1.Bölüm: Gözlemlemek vs. Gözetlemek

2.8K 156 451
                                    

Selam, kar tanelerim 💜
İlk bölümle burada olmanın heyecanını yaşıyorum :) Sonsuz desteğiniz için teşekkür ederim,
Okumaya başladığınız tarih ve saati buraya bırakın ve uzun, yeni maceramız için derin bir nefes alın derim.
Sizleri seviyorum, keyifli okumalar 🍀
Oy ve yorumları unutmayın ⛸️

Sizleri seviyorum, keyifli okumalar 🍀Oy ve yorumları unutmayın ⛸️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⛸️❄️💜🔮🍀

Okulun dev iki klonu arasındaki merdivenlere otururken etrafımdan geçip giden insanları izliyordum. Bir yandan da günlerdir beni takip eden adamlardan birini. Okulun kapısında durmuş, belli etmediğini düşünerek -ki çok belli ediyordu- bana bakıyordu. Neden takip ettiği açıktı aslında fakat bu adamları peşime takan kişiyle konuşma yaparak nefesimi tüketmek istemiyordum.

Kalabalık yoğun ve gürültülü olsa da yalnızdım ve içimdeki sessizliğimde dans eden düşüncelerim vardı. Ben de sessizliğim ile yalnızlığımı önümdeki eskiz defterine aktarmaya devam ettim, sayfanın etrafına karakterimle ilgili şekiller çizdikten sonra -aksi takdirde başka türlü içimdekileri dökemezdim- bu şekilleri başka bir insan üzerinde kullanmaya karar verdim, bu yüzden küçük bir tarama yapmaya başladı zihnim.

Karşımda duran Ecem'e odaklandım ve kapüşonumu biraz daha aşağı çektim. Baş parmağının tırnağına kemiriyor, beş saniyede bir telefonunu kontrol ediyordu. Gözlerindeki kızarıklıktan uyumadığı anlaşılıyordu kolayca. Aniden okulun önünde '34 TUV 60' yazılı plaka durdu. Hızlı gelmişti. Ecem'in endişeli ve kızarık gözleri, tırnağını kemirmesi, Efekan'ın hızla arabayı sürmesi kavga ettiklerinin kanıtıydı.

Yanılmamıştım.

Bahçenin bir köşesinde korkuyla Ecem'e bakan Oğuz'u fark ettim. Efekan kıskançlık yapıyordu, belli ki. Saçmalıktı. Bir erkek, kız arkadaşı varken başka kızlarla arkadaşlık edebiliyorsa, başka bir kız da aynısını yapabilirdi. Oğuz, arabayı fark edince biraz daha gerildi, nefesini tuttuğunu gördüm. Ecemle göz göze geldiler, 'Git Oğuz.' Ecem'in bakışları bunu anlatıyordu. Oturduğum merdivende biraz daha kıpırdandım. Kötü şeyler olacaktı. Efekan'ın öfkesi, Oğuz'un da öfkelenmesine neden olacak, kavga çıkacaktı. Oğuz'un durduğu yere bakılırsa, bir kavga sırasında birinin kafasını vurması ihtimaldi. Okul bunlara şahit olurken, profesörlerden biri ambulans çağıracak, revirde ilk yardım yapılacaktı. Bunları bünyesi kaldırmayan, geceyi zaten uykusuz geçirmiş Ecem baygınlık geçirecek ve Efekan okuldan kovulacaktı. Tabii, gözlemlerim doğruysa.

Aniden kulaklarımdaki müzik yok olunca kapüşonumu tuttum. Açılmamalıydı ne olursa olsun. Elimdeki eskiz defterinin kapağını hızla kapattım. Ecem'in bir çizimini yapmıştım. Bana iyi bir rol model olmuştu. "Korkma, ellemedik kafana. Ne o, yine insanları mı gözetliyorsun?" diyerek yanıma çöktü, ikizim Derin. Dirseklerini iki dizinin arasında oluşan boşluğa dayadı ve ellerini kavuşturdu. Yüzümü görmemesi için kafamı kaldırmadım fakat göz bebeklerimi yukarı kaldırıp, onun yüzünü gördüm. Yeşil gözlerini kapüşonuma dikmişti ve yanaklarında ki kırmızı çiller, beyaz teninden dolayı belirgindi. Hafif uzamış kızıl saçları, rüzgardan bozulunca onları düzeltti ve beresini geri kafasına geçirip, gri montunun önünü çekti.

Ufuktan Doğan Güneş #WATTYS 2022 YARI FİNALİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin