Tahir Ceylana sinirli ve öfkeli bir bakış atarken yediği tokadın acısı bir başkaydı ve Zühre'nin ağlamaklı hali içine oturduğunda kapıyı kapatarak tutamadığı öfkeyle duvara yumruk atmaya başladı.
Dişlerini o kadar çok sıkıyordu ki çenesinin damağıyla birleşeceğini hissediyordu genç adama ve onun bu haline Ceylan korkuyla karışık tedirginlikle bakıyordu.
"O kadın dimi bahsettiğin kadın. Bana benziyor Tahir. Sen hâlâ beni seviyorsun ve yokluğumda onunla avunmaya çalışmışsın belli" diyen Ceylan çekinerek konuşmuş ve aynı çekinikle Tahirin sırtına bakıyordu.
Genç adam beslediği öfkeyle delirmiş gibi arkasını dönüp Ceylanın önüne geldiğinde genç kadın Tahirin bir şey yapmasından korksa da genç adamın karakterinde öyle bir şey yoktu ve bağırmaya başladı.
"Sen hangi hakla sevgilim dersin. Hangi hakla sevdiğim kadının kıyafetini giyersin Ceylan. Defol evimden" diyen Tahir Ceylanın yerinde sıçramasına aldırış etmeden sinirden kızaran yüzüyle bakıyordu ve son kez "Defoool" diye bağırdı.
Ceylan geriye doğru iki adım atarak korkuyla "Sen çok değişmişsin Tahir. Bana böyle bağırmazdın hiç. O kadın için beni kırdığına değer mi" dediğinde Tahir den evi inletecek bir bağırtı koptu.
"Yeteeeer" diyen genç adam delirmiş gibi bakmaya devam edip "Senden nefret ediyorum seninle olmam. Sırf yüzü seni andırıyor diye seni sevdiğimi düşünme kalkma sakın. Sen Zühre'nin kesip attığı tırnağı bile olamazsın" dedi.
Ceylan gözleri dolarak yutkunup "Benim yerimi kimse alamaz, seni ona bırakmam Tahir bunu bil" diyerek valizini bıraktığı odaya doğru yürürken Tahir de öfkeden deliye dönmüş bir şekilde kapıyı açıp Selimi yanına çağırdı ve öfkeyle tokat attı.
"Benden habersiz nasıl Zühreyi buraya getirirsin."
Selim dönen başını sıkıntıyla patronuna çevirerek çekinik bir şekilde "Takip ettiğimi anladı ve buraya gelene kadar yanımdan ayrılmadı abi. Haber verecektim ama fırsat olmadı. Ceylan hanımın da burada olduğunu bilmiyordum" dediğinde Tahir sinirle yüzünü sıvazlayıp kapıyı kapatarak yukarı çıkan merdivenlere yöneldi.
Nasıl affedileceğinin hesabını yaparken durumu Ceylan yüzünden içinden çıkılmaz bir hale dönüşmüştü. Zühre'nin kırgın ve kızgın bakışları içine oturmuştu. Her gece gizli görüp dokunmaya bile kıyamayarak sadece bakarken Ceylan yüzünden emindi ki şuan ağlıyordu.
Genç adam üzerinde ki gündelik kıyafetleri sinirle çıkartıp siyah gömleğini takımıyla beraber giydikten sonra telefonunu alarak aşağıya indiği sırada Ceylanda sinirli yüzü ile kapının eşiğinde durup Tahire baktı.
"Seni seviyorum ve yerimi bir başka kadına bırakmam."
Tahir atamadığı öfkeyle aralarında ki birkaç adımı kapattı ve valizi alarak sinirle dışarı attıktan sonra karanlık gözlerini Ceylana çevirdi.
"Başlatma yerine de sevgine de" diyen genç adam alayla ve öfkeyle Ceylanı süzdü. "Emin ol Zühre senin yerinde olacak kadar alçalmaz zaten. Sen onun yanında tercih bile olamazsın, kaldı ki hiçbir kadında olamaz ve bu yaptığın şey sana pahalıya patlayacak. Nefesim ensende ve ne gizliyorsan öğrendiğim de sevdiğim kadını kırmanın acısını çıkartmış olacağım senden. Şimdi defol evimden de hayatımdan da."
Ceylan dişlerini sıkarak nefretle ve tiksinmişlikle kendisine bakan Tahire son kez bakıp iki adım sonra eşikten geçerek yerde olan valizi aldı. Hiç böyle düşünmemişti ve unutulduğu aklına gelmemişti. Ne yapacaktı nereye gidecekti bilmiyordu. Üstelik Tahirin iş alanında birkaç kere bu hale geldiğine şahit olduğunda o işin sonunda canını sıkan kimse inim inim inleyerek ağladığının da farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağır Darbe
General FictionÖlen sevgiliye benzeyen Zühre, Tahir'in sevgisine inanır ama genç adam ilk görüşte Zühre'ye aşık olduğunu kaybederken fark eder... Zühre ise aldatılmanın acısını içinde yaşarken Tahir'in her konuda yalan söylediğini fark eder ve öldü dediği sevgili...