Merhaba, Temas ailesi.
Nasılsınız? Desteğiniz olduğu sürece emin olun ben iyiyim:)
Genç öğretmen her ne kadar entrika çevirmekten haz etmese de kalbine hile düşmüştü bir kere. Bazen mecburiyetten bu yola başvururuz, bazen entrika sevdiğimizden. İlkem, kesinlikle entrika sevenler grubuna dâhil değildi fakat buna mecbur kalmıştı.
Mecburdu kalbinden sevdasının kökünü kazımaya. Mecburdu hileye başvurup onu aldatmaya. Bu mecburiyetten dolayı da Ömür’ü arayıp kendisine zaman ayırıp ayıramayacağını sormuştu. Ömür’den gelen cevap elbette müspetti. “Sen istersin de ben müsait olmaz mıyız hocam!”
“Tamam, o zaman her zamanki pastanede buluşalım!”Zarife Hanım, ikili arasındaki konuşmaya bir anlam yüklemeye çalıştı zira kadın haklıydı. Kızı ilk defa gözünün içine baka baka üstü kapalı bir konuşma gerçekleştiriyordu, genelde böyle sarp yollara hiç başvurmazdı. İlkem, annesinin sorgulayıcı bakışlarına maruz kaldığını fark ettiğinde başını hafifçe yana meyillendirdi, “Bana öyle bakma anne, hadi bir an önce evden çıkalım da ben sana her şeyi yolda anlatırım.” dedi.
Pastaneye yürüyerek gittikleri için İlkem, fikrine düşen entrikayı özet geçerek anlattı çünkü hem yürümek hem de konuşmak çok yorucuydu. Onlar pastaneye vardıklarında Ömür ve Rüzgâr, çoktan gelmişler bizi bekliyorlardı. Ee, onlar atlı bizimkiler yaya ancak gelebilmişlerdi. İlkem, ikinci kişiyi yani Rüzgar’ı gördüğünde adımları geri geri gitse de bir karar almıştı ve aldığı bu kararı uygulamaya mecburdu. Bu randevuda Rüzgâr’ın olmaması gerekiyordu. Yani önce Ömür ile istişare etmek istiyordu. Eğer Ömür, olur onayı verirse ondan sonra konuyu Rüzgâr’a açmaktı niyeti. Konu hassas bir konuydu ve yanlış anlaşılmak istemiyordu.
Kızının tedirgin olduğunu gören anne hanım, “Kızım yapacağın hareket hoş değil ama umarım başarılı olursun.” dedi.
Pastaneden içeriye adım attığı andan itibaren İlkem’in içine düşen pişmanlık rüzgârları zihnini esir almaya başlamıştı, zira yapmayı düşündüğü eylem yanlış anlaşılmaya çok müsait bir eylemdi. Yoksa bu konuda aceleci mi ediyordu? İlkem, aldığı karadan neredeyse vazgeçmek üzereydi. Biliyordu bu saatten sonra pişman olmanın ona hiçbir faydasının olmayacağını çünkü doğru veya yanlış bir karar almıştı ve bu kararın arkasında durması gerekiyordu; üstelik başka çaresi de yoktu. Bugünün akşamına kadar bir şeyler yapmak zorundaydı yoksa hayatını yeniden cehenneme çevirecek olan zehirli sarmaşık bedenini sarmak üzereydi.
Genç öğretmen, her şeye rağmen vücudunu dikleştirip annesinin koluna girdi ve kendisinden emin adımlarla bizimkilerin olduğu masaya doğru yürümeye başladı. Masanın kıyına vardıklarında bizim centilmen erkekler hemen ayağa kalktı ve kızların oturmaları için sandalyelerini geriye doğru çektiler. Herkes ayaktayken merhabalaşıp yerlerine geçip oturdular.
Birkaç dakika sonra masalarına gelen kadın garson hoş geldiniz dedikten sonra kibarca isteklerini sordu. Hepsi tirlece tatlısı yemek için fikir birliği yaptığında siparişi verdiler. Servisle görevli kadın çalışan masalarından ayrılınca Ömür, sorgulayıcı gözlerle İlkem’e bakmaya başlamıştı. “Benimle konuşmak istediğiniz mesele nedir hocam?” diye sordu.Gözlerini masanın üzerinde koyacak bir yer aradı ama bulmadı. Baktı ki yer yok başını öne eğdi ve anlatmak istediği konu hakkında doğru kelimeyi bulabilmek için dakikalarca düşündü. Teorik olarak düşünüldüğünde her şey çok kolaydı ama iş pratiğe dökmeye geldiğinde işin rengi değişiyordu. İçinden bu işin bu kadar zor olacağını bilseydim hiç kalkışmazdım, diye geçirdi ama artık çok geçti.
Ömür, sorduğu soruya henüz bir cevap alamadığından sabırsızca İlkem’in ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordu ama genç kadın hala ruhunda ikilem yaşıyordu. Geri adım atmanın kendisine bir getirisi yoktu bunu gayet iyi biliyordu, ilk adımı atmak için bütün cesareti toplayarak başını kaldırıp gözlerini arkadaşlarının yüzlerinde gezdirdi. “Tamam ya bakmayın bana öyle. Ömür seni neden buraya çağırdığımı merak ettiğini biliyorum fakat nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.”

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SICAK TEMAS
Teen FictionElleri bornozun kuşağına giderken bütün uzuvları titriyordu. Hala gözleri kapalıydı. Kuşağı çözdü bir omuz hareketiyle bornoz bedeninden kayarak ayakları dibine düştü. Her dokunuş ruhunda sarsılmalara neden oluyor, parmak uçları göğüs çevresinde da...