O kadar ay içinde tutmaya çalıştığı öfkesini dışarı bırakmıştı ve artık o öfke zamanla piştiği için gözü dönmüştü. Tabi bu öfkesinin en büyük sebebi Zühre'nin ağlatılmış olmasıydı.
Ceylan ağlamaya devam ederek silahın sesi ile yerinde büzüştüğünde Sabri de iki kolunu açmış gülüyordu. Cihangir ise öfkeli olsa da Sabri'nin tavrında ki farklılığın bilincindeydi.
Tahir şarjörü birkaç saniyede bitirdikten sonra son kez koca evi titretircesine bağırıp boş silahı yere fırlattı ve beline bıraktığı, kabzası siyah ve ucunda parmak geçirmelik yeri olan iki bıçağı çıkartıp Sabri'nin iki koluna basıp yere eğildi.
"Zühre yapmadı ama ben yaparım" diyen genç adam kendini kaybetmişçesine iki bıçağı Sabri'nin omuzlarına, sonuna kadar sapladığında yerde ki adamdan tiz bir ses, Tahir den ise delirmiş gibi bağırtı yükselirken Ceylan ilk defa Tahir'in tamamen kendisinden geçtiğini görerek korkudan baygınlık geçirdi.
Cihangir sesli bir nefes alıp ayağa kalkarak birkaç saniye sonra arkadaşının tek omuzuna elini bıraktı.
"Keşanlı."
Tahir inip kalkan göğsü ile Sabri'nin kanlar içinde ve acıdan ağlayan yüzüne birkaç saniye baktı ve kabzasından tuttuğu bıçakları geriye çekerek çıkartırken yerdeki adamdan bir bağırtı daha yükseldi.
Saniyeler sonra ayağa kalkan genç adam delirmiş gibi Sabriye bakmaya devam ederek "Dua et tutmam gereken bir sözüm var. Yoksa beni bilirsin, yalvartarak, yavaşça öldürmüştüm seni" dediğinde yerdeki adam ağlamayla karışık gülmeye başladı.
Cihangir dişlerini sıkarak "Keşanlı ters bir şey var" dediğinde Tahir de bu durumun farkındaydı ama ne olduğunu bir türlü anlayamamıştı.
Genç adam bakışlarını yerde olan diğer bir kişiye çevirerek Ceylanın baygın haline bakıp "Uyandırın şunu" dedikten sonra gözlerini Sabri'nin ağlamaklı gülen yüzüne çevirip sert bir tekme attı.
"Seni öldürmeden, neler karıştırdığını anlat."
Adamlar Ceylanın yüzüne, yemek basasından aldıkları suyu ellerine dökerek serpiştirirken Sabri gülmeye devam ediyordu Tahir ise tekrardan yere yeltenecekken arkadaşının tutması ile durdu.
"Ceylanın telefonunu dinlettirdin değil mi. Zühre gibi seni de hafife aldım" diyen Sabri üç aramasında da sesin yankı yapmasına uyanamadığı için kendisine kızıyordu.
Tahir ellerinde ki bıçakta olan kanları siyah gömleğine silerek adamlarından birine uzatıp kendine gelerek ağlamaya başlayan Ceylana daha sonra Sabriye baktı.
"Hem altınlarımı çaldınız hem sevdiğim kadına zarar vermeye çalıştınız. Bunun bende affı yok. Siz ikiniz de ölüm fermanınızı imzaladınız."
Tahir'in bağırarak ve öfkeyle konuşmasına karşılık Sabri gülerken Ceylan ağlayarak "Lütfen beni affet" diye yalvardı.
Genç adam mide bulantısıyla Ceylana bakarken Sabri gülmeye devam ederek "Bursa da kiminle karşılaştım tahmin et bakalım" dedi.
Tahir kaşlarını çatıp gözlerini kısarak Sabriye bakarken arkadaşının da genç adamdan bir farkı yoktu.
Sabri birkaç saniye sonra "Eminim ki Bursa da kim olduğunu biliyorsundur ve zarar gelsin istemezsin değil mi" dediği sırada Tahir kendisini kaybederek yere eğildi ve bağırarak tekrardan vurmaya başladı.
"Seni şerefsiz köpek. Yaklaştım deme, sakın yaklaştım deme. Yemin ederim sözümü unutur, seni öldürürüm."
Cihangir kimden bahsedildiğini bilerek Tahire arkadan sarılıp geriye çekmeye çalıştı ama genç adam kendisini tamamen kaybettiği için Sabri'nin boğazına sarılmış sıkıyor ve Cihangirin çekmesiyle Sabri'yle beraber geriye gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağır Darbe
Fiction généraleÖlen sevgiliye benzeyen Zühre, Tahir'in sevgisine inanır ama genç adam ilk görüşte Zühre'ye aşık olduğunu kaybederken fark eder... Zühre ise aldatılmanın acısını içinde yaşarken Tahir'in her konuda yalan söylediğini fark eder ve öldü dediği sevgili...