat yine de ilk defa bir belirsizlik korkutucu gelmiyordu. Gözümü kararttığımdan mıdır bilinmez yolun sonunu göremesem de görebiliyormuşum gibi geliyordu. Sonunun iyi olmasını temenni etmekten başka bir şey dileyemedim o an.
"Ne?" diye olağan bir tepki verdiğinde güldüm hafiften.
"İndireceğiz işte. Nesini anlamadın?" Birkaç adım atıp karşıma geçti.
"Patron, sen ne dediğinin farkında mısın? Biz bu herifi indirmek için sevkiyatı bombalamayı düşünüyorduk. İki günde hiçbir bok yapamayız." Elimi omzuna attım, iki kere vurdum hafifçe.
"O iş bende. Sen sadece adamların en kalifiyelisini seçip ekip oluştur." Delirmişim gibi bakıyordu bana. Evet, söylediğim çok zor gibi gelse de kulağa artık öyle değildi. Çünkü kendisiyle buluşmam için herhangi bir yeri patlatmama gerek yoktu.
Aramızda kan bağı vardı.
Cevap veremese de kafasını salladı. Ne düşündüğümü merak ediyordu. Hatta ona göre delirmiş olmalıydım. Delirmemiştim, henüz. Yanımdan ayrıldı.
🕸
Uzun süren bir yolculuktu. Derin bir nefes aldım arabadan inerken. Dört araba gelmiştik Moskova'ya bir buçuk saat uzaklıktaki bu yerleşim yerine. Tepemizde dronelar, önümüzde iki araba eşlik etmişti yol boyunca. Onun sınırlarına girmiştik neticesinde.
Bu iki gün içerisinde onu ben aramamıştım, o beni aramıştı. Lakin bu zaten beklendik bir durumdu. Yolladığı paketten sonra bana ulaşacağı bilgisini tahmin etmek pek zor değildi. Fakat yine de bir riskti. Aramayabilirdi de. Şayet aramasaydı çok daha kötü şeyler gerçekleştirebilirdim.
"Big Boss'un inine girdik mi dersin patron?" dedi Bir Numara arabadan inip yanımda ilerlerken. Kendisi yakın korumam oluyordu ve uzun bir süredir birlikteydik fakat ismi yoktu. Bizim ekibimizde kimse birbirinin adını kullanmaz, hatta söylemezdi. Herkesin numarası vardı ve herkes o numaraya hitap ederdi.
"Umarım bunları söylerken sinyal değiştirici kullanmışsındır." diye mırıldandım etrafa göz gezdirirken. Benimle böyle konuşabilen sayılı kişilerdendi. Diğerleriyle bu denli samimi sayılacak sohbete girmezdim. Elindeki uzun silahı omzuna yerleştirdi. Siyah kar maskesinin kapladığı yüzünden buz mavisi gözleri görünüyordu yalnızca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsiyet |tamamlandı|
Teen Fiction+18 ögeler barındırmaktadır; şiddet ve cinsellik. ~ "Sen," diye fısıldadım gecenin şavkında. Vücutlarımız ahenkle birbirine çarpıyor, aynı zevki kucaklıyordu. Boynunu kokladıktan sonra derin bir öpücük kondurdum. "Beni önce yaktın, sonra küllerimi...