25. Bölüm

3.3K 136 1
                                    

Tahir belirli bir süre arkadaşıyla konuştuktan sonra havanın kararması ile doktor gelmiş ve Sabri'nin yaralarına bakmaya başlamıştı. Genç adam ise Sabri'nin giyebileceği bir şeyler aldırmış üzerini değiştirmesini istemişti. Arkadaşı Cihangir de tanıdıkları arayarak Bursa da kayıp çocuk ilanı olum olmadığına bakılmasını istedi.

Doktor muayene edip iki bıçak yarasını dikerken Orhan beyde bahçenin bir köşesinde duran ikilinin yanına tek kaşını kaldırarak geldi.

"Hayırdır, adamlar neden beni içeri almadı."

Cihangir kayın pederine sakalını sıvazlayarak bakarken Tahir den sinirli bir nefes yükseldi.

"Sabri'nin hapse girmemesi lazım."

Savcı kaşlarını çatıp "Nedenmiş o" dediğinde Tahir dişlerini sıktı.

"Zühre'nin ayrı anneden olan kardeşi Sabri'nin elinde ve çocuk çok küçük. Hapse girersem çocuğun canı yanar diyor."

Orhan bey şaşkınlıkla ilk önce Tahire sonra damadına bakıp "Zühre'nin kardeşi mi var" dediği sırada iki arkadaştan baş onayı geldi ve savcı ciddileşti. "Nasıl ulaşmış çocuğa, çocuk önceden neredeymiş bi anlatın bakalım."

Genç adam bildiklerini ve olanları bir bir anlatırken Selimde birkaç dakika sonra gelerek doktorun işini tamamladığını ve gittiğini söyledi.

Tahir anlattıkça gergin olan sinirleri daha çok geriliyor ve yerinde durmak için çok fazla çaba sarf ediyordu. Her şeyin sebebi olarak kendisini görmesi ayrı bir dertti genç adam için.

Zühre'nin hem kötü bir duruma düşmesini sağlamıştı hem de kardeşinin hayatını tehlikeye atmıştı.

Belirli bir zaman sonra havanın kararması ile sinirle aldığı nefesini aynı sinirle ve sesli bir şekilde bırakan genç adam polisi arayıp Orhan beye baktı.

"Anlamadığım, oturtamadığım bazı kısımlar var. Bursa emniyetine yada jandarmasına kayıp çocuk ihbarı gelmemiş."

Arkadaşı da şüpheyle düşünürken Orhan bey gözlerini kıstı.

"Emin misiniz. Bir anne ve baba neden çocuğu kaybolduğunda polise gitmez ki."

Tahir yanaklarını şişirerek aldığı nefesi parça parça bırakıp "Bence Sabri'nin orada da parmağı var ama yakında öğreniriz. Siz polislerle beraber içeri girersiniz, benim şimdi Zühre'yle konuşmam lazım. Yarın ifadeye çağırırlar" dedi.

Savcı dudaklarını birbirine bastırarak başını ağır bir şekilde yukarı aşağı salladıktan sonra "Nasıl ikna edeceksin" dedi.

Cihangir arkadaşına bakarken Tahir de kararsızlıkla bahçe lambalarından yayılan ışık ile ikiliye baktı birkaç saniye.

"En iyisi doğruları kısmi olarak anlatmak. Zorlarsam hayatını zindana çeviririm ama olanların bir kısmını anlatırsam isteyerek yardım edebilir."

Orhan bey tebessümle "Bence de bu yol en iyi yol. Doğru karar vereceğinden emindim" dediğinde Cihangir de kararsızca arkadaşına baktı.

"Çocuğu söylemeyeceksin değil mi."

Tahir sert ve kararlı bir tonda kara gözlerini turkuazlara çevirerek "Hayır. Sadece Sabri'nin dışarıda olması gerektiğini ve takip edilip elinde tuttuğu kişiye ulaşılacağını söyleyeceğim" deyip bakışlarını savcıya çevirdi. "Siz de bana yardım edeceksiniz. Zühre inanmayabilir. Hatta beraber konuşalım."

Orhan bey gülümseyerek "Orası belli olmaz. Sen git konuş. Bana ihtiyacın olursa teyit ettirmek için, ararsın" dedi.

Genç adam "Tamam" diyerek bakışlarını yere indirirken Zühre de annesinin önüne, yere oturmuş saçının örülmesini bekliyordu.

Ağır DarbeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin