36.Bölüm "Qua Fata Ferunt"

396 20 6
                                    

Bölüm şarkıları:
•Fırtınadayım, Mabel Matiz
Wake Up, Evgeny Grinko

~


OTUZ ALTINCI BÖLÜM
"Quo Fata Ferunt"

Yalnızlık kötüydü.

Daha da kötüsü kalabalıklar içinde yalnız olmaktı.

Mesela eve gelince sıcak, içten bir tebessüm görememek, biri tarafından merak edilmemek, boğulacak gibi olduğunda bir liman bulamamak acı bir tabloydu.

Zoya vardı ama onunla yorgunluğumu, üzüntümü paylaşamadıktan sonra yalnızlığıma pek bir etkisi olmuyordu. Doktorum bana yalnızca yardımcı olabilmek için oradaydı ve işi buydu. Gideon ise ne kadar yakın olursak olalım benim emrimdeki bir çalışandı. Hiçbiri benim etik anlayışıma uymuyordu.

Benim bir arkadaşım bile yoktu.

Karşılıklı kahve içeceğim, sohbet edeceğim, dışarıya çıkabileceğim, derdimi koşulsuz şartsız paylaşabileceğim kimse yoktu.

Benim bir hayatım da yoktu.

Cesur, "Sen gittin, ben öldüm." derken bile ölmediğinin farkında değildi aslında. Niye ölecekti ki? Neden ölecekti? Kendisinin kurup oynadığı bir oyunda dengeleri değiştiren ben olduğum için değil de gittiğim için ölecek ne vardı? Belki ufak çaplı bir yıkıma uğramış olabilirdi ama onu toparlayacak kişi çoktu. Herkes kendi kaderini kendi çizmişken şimdi isyan etmek anlamsızdı.

Mesela ben Zeki şerefsizinin yanındayken defalarca işkence görmüş, her türlü şiddeti yaşamıştım. Ama ölmemiştim, yaşıyordum işte. Kendi seçtiğim yolda başıma gelenleri kabul etmiştim çünkü.

O gece hariç.

"Kendine geliyor." diye mırıldanan bir ses duydum. Gözlerimi açtım yavaş yavaş.

Keşke açmasaydım.

Üstüme kilolarca ağırlık bağlanmış gibiydi. Elimi kıpırdatacak mecalim yoktu. Dudaklarım kurumuştu, dilimle ıslattım. Bakışlarımı tepemde dikilenlere değdirirken kolumdaki serumu yeni yeni fark ediyordum. Yutkundum. Boğazımda bir acı belirirken gözlerimi kısmadan edemedim. Kafam o kadar sisli ve dumanlıydı ki hiçbir şey düşünemiyordum.

"Nasılsınız?" Erkek doktora gözlerimi kırptım. Konuşmak içimden gelmiyordu.

"Panik atağınız yorgunluğunuzla birleşince böyle bir tabloyla karşılaşmak durumunda kaldık maalesef." Cevap vermedim, o da üstelemedi zaten. Evin işleriyle uğraşan Türk çalışan, ismini hatırlamıyordum, endişeli gözlerle seyrediyordu.

Kutsiyet                                                           |tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin