*iyi okumalar
[Sevgili Yapan Atılır]
Munteza: Abi bana ne yaptılar inanamayacaksınız
Munteza: Ben Brezilya'ya kahve içmeye giden insanım
Munteza: Yemek yiyeceğiz diye beni esnaf lokantasına getirdiler
Munteza: Vahşi doğada gibiyim
Uğurcan: Abartma lan. Her şeyi de öküz gibi yedin şikayet etme.
Munteza: Lezizdi napalım
Zahit: Ne oluyor
Hakan: Esnaf lokantası iyidir
Birkan: Bizsiz nereye gittiniz?
Uğurcan: Gelmek istemeyeceğiniz semtlerden birindeyiz
Munteza: Doruk kıronun tekine aşık olmuş. Bizi de peşinden sürükledi.
Uğurcan okuduğu mesajla öksürmeye başladı. Mesajlara bakmayan Doruk her şeyden habersiz, yanındaki herifle tek bir tabaktan yemek yerken, Uğurcan ilk onlara sonra da sakince yemek yiyen Munteza'ya baktı. Munteza'da bakışları hissedip ona dönmüştü.
Dudaklarını "Ne aşkı?" şeklinde oynattı. Munteza "Taşak geçiyorum." deyince Uğurcan derin bir nefes vermişti. Doruk'un ifşalanmaktan korktuğunu biliyordu. Gerçi Doruk bunu unutmuş gibiydi. Fazla rahat davranıyordu.
Birkan: Kıro kız ve bizim elit zengin bebesi ne alaka amk
Birkan: Gel lan buraya Doruk
Uğurcan: Mesajlara bakmıyor
Zahit: Cidden kızın tekiyle mi takılıyor şu an?
Munteza: Kız olmasına şaşırdın herhalde Zahit :)
Uğurcan telefonu tekrar indirip, Munteza'ya bakarken onun taşak geçmediğini anlamıştı. Basbaya ima yapıyordu. Hatta bu imayı Zahit'e yaparak sanki onun ve Doruk arasında olanları da biliyor gibiydi.
"Munteza, bir gelsene benle."
Munteza "Benimle konuşasın mı geldi?" derken, telefonunu cebine soktu. Uğurcan "Kalk." deyip, sandalyeden ondan önce kalktı. Kafaları onlara dönen iki bedene "Sigara içip geliyoruz." dediler.
Onlar giderken Doruk gerginleşti. İki yanlarında onları kapatan iri bedenler varken daha rahattı. Şimdi uzun masada Kürşat'ın dibine girmek zor olacaktı. Kürşat'ın geriye çekilmesiyle onun da yanındaki paravanlardan yararlandığını anlamıştı. Yoksa o kadar dibine girmesine ses çıkarırdı.
"Yemekler güzeldi. Arada getirirsin beni buraya."
Doruk sesini cilveli çıkarırken, Kürşat gözlerini çevresinde gezdirmişti.
"Sana uygun bir yer değil."
Doruk umursamazca "O zaman uygun yerlere gideriz." deyince, Kürşat ona baktı. Doruk'un ona parazit gibi yapışacağından emin olmuştu. Bu parazit fazla gösterişliydi. Kıyafetlerine gözü alışmıştı ama detaylar da bir o kadar fazlaydı. Boynundaki bağlanmış mavi bandanaya, bileğindeki mor çelik bilekliğe, ve kulağındaki kılıç şeklindeki altın küpeye bakarken iç çekti. Tepeden tırnağa buraya uymuyordu. Zengin bebesi olduğu belliydi. Kıyafetleri rengarenk, takıları parlaktı. Kürşat parlayan tek şeyin takıları olmasını isterdi. Onun gözünde Doruk'ta parlıyordu. Ona bakarken çektiği içleri saymıyordu. Onunla yatmış olmalarına rağmen, Doruk'a doymamıştı. Aklından çıkarmak için bunun yeterli olacağını düşünen beynini sikmek istiyordu. Artık düşüncelerini darmadağın eden bedenin tadı da damağındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Sevebilirsen (bxb)
RomantizmTAMAMLANDI "Ben beni güzel sevebilecek birini istiyorum." "Ama aradığın şey güzel sikebilecek biri."