15.Bölüm "Küllenen Geçmiş"

1K 46 0
                                    

"Geçmiş asla ölmüş değildir. Geçmiş geçmiş bile değildir."

Seninle Başlamadı, Mark Wolynn

~Bölüm Şarkısı; Kupa Kızı ve Sinek Valesi, Teoman

On Beşinci Bölüm
"KÜLLENEN GEÇMİŞ"

Dudaklarımdan fırlayan suçlayıcı cümleler mühürü sızlatmış, varlığını hissettirircesine ateş püskürtmüştü. Yüzmeyi bilmeyen bir denizkızı gibi çırpınıp duruyordum. Ait olduğum yerdeydim fakat içimde kıyıya karşı öyle büyük bir özlem vardı ki bu; kuyruğumu söküp atacak kadar çoktu.

Belki de ben ait olduğum okyanusta, huzursuzca ölmek için doğmuştum. Çaresizce çırpınan bedenim, özleminden başka bir şeyi düşünmeyen zihnim ile sessizce durmalı ve genzime kaçan litrelerce tuzlu suyu yutmalıydım. Kalbimin bir köşesinde dâima mesken tutan kederimi ve özlemimi unutmalı, bu rüyadan uyanmalıydım.

Bir dakika. Tamı tamına altmış saniyedir yüzüme boş boş bakıyordu. Hatta öyle ki, dudaklarımdan dökülen her bir kelimeyle odanın buz tuttuğunu ve onun bir buz dağının altında kaldığını düşünmüştüm.

Burun kemerini sıktıktan sonra tek kelime etmeden odadan çıkıyordu ki, son anda durdu.
Gözlerimi üstünden bir an olsun çekmiyordum. Elindeki çerçeveyi avuçlarıma tutuşturdu, irislerimin içine dümdüz bakıyordu ama ben o bakışların altında yaralı bir kalp ve patlamaya hazır bir volkan görüyordum. Küçük bir an vicdanım yerinde rahatsızca kıpırdandı fakat öfkem onu eliyle itekleyerek susturdu. Ağzını sıkı sıkıya kapatmış, tek kelime etmesine izin vermiyordu.

Ağır adımlarla yürüyor, sanki buradan gitmek istemiyor gibi bir tavır sergiliyordu. Bir yandan düşünceli olduğu da belliydi. Önce odadan çıktı, daha sonra da dış kapıdan çıktığını belirten sesi duydum. Arkasından bakakalmakla beraber, odadan nasıl çıktığımı bilmiyordum. Kaldığım odaya geçtikten sonra dibimde duran ve daha önce hiç oturmadığım tekli koltuğa bedenimi tıpkı bir çuval gibi bıraktım.

O gece diğer tüm geceler gibi gözüme bir gram uyku girmedi. Oturduğum yerden sabaha kadar kalkmadım. Salonun camından içeri giren sokak lambasının ışığını izledim. Gün ışıyana kadar düşündüm, düşündüm ve düşündüm.

Dudaklarımın arasından bir zehir gibi akıp giden cümlelerin gerçeklik payını düşündüm. Haksız mıydım yoksa haklı mıydım bilmiyordum fakat pişman değildim. Çözülmesi zor bir adamdı. Bir hareketiyle kardeşini sevdiğini düşündürürken diğer hareketiyle aklımı bulandırıyordu. Eğer beni arada bırakmaya çalışıyorsa amacına ulaşıyordu. Bu dengesiz hareketleri sinirime dokunuyor, yerli yersiz ona karşı çıkışma isteği duyuyordum fakat az önce yaşananlar yersiz değildi.

Ona karşı söylediği yalanlara hiçbir zaman inanmamıştım. İşteyim diyordu, uçak bileti bulamadım diyordu fakat hiçbir zaman gelirim demiyordu. Bunların hepsine birebir şahit olmaktan ziyade bu tavırları kanıma dokunuyordu.

Kutsiyet                                                           |tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin