"Akıp giden bir bataklığın içindeyiz hepimiz ama yıldızlara bakıyor bazılarımız."
Oscar Wilde
~Bölüm şarkısı: Core of Nature, Midlake
İkinci Bölüm
"ACIYA GEBE KALAN RUH"Zihnim yeni düşünceleri benimserken, uçup gitmiş bilincim yerine oturmuştu.
Nefes alıyordum, yaşıyordum fakat aslında hiçbirini yapmıyordum. Bedenim burada olsa da ruhum bambaşka yerlerde, toprağın altında onunla birlikteydi.
Arabayı çalıştırdıktan sonra direksiyonu hafifçe kırdı. Evinin önünden ayrılıyorduk ama aslında ikimizin de bir parçası oradaydı. Isıtıcının derecesini arttırdı ve birden üstündeki paltoyu atik bir hareketle çıkarttı. Ardından tek eliyle direksiyona hakimiyet kurarken paltosunu arka koltuğa fırlattı. Pür dikkat onu izlerken birden bana döndü.
"Ne bakıyorsun, ayı mı oynuyor?" Omuzlarıma düzensizce düşmüş eşarbı tıpkı şal gibi yayarak düzeltirken, "Orasından emin değilim." dedim.
İki elini direksiyona sıkıca sarıp, sağa doğru kırarken sertçe soluklandı. "Düzgün konuş." Gözlerimi devirdim. Yandan kısa bir bakış attı ama yüzünü çevirmedi.
"Aptal gibi davranıyorsun." Yüzüne baktım.
"Haddini bilirsen hak ettiğin gibi davranırım." diyerek üstü kapalı konuştum. Bu uyarıları baştan yapmam önümüzdeki günlerde işimi kolaylaştırırdı. Dalga geçer gibi hafiften gülümsemekle yetindi ve bir şey demedi. Böyle sinir bozucu bir adam olduğunu hiç düşünmemiştim. Tam bir hayal kırıklığıydı. Kısa bir süre geçtikten sonra aklıma gelen soruyu sordum.
"O gecenin benim hatam sonucu yaşanmadığını nereden biliyorsun?" Elinin tekini direksiyondan çekip sakallarını sıvazladı. "Orman yoluna girmeden önceki kamerayı incelettim." Düşünceli gözlerle yolu izliyordum.
"Bir ipucu bulabildin mi?" diye sordum. Çünkü o gece kazayı yaparken, iki araba bizi sıkıştırmıştı. Her ne kadar bu olayı deşmek için içimde bir şeylerin yatışmasını beklesem de bugün anlamıştım ki, hiçbir şeyi yatıştıramayacaktım. Demir ile karşılaşmam sanırım Tanrı'nın harekete geç demesinin başka bir yoluydu.
"Araştırdım." diyerek ucu açık bir cevap bıraktı. Kaşlarım havalandı.
"O gecenin kasıtlı yapıldığını düşünüyorum."
"Neden?" diye sorarken araba hızlanmış, gözlerini üstüme dikmişti. "İkisi de aynı model arabaydı ve biz evden çıktığımızdan beri takip ediyorlardı." Bir çift trafik magandası tarafından yapılan iş değildi bu. Bilerek, o gün bize bir hasar vermek için planlanmış gibiydi. Aniden frene bastığında emniyet kemerini takmadığım için öne fırladım. Alnımın köşesini torpidoya çarpmıştım.
"Elinin ayarı yok mu senin?" diye bağırdığımda önemsemedi. Yaralı bir hayvan gibi soluyor, göğsü hızla inip kalkıyordu. Eliyle direksiyona sertçe vurdu. Neler olup bittiğini kavramakta güçlük çekiyordum. Küfürler mırıldanıp duruyordu. Arabanın kapısını açıp dışarı çıktı. Çok beklemeden ben de peşinden indim. Sabah ayazını hiç umursamadan siyah bir gömlekle dikiliyordu. Yanına gittiğimde kolumu sıkıca kavradı. Bu defa kolumu sertçe çekerek elinden kurtardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsiyet |tamamlandı|
Ficção Adolescente+18 ögeler barındırmaktadır; şiddet ve cinsellik. ~ "Sen," diye fısıldadım gecenin şavkında. Vücutlarımız ahenkle birbirine çarpıyor, aynı zevki kucaklıyordu. Boynunu kokladıktan sonra derin bir öpücük kondurdum. "Beni önce yaktın, sonra küllerimi...