The Last Uzumaki /NaruSasu-Harco/

54/ "Sasuke'yi aldatıyormuş gibi hissediyorum."

Naruto sırtındaki çocuğu sedye benzeri yatağa yatırdı ve laboratuvar görevlilerine emanet etti. Ellerindeki kaynaklarla minik bir laboratuvar kurmuşlardı ve laboratuvarın başında Temari ve Kankuro adında iki kardeş vardı. Hatta bu günlük sadece ikisi vardı.

"Buyrun Naruto-sama ve Sakura-san," dedi Temari ellerine beyaz eldivenler giyerek. "Sorun ne? Bu yeni jinchuuriki mi?"

"Evet Temari-san," dedi Sakura dahil olarak. "DNA testi yapılmasını istiyoruz. DNA'sını kayıtlı veriler ile eşleştirerek akrabalarını öğrenmek istiyoruz."

"Kolay iş." Dedi Kankuro da eline eldivenler giyerek. "Sonuçlar beş dakikaya çıkar. Oturabilirsiniz."

Sakura ve Naruto koltuğa oturdu ve Temari ile Kankuro'nun becerikli ellerini izlemeye başladılar. Aslında, bu işi elleri becerikli olmayan biri bile yapabilirdi. Tek öğrenmeleri gereken bilgisayardaki karmakarışık sonuçları anlamaktı.

Temari Gaara'nın çenesini tutup ağzını açmasını sağladı ve kulak çubuğuna benzer bir aleti ağzının içinden yanağına sürttü. Aldığı örneği bir makineye yerleştirerek beklemeye başladı. "Sonuçları okumadan direk size vereceğiz o yüzden hasta gizliliği hakkında bir sorununuz olmasın."

"Sağolun," dedi Naruto sağ ayağını titretmeye başlarken. Stresliydi. En azından Gaara'nın baygın olması iyiydi, böylece ailesinden kayıtlı birisi burada yoksa ona anlatmak zorunda kalmazdı.

Jinchuuriki olmak için soyunun güçlü olması gerekirdi, yani sıradan çeteden biri jinchuuriki olamazdı, ve Jinchuuriki olabilecek kadar güçlü tüm çeteler köy projesine dahildi. Naruto da mezarlardan bile DNA örnekleri alarak büyük bir bilgi arşivi kurulmasını sağlamıştı ve şuan köyde olan herkesin -bundan bir önceki gün itibari ile zor bir çalışmayla tüm çeteler ve çeteye mensup olmayan tüm çakralılar köye yerleşmişti- DNA'sı arşivlerde vardı. Hatta ve hatta mezarlardan ölü insanların DNA'ları bile alınmıştı. Yani elbette hayatta veya ölü olsalar bile Gaara'nın akrabalarını öğrenebilirlerdi.

Naruto aniden hissettiği his ile doğruldu ve ayağa kalkarak pencereyi açtı. "Ben-hemen-geliyorum." Diğerlerine bir cevap vermeden pencereden yanındaki binanın çatısına atladı. Oradan da yere indi.

Hissettiği çakra Sasuke'ye aitti.

Çatının üstünden gelen tanıdık çakra ile kafasını kaldırıp çatıya baktı. Sasuke de yere atlayıp aynı hızla Naruto'nun yanına geldi ve dudaklarına yapıştı. O kadar hızlı olmuştu ki Naruto çocuğun yüzü dışında bir şey görememişti.

Naruto bunun olmasını beklermişçesine Sasuke'yi boynundan kavrayarak kendine çekti ve çocuğun dudaklarından içeri dilini ittirdi. Minik bir ara sokaktı ve Naruto'nun tek istediği sabahın bu saatinde kimsenin geçmemesiydi.

Sasuke zıpladı ve bacaklarını Naruto'nun beline doladı. Hatta ağırlığını öne vererek sarışın çocuğun geri geri gitmesini ve sırtını duvara yaslamasını sağlamıştı. Şuan öpüşmede gerçekten de baskın olan kişi Sasuke'ydi.

Naruto çocuğun düşmemesi için kalçasını tuttu ve o an elektrik çarpmış gibi oldu. Sasuke de bunu tahmin ettiği için Naruto'nun dudaklarından çekildi ve sırıttı. "Minik sürprizim hoşuna gitti mi hayatım?" Diye fısıldadı kulağına.

Naruto yutkundu ve kafasını sallayarak onayladı. Sasuke de yavaşça kıkırdadı ve çocuğun kendisini daha rahat görmesi için kucağından inerek geri çekildi.

Altında siyah mini bir etek, üstünde de uzumaki arması olan siyah bir tişört vardı. Tişörtün yarısını eteğin içine sokulmuştu ve tırnaklarında siyah oje vardı. Gözleri ise mavi parlıyordu.