20.Bölüm: HK-2.Kesit

163 17 4
                                    

-Güneş Duru Aktaş-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Güneş Duru Aktaş-

Oturduğum bankta, deniz havasını tekrar içime çektim. Derin'e her şeyi anlatmadan önce kendi kafamın içini toplamam gerekiyordu. Nerden başlayacağımı biliyordum, nasılsa, tek sorun nasıl devam ettireceğimdi. Hasta olmamasına, sevinsem de bizimle oynamasına ve sırf yine kaçmak için bizi kullanmasına öfkeliydim. Öfkem o kadar güçlüydü ki, o sevinci bastırıyordu.

Ufuk'un babasıyla konuşup konuşmadığını merak ediyordum. Konuştuysa da, ne durumda olduğunu. Zaten uykusuzdu ve araba kullanması, her şeyi öğrenip de araba kullanması içime kötü şeyler doğuruyordu. Telefonumu çıkardım ve onu aradım. Birkaç dakika çaldı fakat açan yoktu. Kaşlarımı çattım ve kapattım. Hala konuşuyorlar mıydı ki? Birkaç kez daha uğraştıktan sonra vazgeçtim. Boş boş kaç dakika oturdum ve düşündüm bilmiyorum ama aniden telefonum çalınca hevesle kafamı ekrana çevirdim fakat hevesim, Derin'in ismini görmemle kırıldı.

"Efendim Derin?"

"Duru, nerdesin?"

Kaşlarımı çattım. "Boğazdayım. Ne oldu?"

"Tamam, kıpırdama geliyorum." Sesi, telaşlı ve üzgün geliyordu. Ayağa kalktım ve yanıma koyduğum çantamı omzuma aldım.

"Derin, sesin niye öyle geliyor? Ne oldu?" Diye sordum.

"Gelince söyleyeceğim, beni bekle." Dedi ve kapattı.

İçimdeki sıkıntı, Derin'in ses tonu yüzünden büyürken nefes almaya çalıştım ve Ufuk'u tekrar aradım. Komple kapalıydı. Şaşkınlıkla ekranıma bakakalırken banka tutundum. Ufuk ne zamandır, telefonunu kapatıyordu ki? Tırnağımı kemirdim. Konuşmaları ne kadar kötü geçtiyse, telefonunu kapatmıştı ama onu merak edeceğimi düşünmemiş miydi?

Yaklaşık on dakika sonra Derin'in arabasını gördüğümde arabaya doğru ilerledim, hızlı adımlarla. Binip, çantamı kucağıma aldım ve Derin'e baktım. Gözleri doluydu ve yutkunup duruyordu. "Derin, iyi misin?" Dediğimde nefes aldı ve dudaklarını ısırdı.

"Şimdi, sana bir şey söylemem gerek ama... Nasıl söyleyeceğim bilmiyorum."

Gözlerim yanmaya başladı. "Ne oldu?" Dediğimde gözlerini kapattı ve küfretti. "Derin ne oldu! Anneme mi bir şey oldu?"

"Emir, kaza yapmış." Dediğinde kalakaldım. Nefes almak dışında, tepki veremiyordum. Gözyaşlarım aktığında yutkundum. Şaka mı yapıyordu bana? Birisi boğazımı sıkıyormuş gibi hissettiğimde, nefes alışverişlerim de son buldu. Şaşkınlıkla, kendimi sarstım ve kabustan uyanmaya çalıştım. "Duru," Dedi, Derin ellerini yanaklarıma koyarak. "Bir şey söyle," Sesimi bulabilsem... Gözyaşlarım akarken, içimde kopan fırtına beni de kendine kattı. Zamanım durdu, dans ettiğim o evrende bir başıma kalakaldım. Etraf karardı, Derin arabayı çalıştırırken. "Camı açalım," Diyerek, düğmeye basarken, onu engellemek istedim ama yapamadım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ufuktan Doğan Güneş #WATTYS 2022 YARI FİNALİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin