Selam Kar Tanelerim 💜
Yeni bölüm sonunda sizlerle✨
Umarım güzel bir tatil geçirirsiniz ✨
Çok uzatmıyorum, keyifli okumalar 💜
Seviliyorsunuz 💜-Güneş Duru Aktaş-
Bir saat geç çıkmayı planlamıştım çünkü Derinlerin gitmesini beklemek istemiştim. Yeterince dikkat çekiyordum zaten. Derin bir nefes aldım, beni takip etmişti! Benim iznim olmadan beni takip etmişti. Ona olan sinirim hala geçmiş değildi. Yaptığım o şeyler hoşuma gidiyordu. Ben kimse... Kimse için yapmıyordum. Önemli olan sadece o çocuklar, hayvanlar ve sevimli yaşlılardı. Zaten eğer bilmesini isteseydim, karşısına çıkıp söylerdim. Sinirim bu yüzdendi, Kutay'ın babası gibi her şeye burnunu sokuyordu.
Derin ile konuşmuş, bu durumu fırsata çevirmiştim. Ona gelmeyeceğimi ve sinirlendiğimi söylemiştim. Evet, biraz bozulmuştu ve sinirlenmişti ayrıca Ufuk ile tartışıp tartışmadıklarını bilmiyordum.
Yaptığım yanlıştı fakat kimsenin benim küçük sırrımı bilmesini istemiyordum. Bu yüzden sessizliğimi ve oyunumun devamını koruyordum. Şu an bulunduğum konumsa beni geriyordu fakat huzurlu da hissediyordum. Bunun nedeni hakkında bir fikrim yoktu. Sadece ellerimizi ayırmak istemediğimi biliyordum. İlk kez gözlem yoktu, beynim susmuştu, tahmin, öngörü, gelecek kaygısı ve bir şeyleri engelleme iç güdüsü yoktu. Sadece Ufuk, ben ve sessizlik vardı. Şu an yasladığım elin sahibi kimdi bilmiyordum. Kar Tanesi? Güneş? Duru? Buz Prenses? Tek bildiğim bu adamın yanında hangisiysem, normal hayatımda da o kız olmak istiyordum. Tek istediğim buydu.
'Hassas bir yolda yürüyorsun.' diye fısıldadı içimden bir ses. Farkındaydım fakat o yolun sonuna ulaşmak istiyordum. Bu yüzden dik duracak ve dengemi koruyacaktım. Benim hayatım, annemin hayatı gibi olmayacaktı. Ben ömrümü bir erkeği bekleyerek geçirmeyecektim bu yüzden yürüdüğüm hassas yoldan kendimi aşağı atıp, kendimi Ufuk'a bırakmayacaktım. Bu sebeple derin bir nefes aldım ve ellerimizi ayırdım.
Ani bırakışım karşısında kaşlarını çattı ve bana baktı. "Ne oldu?" diye sordu, bozulmuş bir tonla. Elbette bozulmuştu ve yanlış bir şey yapıp yapmadığını merak ediyordu. Yutkundum ve omuz silktim. Ayağa kalkıp, sırtımı dikleştirdim ve arkamı dönüp, sahneden çıktım. Evet, arkamda kişiliklerimden birini bırakmıştım fakat Duru'nun hayatta kalması için o üç kişiden birinin ölmesi gerekiyorsa mecburdum. Kulise girip, çantamı aldım ve hızla binadan ayrıldım. Maskemi şu an çıkaramazdım.
Gördüğüm ilk taksiye bindim. Beni gören yaşlı şoför kaşlarını çattı. Maskem ve elbisem ile sirk kaçkını gibi duruyordum. Açıklama yapmadan yetimhanenin adresini verdim ve camı açtım. Soğuk havayı ciğerlerime doldurdum ve maskenin altında, saçımla aynı renge dönmüş yanaklarımı ten rengime döndürmeye çalıştım. Kafamı kaldırıp yıldızlara baktım ve hafifçe gülümsedim.
Yetimhanenin önünde indiğimde, Ufuk'un arabasını aradım görünürde fakat yoktu. Bu beni rahatlatmak bir yana daha çok tedirgin etti çünkü bir yerlerde saklanıyor olabilirdi. Takip edilme ihtimalime karşın üstümü burada Zehra Abla'nın odasında değiştirecektim. O elbise ve maskeyle bırak apartmanı mahalleye dahi adım atamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufuktan Doğan Güneş #WATTYS 2022 YARI FİNALİST
Fiksi RemajaTHE WATTYS 2022 YARI FİNALİSTİ "Sana bir şey itiraf edeceğim," "Neymiş?" "Sanki doğduğumdan beri bir parçam hep bu anı bekledi. Seninle tanıştıktan sonra..." "Tamamlandım. Dünya dönmeye devam ederken bırakmıştım onunla dönmeyi. Gücüm yoktu daha...