Sabaha Serdar'ın kollarında gözlerimi açtım. Yorganın altında, kollarının arasında öylesine sıcaktı ki... Ama bu sıcaklık beni boğmak yerine huzur veriyordu.
Kafamı kaldırıp baktığımda onun gözleri hala kapalıydı. Dudaklarımı bir tüy hafifliğinde çenesine bastırdığımda gözleri titreşerek açıldı. Mavileri doğruca bana döndü. İrisleri ışığın etkisiyle büyüdüğünü bile görmüştüm bu yakınlıkta.
"Uyandırdım mı?" diye fısıldadım.
"Hayır." dedi. Yeni uyandığından sesi boğuk ve seksi çıkmıştı.
Kollarım arasından çıkıp yataktan kalktı ve banyoya doğru ilerledi. Arkasından öylece çıktığı kapıya baktım. Önceden olsa beni öpmeden kalkıp gitmezdi böyle..
Sırtımı yatak başlığına yaslayıp duvarı izlemeye başladım. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mıydı bu saatten sonra?
Çok geçmeden Serdar odaya yeniden girdi ve tam yanıma oturdu. Avucunu açtığında gözüm elindeki künyeye kaydı. "Bu hep boynumdaydı." diye mırıldandı. Gözlerimi kırpıştırdım.
"Dün neden değildi?" diye sordum ona inanmayarak.
"Görmeni istemedim." İfadesiz bir şekilde mırıldandı. "Çıkarmıştım."
"Neden?" diye sorsam da cevabını çok iyi biliyordum.
"Arkanı dönüp giden senken salak gibi bunu boynumda tuttuğumu bilmene gerek yok diye düşündüm."
"Serdar.." dedim, pişmanlık dolu sesimle. Hakkı vardı. "Ben çok aptalım."
"Evet." dedi. "Ama ben bu aptallığına rağmen sana bir şans veriyorum."
"Gerçekten mi?" İçime mutluluk tohumlarını serpmişti. Sesim aylar sonra ilk kez bu kadar heyecanlı çıkmıştı.
"Sakın beni buna pişman etme." dediğinde anında kafamı sallayarak onu onayladım. Elimi tutup künyeyi avucumun içine koyduğunda aptallar gibi sırıtarak künyeyi kafasından geçirip boynuna bıraktım. Gülümseyerek boynundaki zincire bakarken Serdar beni ensemden tutup kendine çekmiş ve dudaklarımı büyük bir tutkuyla öpmeye başlamıştı.
Karnımdaki hayvanat bahçesi aynı anda şahlanırken kollarımı boynuna dolayıp kucağına çıktım. Dudaklarını aynı şekilde öperken ellerim deliler gibi özlediğim teninde geziniyordu.
"Çok özledim." dedim öpüşlerimiz arasından. "Serdar, seni çok özledim." Yeniden dudağına yapışırken gözümden bir damla yaş yanağıma aktı.
Özleyip de sarılamamak, dokunamamak en büyük cehennemdi bana. Şimdiyse tüm yangınlarım birer birer sönüyordu.
Kollarını bana sıkıca sardığında yanağımı omzuna yaslayıp kokusunu içime çektim.
"İkincisi olmaz." derken eli sırtımı okşuyordu. "Ne kadar sevdiğimin bir önemi yok Atilla, affetmem bir daha."
"Olmasına da gerek kalmayacak." diye cevapladım onu. "Senin için her şeyi göze almaya razıyım ben."
"Güzel." Saçlarımdan öptü. "Çünkü ben seni sevdiğimi söylediğim ilk günde, her şeyi göze almıştım zaten."
300K şerefine diycem de biraz geç kalmışım
geç olsun güç olmasın demişlerbölüm kısa diyenleri de banlayacam artık ha :d
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİAT (GAY) (+18)
Ficción General(tamamlandı) Komutan postası. +18'dir. Yaşı tutmayanlar gelmesin.