B-41-

389 20 0
                                    

Birlikte yürümek...

Genç kadın, karşı cinsten biriyle birlikte yürümeyeli uzun zaman olmuştu. Kapalı alanda daralıyorum, demişti genç adam. Açık havada yürümek ikisine de iyi gelmişti. Aynı kendi gibiydi, kaybedişler yaşamıştı o da...

Sevip sevilmeyi elinin tersi ile bir tarafa itmişti. Oysa insan denen varlığın en çokta sevip sevilmeye ihtiyacı vardı.

"Ayih, hava çok soğukmuş," deyip biraz daha sokuldu partnerine. Genç kadın, hiç düşünmeden arkadaşça sokulmuştu ama genç adamın kasıldığını hissetti. Hiç aldırmadı. Onlar arkadaştı eğer birbirlerine destek olmayacaklarsa dostluk kurmanın ne anlamı vardı. Islak kaldırımda ağır aksak adımlar artarken birbirine sığınmış iki can gibiydiler.

"Soğuğu hissediyor musun? Ben fena üşüdüm ama genç sevgililere biraz zaman kazandırmak istiyorum."

Cidden hava çok soğuktu ve ikisi de iliklerine kadar hissediyorlardı bunu.

"Yalan yok, ben de üşüdüm. Bak ne diyeceğim eğer senin için bir sakıncası yoksa benim arabaya geçelim. Arabanın içinin dışarıdan daha sıcak olacağı kesin. Madem niyetin onlara zaman kazandırmak bizde onları arabanın içinde bekleyelim."

Genç öğretmen, teklif konusunda gerçekten art-niyetsizdi. "Hiçbir sakıncası yok çünkü burada soğuktan donmak üzereyim."

Bir çift el uzatıldı genç kadın kendisine uzatılan eli tuttu. "Gidelim o zaman!" Zamansızdır bazı duygular. Hesapsızdır ve sadece yaşanır. Onlar da hesapsızca yürüdüler çünkü ısınmaya ve ısınacak bir ortama ihtiyaçları vardı.

Arabanın ön koltuğuna geçip oturdular. Sessizce ve saliselerce hiç konuşmadan beklediler.

İkisi de aynı anda birbirlerine döndüler. Bakışları anlık da olsa birbirine değdi. Neden bu arabanın içinde olduğunu ve genç bir adamla neden baş başa kaldığını sorgulamadı çünkü nedenini biliyordu. "Seni de zor durumda bıraktım biliyorum ama buna mecbur kaldım. Ne olur kusura bakma. Belki bilmiyorsun Ömür, daha önce Sude'ye evlenme teklifi etti. Sude'nin baş edemediği sorunları var, çok sevdiği halde evlenme teklifine bir türlü evet, diyemiyor. Geçenlerde Songül, bana geldi annem abime kız buldu onunla evlendirecek, dedi. Ben de dayanamayıp Sude'yi aradım ve buraya çağırdım istedim ki aralarında ne sorun varsa çözsünler."

Genç adam, kadını sabırla dinliyordu. Konuşma sonlanınca öne doğru hafif bir açıyla eğildi ve arabanın radyosunu açtı, radyoda klasik müzik çalmaya başladı. Arabanın içine dolan müzik ortama romantik bir hava katmıştı.

"Rüzgâr, bu kasabada geçen çocukluk günlerimizi hatırlıyor musun?"

Genç adam, müziğin rehavetine kaptırmıştı kendini, arkaya doğru yayıldı ve ellerini başının altına koydu. "Hatırlamaz olur muyum, elimizde avcumuzda kalan tek masum şey."

"Ne kadar güzel günlerdi öyle değil mi? Sokaklarda özgürce koşar oynardık. Gece yastığa başımızı koyduğumuzda ne kadar derin uyurduk. Biliyor musun, ben şimdi hiç uyuyamıyorum..."

Genç adam, şefkatle elini kadının elinin üzerine koydu. "Ben de uyuyamıyorum. Geceleri saatlerce uykuya dalmayı bekliyorum."

"Biliyor musun ben Ömür'e âşıktım Ömür de Sude'ye... Çocukluk işte kıskanırdım onları hep. Ne kadar karmaşık değil mi? Şimdi ise onları bir araya getirmeye çalışıyorum. Sence karmaşık ve garip değil mi?"

SICAK TEMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin