7

15.9K 1.1K 190
                                    

*iyi okumalar

Kürşat, duvara yaslanmış sigarasını içerken, yanındaki Yunus'u dinliyordu. Bir saat önce işten çıkmışlardı. Yunus kuaförde, Kürşat'da marangoz hanede çalışıyordu. İkisi de yirmili yaşlarında olmasına ragmen, esnaf kimligine bürünmüştü. Yunus'un babası da berber olduğundan onun yolu çok çabuk belli olmuştu. Kürşat'ın mesleginin ise babasıyla alakası yoktu. O çocukluğundan beri başta çıraklık yaptığı yerde yaş aldıkça söz sahibi olmuştu. Ustası kral adamdı, onu hiç ezmeye çalışmamıştı. Babası ise şerefsizin tekiydi. Kürşat Mardin'de ağa olan babasının ne ismini ne de cismini anardı. Annesini on dört yaşında almış adam, ona nikahı çok görmüştü. Zaten annesinden önce nikah kıyması gereken başka kadın vardı. Malesef annesi bunu çok sonradan öğrenmişti. Zaten öğrendiğinde de bir şey yapacak gücü yoktu. Mal gibi babası tarafından apartman karşılığı satılan kadının söz hakkı olmazdı. Babasının söylemesine izin vermediği sözü, kocası da söyletmemişti. Babası olacak adam, utanmadan sonradan hasta olan kadının üstüne kuma getirip, ona nikahı kıyarak annesinin ölümüne sebebiyet vermişti. Babasının on bir oğlu ve beş kızı vardı. Diger altı oğlu ilk kadından, dört oğlu nikahlı eşinden, kızların hepsi de ilkindendi. Kendisi bu kalabalık ailede fazlalık olduğundan İstanbul'a sürülmüştü. Burda büyük halasıyla kalıyordu. Ona yük olmamak için de küçüklüğünden beri çalışırdı. Hayatın yükünü küçük yaşlarda çekmişti. Halası iyi bir kadındı. Ağa kızı olduğu için şehirde okutulmuş, yol yordam bilerek büyümüştü. Evlendikten sonra da İstanbul'da yasamaya devam etmişti. Kürşat'ı yanına aldığı an, uzun zamandır konuşmadığı ailesiyle muhattap olduğu tek andı. Kürşat, halasının kocası öldüğünden beri evin erkeği gibi hissediyordu. Kuzeni olan Hamdi'nin kafası biraz havadaydı. Onun kafasına vura vura, halasını da başının üstünde taşıya taşıya hayatına devam ediyordu. Dertlerini sırtında taşıya taşıya güçlendiğinden, hayatından memnundu da. Onun için sorun olacak hiçbir şey yoktu.

En azından Yunus "Kürşat, abi bunu sen mi paylaştın?" diye telefonuna şaşkınca bakarak sorana kadar böyleydi.

Kürşat, arkadaşının telefonunu eline alıp, ekrana baktığında "Lan bu ne!" diye heyheylendi.

Gözleri kullanıcı adına ve paylaşılan fotoğraflara gitti. Bu kendi hesabıydı. Telefonu Yunus'a fırlatır gibi verip, kendi telefonunu çıkardı. Hesabına girdiginde küfretti.

"Nasıl silcem bunları?"

Yunus şaşkınca "üç nokta" dediğinde, Kürşat kurcalayıp bulmuştu. Hepsini tek tek silerken elleri titriyordu. Profili çıplak kadın fotoğraflarıyla doluydu. Üstüne bir de 'gaziosmanpaşada yaşıyorum, geceleri sizi de yaşatabilirim' yazılıydı.

Kürşat arama yerine girip, kuzeninin ismini aradı. Tam arayacakken biten sarjıyla yanındakine "Hamdi'yi ara!" diye bağırınca, Yunus irkilip "Tamam abi sakin ol. Eşek sakası işte." diye geveledi.

Kürşat, bunları mahalleli gördüyse ona yapıştırılacak etiketleri çok iyi biliyordu. Üstelik ustası kesin onu haşlayacaktı.

Yunus "Hamdi, mezarda mısın kardeşim?" deyince, Kürşat elinden telefonu çekip "Ulan döl israfı, profilime ne yaptın lan!" diye gürledi.

Hamdi, arandığı sırada alt mahallenin orta yaşlı fahişelerinden olan Gülçin'in içindeydi. Telefonu kulağına dayayıp kadının geniş amında git gel yapmaya başladı.

"Ne yapmışım?"

Gülçin "ah Hamdi bitiriyorsun beni!" deyince, Kürşat telefonu sıktı.

"Ulan it, utanman da yok degil mi!"

Kürşat kadının çığlık sesini duyunca tekrar küfretti. Hamdi kadının icine bosalıp, çıktıktan sonra kendini yana atıp, telefondakine dikkat verdi.

"Tamam abi, söyle ne oldu?"

"Profilime o fotoğrafları sen mi yükledin?"

Hamdi, telefonla uğraşırken kuzeninin profilindeki fotoğrafları görmüştü. Ona haber vermeyi, Gülçin ona 'sana bedava veririm' dediği an unutmuştu.

Kaşları çatılırken "ha" diye ses çıkardı. Ardından "Onları ben paylaşmadım. Hacklenmissin." dedi.

Kürşat "Ne hacklenmesi oğlum? Ne alaka ben?" derken, aklına birden üç gün önceki diyalog geldi.

Hamdi "Valla bilmiyorum abi de dert etme. Seni bilen biliyor kimse Kürsat pezevenk olmuş demez." derken telefon yüzune kapanmıştı.

Goğsune uzanıp, sigara yakan kadınla bunu umursamadan işine devam etti.

Kürşat kıracak gibi sıktığı telefonu kulağından çekip, kararmış gözleriyle Yunus'a baktı. Yunus onun bu haliyle yutkunurken "O değil miymiş?" dedi.

Kürşat "Birini engellemek için link gerekiyor mu?" deyince, Yunus kafasını iki yana salladı.

Kürşat yine fırlatır gibi, ona telefonu uzattıktan sonra dişlerini sıktı. O kumralı kendi hayatından engelleyecekti.

Sev Sevebilirsen (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin