Tahir kırgın ve üzgün gözlerle kendisine son kez bakan Zühre'nin, yanından geçip gitmesine karşılık öfkeyle ve çatık kaşlarla Ceylana baktı.
Birkaç saniye sonra genç kadının uzaklaşması ile sert bir ses tonuyla "Yürü" deyip kendi arabasına doğru yürümeye başladığı sırada Ceylan moralini bozmayarak Tahir'i takibe başladı.
"Bana ve sana onca şeyi yapmışken nasıl olur da hâlâ ona gelirsin Tahir. Sen de hiç gurur yok mu."
Tahir dişlerini sıkıp birkaç saniye sonra arabasının arka kapısını açıp öfkeden parıldayan siyahlıklarını Ceylana çevirdi.
"Kiminle konuştuğuna dikkat et. Beni takip etmenin hesabını da daha sonra soracağım sana. Şimdi arabana bin ve eve dön."
Ceylan gurursuzca gülümseyerek "Tamam" deyip kendi arabasına doğru yürümeye başladığı sırada Zühre de ağlamamak için kendisini zor tutuyordu.
Gururunu ayaklar altına alıp, her şeye rağmen Tahire bir adım atmasına karşılık genç adamın karışık düşüncelerle kendisine bakıp alakasız şeyler söyleyerek geçiştirmesine içerlemişti.
Zühre dolu olan gözlerle mahalle bakkalından iki ekmek alıp binanın önüne geldiğinde Orhan beyin arabasını görerek gözlerini kıstı. Sabah sabah ne işi vardı bilmiyordu ama birazdan öğreneceği için çok fazla düşünmedi.
Genç kadın binadan içeri girip asansörle dördüncü kata çıktıktan sonra anahtarla kapıyı açtı ve sessizlik karşısında kaşlarını çattı. Hem arabadan hem de kapının önünde duran ayakkabılardan Orhan beyin evde olduğunu biliyordu.
Elinde ki ekmek poşetini mutfağa bırakan Zühre kısa zaman sonra salona geçtiğin de karşı karşıya oturan ikilinin gözleri üzerine çevrildi ve genç kadın iki çift gözün sıkıntıyla bakmasına karşılık bir şeyler olduğunu anladı.
"Hoş geldin Orhan amca" diyerek annesinin yanına oturduğu sırada Orhan bey gözlüğünü çıkartıp tek eliyle yüzünü sıvazladı.
"Hoş buldum kızım."
Zühre soru dolu bakışlarını annesine çevirdi ve Mine hanımın sıkkın gözlerle kızına baktı. Onların bu bakışmasını Orhan bey kısaca öksürerek böldü.
"Diyeceklerim vardı Zühre."
Genç kadın dinliyorum dercesine bakışlarını savcıya çevirdiği sırada saati fark etti. Annesinin hâlâ hazırlanmamasına karşılık bir sıkıntının olduğunu net bir şekilde anladı.
Orhan bey gözlüklerini takarak sıkıntılı bir nefes alıp "Sabri gece uyanmış ve ifadesini vermiş" dediğinde Zühre sıkıntının bu olmadığından emindi ve beklemeye devam etti.
"Sabaha kadar doktor yatış verdiği için karakola götürülmemiş. İki polis memuru kaldığı odanın önünde bekliyormuş ama nasıl yaptı bende tam bilmiyorum birini bayıltıp diğerini de yatağa kelepçeledikten sonra gecenin bir yarısı hastaneden kaçmış."
Zühre kaşlarını çatarak yumruklarını sıkıp "Nasıl olur Orhan amca. Nasıl kaçabilir. Hâlâ bulunamadı mı" dedi.
Orhan bey başını olumsuz anlamda sallayarak "Benimde gece haberim oldu. Polisler mobese kayıtlarına bakıyor. Çevrede başka kamera var mı diye de inceliyorlar" dediğinde Mine hanım iki eliyle şakaklarını ovalamaya başlarken genç kadın da sinirle yüzünü sıvazladı.
"Hemen bulunur değil mi Orhan amca. Yani fazla uzağa gitmiş olamaz yaya olarak."
"Emin değilim Zühre. Yani aile bilgilerine baktım ve şehir dışında olan annesiyle babasına ulaştım. Onlarda yıllardır görmüyorlarmış ve haberleşmemişler hiç. Babası kurduğu şirketi Sabriye devredince aralarında tatsızlık çıkmış ve ayrılmışlar. Yani gidecek yeri olmayan bir adam ne yapar kestiremiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağır Darbe
General FictionÖlen sevgiliye benzeyen Zühre, Tahir'in sevgisine inanır ama genç adam ilk görüşte Zühre'ye aşık olduğunu kaybederken fark eder... Zühre ise aldatılmanın acısını içinde yaşarken Tahir'in her konuda yalan söylediğini fark eder ve öldü dediği sevgili...