Selam Kar Tanelerim 💜
Umarım herkes iyidir ❤️
Çok uzatmadan sorularıma geçiyorum;
-Sizce Duru, Derin'i affedecek mi?
-Emir ile Duru ilişkisi nereye gidiyor?
-Duru'ya mesaj atan gizemli numara kim?
-Bu bölümde ne olacak?
Sizleri seviyorum 💜💜❤️❤️
Oy ve yorumları unutmayın, keyifli okumalar 💜🕯️-Emir Ufuk Doğan-
'Yalan söylediğini, biliyorum, biliyoruz, neden yüzüne vurmamı bekliyorsun?'
Kafamda çınlayan sesine karşın hastaneye girememiş, beni bıraktığı yerde kalmıştım. Sadece boş boş bakıyordum. Hale benden bir şans istemiş, bende kafa karışıklığıyla karşılığında ona bir şans vermiştim fakat... Bunu, onu istediğim veya sevdiğim için yapmadığımı biliyordum. Güneş'in attığı tokadın verdiği öfke, üzüntü ve Kar Tanesi'nin beni bırakıp gidişinin verdiği anlamsızlıkla yapmıştım. Yaptığımın yanlış olduğunu da çok iyi biliyordum.
Evet, evet yalan söylüyordum. Güneş'le kimseyle ilgilenmediğim kadar ilgileniyordum ve kendimi kandırıyordum. O, sadece arkadaş olduğumuzu söylediğinde bende öyle düşünmüştüm fakat... Öyle değildi işte. Onunla ilgileniyordum ve onu herkesten çok kendime istiyordum. Tüm dünyadan saklamak istiyordum, haftanın sadece cumartesi günü değil, her günü kendime istiyordum.
Bu... Bu aramızdaki öyle bir şeydi ki, sanki uçurtmamın ipini çok çekersem ip kopacak ve uçurtma uçup gidecekti benden çok uzaklara fakat çok serbest bırakırsam da bu seferde, başkası elimden alacaktı. Kafamdaki tüm melodiler, susmuştu ve bu sessizlik canımı çok yakıyordu. Nefes alamadığımı hissettim, nefes alamıyordum ve bunun nedenini bilmiyordum. Onun yanında çarpan kalbim, parlayan gözlerim, içimdeki heyecan, birbirimize dokunduğumuzda gelen ılık esinti ve kesilen nefesim, beni sinirlendirdiğinde delirmem... Bir hafta da mümkün müydü? Belki de çok uzun zamandır böyleydi? Onunla konuşmadan önce uzaktan izlemelerim geldi aklıma. Kampüste ve derslerde kaç kez gözüm takılmıştı kapüşonlusuna, eve dönerken bindiği kaykayına ve diğerleriyle olan iletişimine? Kaç kez o çizim defterine onu çizerken görüp de yanına gidip konuşamamıştım... Derin'e onun hakkında devamlı sorular soruşum ve onun anlattıkları...
Belki de saçmalıyordum ve bunların hepsi hayal gücümdü. Bir haftada bir bağ kurup bu bağı patlatmak ve enerjiyi tüm evrene yaymak istemem imkansızdı. Aşk denilen şeyin bir zamanı... Zamanı vardı değil mi? Ben hiçbir zaman ilk görüşte aşka inanmamıştım.
"Kardeşim?" diyen Kerem'in sesiyle odaklandığım kaldırım taşından çektim gözlerimi.
"Mümkün mü?"
Kaşlarını çattı. "Ne mümkün mü, Emir?"
"Sen, Eylem'e ne zaman âşık olmuştun?" diye genişlettim sorumu, içimdeki korkuya ve itirazlara rağmen.
Güldü ve omuz silkti. "Bilmem, birden oldu. Aşkın bir zamanı yoktur, bazen ilk görüşte, bazen tanıdıkça, bazen de onunla biraz zaman geçirmek yeter." dedi, sırıtarak.
"Peki nasıl âşık oldun?"
Kaldırım taşına oturunca, yanına oturdum. "O da belirsiz." Hale'yi, öperken Güneş'i öptüğümü hayal etmişti kalbim. Hale'yi bu sabah kahvaltıda, Güneş'in yerine koymaya çalışışım aklıma geldi. Bu durumda ben... Aşık mı olmuştum? Hayır, hayır bu imkansızdı. Gözlerimi kapatıp açtım, bu imkansızdı. Evet, Güneş'in yanında kendim olamıyordum, insan sevdiğinin yanında kendini bulurdu fakat ya, Güneş'in yanında çıkan kişilik benim gerçeğimse? Bu çok garipti, ruhuma yayılan bu sıcaklık hiç tatmadığım bir şeydi, kimsenin yanında deliremiyordum, o sıcaklık yayılamıyordu. Gülümsedim, bana kafa tutuşu, utanınca kafasını çevirişi ve Hale'yi kafasına takması... Ona duyduğum şey, aramızdaki her şeyi deliyordu, Hale'yi, maskelerini, kapüşonlusunu, benim korkularımı, onun güvensizliğini. Delip, ona ulaşıyor ve ben her seferinde yeni bir şey çıkarıp uzaklaşsam da daha güçlü çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufuktan Doğan Güneş #WATTYS 2022 YARI FİNALİST
Fiksi RemajaTHE WATTYS 2022 YARI FİNALİSTİ "Sana bir şey itiraf edeceğim," "Neymiş?" "Sanki doğduğumdan beri bir parçam hep bu anı bekledi. Seninle tanıştıktan sonra..." "Tamamlandım. Dünya dönmeye devam ederken bırakmıştım onunla dönmeyi. Gücüm yoktu daha...