Tahir kendini nasıl affettireceğini oturduğu koltuk da kara kara düşünüyordu. Zühre den ayrı kalmak, ondan uzakta olmak istemiyordu ama bu durumu hak ettiğinin de farkındaydı. Bile bile, göz göre göre kandırmıştı genç kadını.
Tahir bir müddet yerdeki parkelere boş gözlerle baktı ve ev kapısının açılmasıyla kendisine gelerek yüzünü sıvazladı.
Saniyeler sonra gözleri yerde olsa da adamların birinin geldiğinin bilinciyle "Söyle" dedi ve Dilaver den gelen çekinik öksürükle başını yukarı kaldırdı ve salonun girişine baktı.
Ceylan orta boy valiziyle öylece karşısında duruyordu ve gülümsüyordu.
Genç adam birkaç saniye donmuş gibi baksa da sen ölmedin mi gibi saçma bir soruyu sormadı. Kanlı canlı duruyordu karşısında.
"Aşkım" diyen Ceylan valizini bırakarak ve gülümseyerek koşar adım Tahire doğru giderken Dilaver de arkasını dönerek eşikten ayrılırdı.
Saniyeler sonra genç adamın karşısında duran Ceylan "Her şeyi açıklayacağım" dediğinde Tahir ayağa kalktı gözlerini kısarak.
Genç adam Zühreyi kandırmıştı ve şimdi de kendisinin de kandırılmış olduğunu anladığı için sevdiği kadının hangi duruma düştüğünü daha önceden empati yoluyla anlasa da şimdi birebir yaşayarak net bir şekilde öğrendi.
"Neden beni kandırdın ve neden geri döndün."
Ceylan beklemediği tepki karşısında şaşırarak Tahire bakakaldı. Aklında sadece genç adamın görür görmez boynuna atılacağı vardı ama öyle olmamış aksine uzak bakıyordu ki Tahir için Ceylanın yaşıyor yada yaşamıyor oluşunun bir önemi yoktu.
"Sevinmedin mi yoksa beni gördüğüne."
Tahir birkaç saniye ifadesizce Ceylanın yüzüne baktı. Kendisi de Zühreyi kandırdığı için çok pişmandı ve Ceylanda o durumdaysa dinlenilmeyi hak ettiğine karar verdi ama arkadaş olarak.
Genç adam başıyla karşısında ki koltuğu gösterip düz bir şekilde "Otur" dedi ve kalktığı tekli koltuğa oturdu.
Ceylan sarılacaklarını beklediği için şaşkınlığı devam ederek birkaç saniye kendisine uzak olan Tahire baktı ve gösterdiği yere geçerek oturdu.
"Beni unutmuş olamazsın."
Tahir sinirli ve sesli bir nefes alarak sakin kalmaya çalıştı.
"Neden ölü numarası yaptın. O Sabri de bu işin içinde değil mi."
Ceylan genç adamın direkt konuya girmesiyle tedirgin bir şekilde yerinde kımıldandı. Hiç de istediği gibi gitmiyordu ilk karşılaşma.
"Açıklayacağım ama tepkinden korkuyorum."
Tahir gözlerini kısıp, dişlerini sıkarken genç kadın konuya hemen girmemeyi isteyerek tebessümle ayağa kalktı.
"Uzun yoldan geliyorum ve kahvaltı yapmadım. Sende yapmadıysan hazırlıyayım da yiyelim."
Genç adam sesli ve sinirli bir nefes alarak "Niyetliyim" dediğinde Ceylanın rahat oluşuna ayrı bir sinirliydi.
Ceylan Ramazan ayının son günü olduğunu hatırlayarak pot kırmışçasına yüzünü buruşturup yerine oturdu.
"Kusura bakma ben uzun yoldan geldiğim için niyetli değilim haliyle, doğal olarak unutuverdim."
Tahir sabır dercesine Ceylana bakıp "Bir yıllık ilişkimizde seninle bir Ramazan geçirdim ve niyetli olduğunu görmedim. Kaldı ki Allahla senin aranda olan bir şey zaten. Konuyu dağıtmada sorularıma cevap ver" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağır Darbe
General FictionÖlen sevgiliye benzeyen Zühre, Tahir'in sevgisine inanır ama genç adam ilk görüşte Zühre'ye aşık olduğunu kaybederken fark eder... Zühre ise aldatılmanın acısını içinde yaşarken Tahir'in her konuda yalan söylediğini fark eder ve öldü dediği sevgili...