VIII.

88.2K 3K 672
                                    

Yatakhaneye döndüğümde herkesin meraklı bakışları benim üstümdeydi ama ben onlara aldırış etmeden, sanki komutan ağzıma sıçmış gibi davranarak yatağıma ilerledim. Gökhan anında tepemde belirip, "Ne oldu?" diye sorduğunda ağladı ağlayacak bir sesle, "Konuşmak istemiyorum." diye mırıldandım. 

Buraya güle oynaya girmek insanlarda 'bu adamın ne özelliği var ki ceza almadı' diye düşünmelerine sebep olacaktı.

Kimin ne düşündüğü önemli değildi ama komutanların adaletlerinin askerlerce sorgulanmaması gerekliydi. Bu yüzden ben de dünyam başıma yıkılmış gibi davranmayı tercih etmiştim. 

Oysa dakikalar önce tuvalette soluksuz otuz bir çekiyordum. 

Gözlerimi kapatıp Serdar komutanın dudaklarıma dokunan dudaklarını ve elimin altında hissedilir büyüklükte olan aletini düşünürken içim içime sığmıyordu. 

Sonunda beni güzelce sikecek birini bulmuştum. 

Ve evet, komutanın beni güzel sikeceğinden emindim. 

Sabah olduğunda büyük bir özenle tıraş oldum. Banyoya girdiğimde ise tüm bölgelerimi özenle yıkayıp temizlemiştim... en ufak bir detayı bile kaçırmadan. Normalde de yaptığım o temizliği bugün daha büyük bir hevesle gerçekleştirdim.

Saat dokuzda herkes gibi bizimkilerle nizamiyenin dışına adım atmıştık. Birkaç saat boyunca onlarla gezerken dikkatim hep telefonumdaydı ama bir türlü beklediğim mesaj gelmiyordu.

Saat bire yaklaşırken duyduğum bildirim sesiyle telefonumu elime aldım ve kayıtlı olmayan bir numaradan gelen mesajı heyecanla açtım. 

Hiçbir şey yazmadan sadece konum atılmıştı. 

"Beyler." dedim, bizimkilere dönerek. "Benim bir işim çıktı. Siz takılın." 

"O dediğin kız mı çağırdı lan yoksa?" diye sordu Hozan, hınzır bir gülümsemeyle. Her ne kadar dibine kadar gay olsam da dışarıdan görünebildiğim kadar hetero görünmek istiyordum. Tam da bu nedenle sırf millete göstermelik kadınlarla konuşurdum. 

"Ev boşmuş." diye sırıtarak cevap verdiğimde hepsi gülmüştü. 

"Desene bugün sikiş var." Gökhan'ın söylediğine sadece göz kırparak tepki verdim. Hem de ne sikiş var Gökhan, bir bilsen. "Şapka takmayı unutma ha, o heyecanla aklına gelmez falan."

"Alırım yol üstünde." dedim, geçiştirerek. "Hadi Allah'a emanet." 

"Yallah tazyik." diyerek bana siktiri çeken de Kazım olmuştu.

Cüzdanımı ve telefonumu elime aldıktan sonra oturduğumuz kafeden dışarı çıkıp bana attığı konuma baktım. Çok uzak değildi, uygulama yirmi dakikalık bir yürüyüşle ulaşacağımı gösteriyordu. 

Belli bir süre yürüdükten sonra konumun gösterdiği yere gelmiştim. Önümdeki otele şöyle bir baktıktan sonra geldiğimi belirten bir mesaj attım. Çok geçmeden de bana otel odasının bilgisini yazmıştı. 

İçeriye girip asansöre bindikten sonra dördüncü kata bastım. Kucağında bebek olan bir kadınla binmiştim ve kadın resmen asansörün en uç köşesine geçmişti. Bir yaş civarında olduğunu düşündüğüm çocuğa gülümseyerek dil çıkardığımda o da sevimlice gülümsemiş ve annesinin göğsüne saklamıştı kafasını. "Allah bağışlasın, çok tatlı bir çocuğunuz var." dedim, sevimli gülümsememle. 

Suratıma bile bakmadan, "Teşekkürler." dedi ve asansörün ikinci katta durmasıyla hızlıca indi. 

Sanki anasını siktik amk.

Dördüncü katta indiğimde oda koridorun en uç köşesinde olduğundan bulmam biraz vaktimi aldı. En sonunda kapının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. Saniyeler sonra kapıyı sivil kıyafetiyle Serdar komutan açmıştı. 

"Merhaba." diyerek içeriye adımladığımda bir şey demeden kapıyı kapattı. Odanın tüm perdeleri çekilmişti. Köşedeki barın üstünde iki bardak ve viski duruyordu. 

Her ne kadar sivil kıyafetler giyiniyor olsa da o askeri duruşu, otoritesi hep üzerindeydi. 

"Ne yapalım?" diye sorarken yatağın kenarına oturmuştum. Üzerinde hafifçe zıplayıp kalite kontrolünü yaptım. 

Yumuşak ve gıcırtısız. Güzel.

"Viski?" diye sordu, barın üstündekileri işaret ederek. 

Gözlerim onun yapılı vücudunda arsızca gezinirken omuzlarımı silktim. "Olur." Otel odasında buluşup sikişmek hayatımın özeti gibi olduğundan gayet rahattım. 

Bardaklara viski doldurduktan sonra yanıma oturup birini bana uzattı. Bardağı iki elimi arasına aldığım sırada, "Teşekkürler." diye mırıldandım.

Her zaman askeriyede emredersiniz komutanım diye gezdiğim adamla şimdi ne konuşacağımı bilemiyordum.

Muhtemelen o da nasıl davranacağını bilmiyordu.

Birkaç saniye elimdeki safir renkteki alkolü incelerken konuşacak bir şeyler düşündüm ama aklıma bir şey gelmedi. Bu yüzden ben de bir an önce icraate geçmek isteyerek bardaktaki alkolü hızlı yudumlarla içip yatağın yanındaki komodine indirdim.

Ayağa kalkıp elimi üzerimdeki tişörte götürüp bir çırpıda çıkardım. Mavi gözler dikkatle beni inceliyordu.

İçinde bir yudumluk viski kalan bardağı elime alıp dudaklarına götürdüğümde son yudumu ona içirmeme izin verdi.

Kristal bardağı kendi bardağımın yanına bıraktıktan sonra ellerimi omuzlarına yerleştirdim ve dudaklarımızı birleştirdim. Kafasını geriye atarken elleri çıplak belimi sıkıca kavradı ve beni öpmeye başladı. 

Öpüşmemize devam ederek ata biner gibi kucağına oturup gövdesini yavaşça yatağa uzanmasını sağladım.

BİAT (GAY) (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin