BİAT (GAY) (+18)

XXXII.

Asansörün 7 numaralarını tuşuna basıp dudağımı dişleyerek kaya varmayı bekledim.

İki ay geçmişti. Hayatıma devam etmem gerekiyordu. Bugün de önüme bakabildiğimi kendime kanıtlamanın ilk şartıydı.

Asansör durduğunda inip aldığım oda numarasının önüne ilerledim ve kapıyı tıklattım.

Unutmak istiyordum... ama neden karnımda sikik bir ağrı vardı? Neden kapının ardında onu bekliyordum?

Yasin, bir-iki haftadır konuştuğum adam, kapıyı açtığında samimiyetsiz bir gülümsemeyle baktım ona. Zorakiydi.

"Selam." dediğinde odaya adımlıyordum. Kapıyı kapattıktan sonra yanağımdan öpüp beni odanın içine yönlendirdi.

"Gerginsin galiba?" dedi meraklı bir şekilde. Boğazımı temizledim.

"Hayır, değilim." Gülümseyerek ona yaklaşıp kollarımı boynuna doladım. Ondan sonra bu kadar yakınlaştığım tek insandı ve şu an her şeyi, gerçekten her şeyi, onunla kıyaslıyordum.

Ellerim bile o kadar rahatsız hissediyordu ki...

Uzanıp dudaklarımdan öpmeye başladığında ona karşılık verdim. Onun hızlı ve istekli öpüşüne karşın ben o kadar isteksizdim ki... Ama bu Yasin'in umurunda değildi. Bir an önce işi halletmek istercesine belimden tutup beni yatağa ilerlettiğinde ona uyum sağladım. Sırt üstü yatağa uzandığımda üstüme eğilip beni öpmeye devam ederken elini erkekliğimin üstüne koyduğunda vücudum öylece hareketsiz kalmıştı.

Umurumda olmamalıydı, devam etmeliydim ama yapamazdım.

Aklımın her bir zerresi onunla doluyken yapamazdım işte.

"İstemiyorum." dedim, ondan geri çekilerek. Duraksayıp bana baktı.

"Neden?" dedi anlamamış bir şekilde.

"Canım istemedi işte." diyerek hızlıca yataktan doğruldum. Anında o da benim gibi ayağa kalktı ve bileğimden tuttu.

"Canım istemedi deyip gidebileceğini mi sanıyorsun?" dediğinde kaşlarımı çattım. Bileğimi ondan kurtarmaya çalışsam da bırakmamıştı. "Hadi naz yapma, çok uzun tutmam." diyerek bana yaklaştı. "Çok zevk alacaksın." Boş bakışlarımla ona baktım.

Seni bağırta bağırta sikerim şimdi, görürsün zevk almayı oç.

"Tamam." dedim, bir elimi sikine atarak. Sanki onu kabul etmişim gibi sırıttı.

Bileğimi bırakıp boynumdan öpmeye başladığında hızlıca onu ittirdim. Dengesini kaybedip yere düştüğünde bir an bile durmadan hızlıca odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başladım.

En sonunda dışarı çıktığımda temiz havayı çektim içime. Hava karanlıktı.

Hızlı adımlarla caddeye yürürken telefonumu cebimden çıkarıp hala silmediğim o numaranın üstüne tıkladım. Bir an bile düşünmeden numarayı çaldırırken karnım ağrıyordu.

Sesini duymaya ihtiyacım vardı. Olmuyordu. Ne yaparsam yapayım aklımı hep işgal eden o mavi gözleriydi.

Çaldı, çaldı ve çaldı. En sonunda ise arama otomatik olarak sona ermişti. Umurumda olmadı. Arama her sona erdiğinde inatla yeniden aradım. Açması lazımdı.

Beni bu kadar kolay unutmuş olamazdı.

Ama yarım saat boyunca aralıksız aradığım numaradan asla cevap alamadım.

Kaldırımın üstüne çöküp yüzümü ellerime yasladım. Nefes alamıyordum. Kalbim ağrıyordu.

Beni bu kadar kolay silip atmış olmasına inanamıyordum. İnanmak istemiyordum. Şu an bu acıyı çeken tek kişi ben olamazdım.

Elimdeki telefonun kilidini açıp mesajlara girdim.

Yapamıyorum

yazdım önce. Söylemek istediğim çok fazla şey vardı ama sadece bunu diyebilmiştim.

Ben sensizlikte yapamıyorum Serdar
Lütfen konuş benimle
Nolursun

Mesaj her ne kadar iki çizgi gözükse de asla mavi olmadı. Öylece açık ekranda güneş doğana kadar bekledim.

Ama asla cevap gelmedi.

serdar atillayı sevmiyo diyenler ne yaşıyo acaba wğglangğakgğakw

olm adam terk edilmiş ve terk edilme sebebi de belli. yerinde ben olsam çok daha ağır tepkiler verirdim. ki serdar ağır tepkiler verirdi de karşısında atilla olduğu için tuttu kendini. şimdi yaptıkları da aşırı normal bence. yüzsüz gibi arayıp "sen beni bırakıp gittin ama ben yine de seni çok seviyorum nolur barışalım" diyecek bi yapıda diil biraz burun sürttürcek mecbur

aksini yapan gavattır dicem de bir tane mala ben yapmıştım aynısını amk nys küçüklüğüme veriyom onu

yaşı küçük veya tecrübesiz olanlar varsa size şans tanımayan insanların peşinden koşmayın aq

grşrz 🤜🏿