XXXVII.

37.8K 2K 325
                                    

Pazar sabahı Serdar'ın kolları arasında zil sesine uyanmıştım. İki gündür buradaydım ve babama bu akşam yola çıkıp Aydın'a geleceğimi söylemiştim. Ama hiç gitmek istemiyordum.

Serdar'ın kucağından onu uyandırmamak için yavaşça çıkıp ayağa kalktım ve üzerime Serdar'ın tişörtünü geçirip kapıya doğru ilerledim. Bu sırada zil ikinci kez çalınmıştı.

Gözümü ovaladıktan sonra kapıyı açtım.

Birincisi karşımda bir kadın görmeyi beklemiyordum.

İkincisi bu kadın bana çok tanıdık geliyordu. Nereden olduğunu çözemiyordum bir türlü.

"Sen kimsin?" Kaşlarını havaya kaldırıp sorduğunda birkaç saniye ona baktım. Ha?

"Serdar nerede? İçeride mi?" diye sordu cevabımı beklemeden. Tam da o sırada arkadan adım sesleri geldi. Serdar sadece eşofman altı ve yunan tanrısı gibi olan gövdesiyle belirdiğinde ikimizin de gözleri Serdar'ı alıcı gözlerle baştan sona süzmüştü.

"O kim Atilla?" dedi boğuk çıkan sesiyle.

"Serdarcım benim." Kadının Serdarcım demesi üzerine kaşlarımı çattım. Pardon, bu samimiyet nerden geliyordu?

Gözümün bir yerlerden ısırdığı kadına tekrar büyük bir dikkatle baktığımda çok geçmeden ağzım şokla aralandı.

Bu askerdeyken Serdar'a sakso çeken kadındı.

"Rojin?" dedi Serdar emin olmayarak. Kadın hızlıca yanımdan geçip Serdar'ın yanına ilerledi.

Ve sarıldı. Bildiğin Serdar'ımın çıplak vücuduna kollarını sarıp yanağını göğsüne yasladı. Biraz önce benim uyuduğum yere...

Çatık kaşlarımla Serdar'a bakarken göz göze gelmiştik ve böylece bir adım geri çıkmıştı.

"Noldu? Sen niye geldin?" diye sorduğu sırada ben de kapıyı kapatmıştım.

"Hiç sorma." dedi Rojin denen kadın. "Şuraya oturalım da öyle anlatayım. Böyle ayaküstü durmayalım." Serdar'ın mavileri bana kaydı. Kıskançlıktan o kadar sıkıyordum ki kendimi eminim kıpkırmızı olmuştum.

Şu ana kadar Serdar'ı kıskanmamı gerektiren tek bir şey bile olmamıştı. O yüzden şimdi alev alev yanıyordum.

Çatık kaşlarımla üstünü işaret ettim.

"Sen geç otur." dedi demek istediğimi anlayarak. Sonra arkasını dönüp odaya ilerlediğinde ben de kadını görmezden gelerek hızlıca arkasından gittim.

Dolaptan aldığı tişörtü üstüne geçirirken, "Bu kim?" diye sordum. Kollarımı göğsümde bağlamıştım. Bilerek sanki tanımıyormuş gibi davranıyordum.

"Önemli biri değil." dedi sadece.

"Sana sakso çekerken hiç de öyle gözükmüyordu." dedim anında.

"İşte tam da o yüzden önemli biri değil." diye cevapladığında kaşlarım çatıldı.

"Benimle alay mı ediyosun?" dedim sinirle. "Buraya nasıl gelebiliyor? Bir yıl önce bitmesi gereken bir şey neden hala devam ediyor? Neden onu anında göndermedin de geç otur diyorsun?"

Yanıma adımlayıp omuzlarımı kavrayarak gözlerimin içine baktı. "Atilla." dedi, yumuşak sesiyle. "Şüphelenecek bir şey yok. Sen varken zaten yoktu, gittiğinde de hiçbir şey olmadı. Olmasına da imkan yok. Kıskançlığın gereksiz."

"İyi." dedim aynı şekilde gözlerine bakarak. "Benim de eski yattığım heriflerle arkadaş olmamın sakıncası yok o zaman."

Durduğu yerde duruşunu düzeltip kaşlarını çattı. "Saçma sapan konuşma. Benim arkadaşım değil o."

"O zaman şimdi gitsin. İstemiyorum onu."

Birkaç saniye bir şeyler söylemek ister gibi baktıktan sonra sadece kafasını iki yana sallayıp odadan çıktı. Ben de yatağın ucuna oturup bir süre bekledim.

Bir dakika kadar sonra kapının kapanma sesini duyduğumda gülümsemiştim. Çok geçmeden de Serdar odaya girmişti.

"Mutlu musun?" dedi gülümseyen suratımı gördüğünde. Yataktan kalkıp yanına adımladım ve kollarımı boynuna doladım.

"Hım." diyerek onaylar bir mırıltı bırakıp dudağından öptüm. Bacaklarımdan kavrayıp rahat bir şekilde beni kucağına aldı. Sırtımı duvara yaslayıp beni sertçe öptükten sonra, "Kıskanç." diye mırıldandı dudaklarıma.

"Bunu diyene bak." dedim gülerek. "Beni Gökhan malından bile kıskanıyordun."

"Dediğin gibi 'mal' olduğu için kıskanıyordum. Kötü örnek oluyordu sana."

"Ama aşk Gökhan'ı bile adam etti." dedim. Gerçekten o bahsettiği kız uğruna kendini değiştirmeye başlamıştı.

Aşk insanı ya rezil ya da vezir ediyordu.

"Siktir et Gökhan'ı." Alt dudağımı dişleri arasına alıp ısırdı. "Biz işimize bakalım." Hoyrat bir biçimde beni öpmeye başladığında memnuniyetle ona karşılık verdim.

dardayım
ne yazsam bilmiyom
bana görmek istediğiniz sahne/olay falan yazın hoşuma gideni yazayım bölüm olarak

BİAT (GAY) (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin