İş dönüşü yorgun argın eve atmıştım. "Ben geldim!" diye seslendim ceketimi vestiyere asarken. Sevda ve Serdar'ın anne babası iki gün önce gitmişlerdi. Dolu dolu üç gün geçirmiştik. Hülya teyze ayrıca güzel güzel yemekler yapıp buzluğa koymuş, ısıtır yersiniz demişti. Tabi biz ilk günden yarısını yemiştik. İştahımız sağ olsun.
"Hoş geldin." Serdar'ın sesi mutfaktan geldiğinden doğruca oraya gitmiştim. Bugün de becerikli ellerini konuşturup yemek yapmıştı.
"Sen bunu yaparsan ben alışırım ama." Ocakta pişen yemeğin kokusunu içime çektim. Hafifçe gülümseyip salata için sebze doğramaya devam etti.
"Üstümü değiştiriyorum." dediğimde onaylar mırıltı bırakmıştı. Odaya gidip üstüme rahat kıyafetler giyip salona geçtim ve koltuğa bıraktım kendimi. Televizyonda bir aksiyon filmi vardı. Gözlerimi kapatıp sonunda rahatça uzanabiliyor olmanın tadını çıkardım.
Büyük bir bedenin yanıma oturduğunu hissettim. Gözümü açmadan ona doğru yaslandığımda oda saçımı okşadı yavaşça.
"Yoruldun mu bugün?"
"Evet, tüm gün ayaktaydım." Bir ay önce bir teknoloji mağazasında işe girmiştim. İş iyiydi ama bugün indirim dolayısıyla sürekli müşteri gelmişti.
"Yemek pişene kadar sıcak bir duşa girelim mi?" diye sorduğunda, "Kucaklaman lazım ama." diye mırıldandım.
Bir şey demeden beni kucağına alıp banyoya götürdü. İkimizi de soyup duşa kabine girdirdi. Ben biraz şımarıklık yapıp sadece ona sarıldım o da sabırla beni yıkadı.
Tepemizdeki suyu kapattığında ondan ayrılmadan kaslı göğsüne bir öpücük kondurdum. "Özledim seni bugün."
"Sadece bugün mü özledin?" diye sordu, ıslak saçlarımı geriye yatırarak. hafif hafif sıkarak fazla suyunu aldı.
"Hayır, her gün özlüyorum ama bugün bir farklı özledim."
Erkeksi çıkan sesiyle, "Hımm." diye mırıldanıp alnıma dudaklarını bastırdı. "Ben de seni çok özlüyorum." Yanağımdan ve dudağımdan öptü.
Tam da o sırada karnım guruldadı. İkimiz de gülerek birbirimizden ayrıldık. Üstümüzü giydikten sonra akşam yemeğini yedik. Televizyondan takip ettiğimiz dizi izledik bir süre.
"Pişt." dedi Serdar, burnumu sıktırarak.
Gözlerimi ona çevirdim. "Aşkım."
"Bi daha söyle bakim."
"Aşkımmm." diye bastırarak söylediğimde dudağımdan öptü.
"Aşkın kurban olsun sana." deyip bir daha öptü.
"Bir şey mi diyeceksin?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak.
"Sen ve ben diyorum." Saçımı okşadı. "Aynı yatakta terlemeyelim mi diyorum."
"Bi de çakarsın bana." İkimiz de güldük.
Alt dudağını yalayıp bana baktı. "Sen de bana çakabilirsin." dediğinde duraksadım. Duymak istediğimi mi duymuştum yoksa cidden Serdar demiş miydi bunu? Ciddi?
"Efendim?" Resmen gözüm parlıyordu.
"Nasıl da sevindi." dedi gülerek.
"Ciddiysen şortu indiricem." dedim hevesle.
"Ciddiyim."
"Allah'ım sonunda." diye mırıldandım mutlulukla. "Gel buraya bakalım." deyip dudaklarına uzandığımda beni belimden tutup kucağına çekmişti. Dolgun dudaklarının arasından dilimi ittirdim. Dilimi emerken elini sikime götürmüştü. İnce şortumun üstünden avucunu bana bastırırken ben de elimi tişörtünün içine gönderip meme uçlarıyla oynamaya başladım. Ufak tepeciklere birkaç fiske vurup parmaklarımla sıktırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİAT (GAY) (+18)
Ficção Geral(tamamlandı) Komutan postası. +18'dir. Yaşı tutmayanlar gelmesin.