43

13K 921 173
                                    

*Yağdırıyorum. İyi okumalar :D

Kürşat'la Doruk temizlendikten sonra buruş buruş olmuş kıyafetlerini giymişlerdi. Doruk, Kürşat'ın gömleğini eliyle düzeltirken, Kürşat onun ilgiyle bakan kehribar gözlerini izledi. Az önce seviştiği herifin göz alıcılığı bir türlü gitmiyordu.

Doruk, onu izleyen siyahların farkındalığıyla gülümsedi. Kürşat'ın ona günden güne artan ilgisinin farkındaydı. Artık kendisiyle daha rahattı. Gömleğin yakasını da düzeltip, ellerini çekti. Ardından gözlerini onu izleyen gözlere çevirdi.

"Dudakların kıpkırmızı, boynunda çizikler var ve buruş buruş kıyafetler içindesin. Alnına seviştik mi yazsak?"

Kürşat, dalgacı gelen sesin sahibinin belinden kavrayarak onu kendine çekti. İkisinin kalbi de anlık teklerken, bunu görmezden geldiler.

"Eserini beğendin mi?"

Doruk alt dudağını yalayıp "Bayıldım." dedi.

Kürşat dudaklarını onun alnına bastırıp çekti. Ardından belini serbest bıraktı. Doruk, bu hareketine "Çok kırocaydı." dese bile etkilenmişti. Yüzündeki gülümseme de bu etkiyi ele veriyordu.

Kürşat kolundaki saate bakıp "2 saatimiz kalmış." deyince, Doruk mutlulukla baktı. Seviştikten sonra, önceden söylediği 3 saati siklemeyip işe döner diye düşünüyordu. Cidden gelişme başlamıştı.

"Etrafı havalandırıp, burda dinlensek mi?"

L koltuğu işaret etti. Kürşat kafasını sallayıp, dükkanın küçük olan camlarını açtı. Kapıları kilitli bırakırken ofise  geri döndü. Doruk, L koltuğa uzanmış onu bekliyordu. O gelince dikleşip, boş kalan yeri işaret etti. Kürşat oturur oturmaz da kafasını dizlerine yasladı.

"Baya rahatım şu an."

Kürşat, koyu kahverengi saçlara parmaklarını geçirip, okşadı. Doruk gözlerini kapatıp anın keyfini çıkardı. Bu ilk kez yaptığı bir şeydi. Seks sonrası kovalayan varmış gibi kaçan tiplerdendi. İlişki istemediğinden, derinleşmeden bağlantıyı kesme taraftarı olmuştu. Onla takılanlardan da hep aynı kafadandı. Şimdi biri Doruk'u görse 'Orospuluğun tek bana mıydı?' derdi. Malesef ki öyleydi. Doruk, ilk kez birinin yanında rahatça, kendi gibi davranıyordu. Yaklaşık 2 aydır tanıdığı adamla bu kadar yakınlaşmış olmak değişikti. Yine de yanlış ya da hata gibi gelmiyordu. Doruk şimdiye kadar hep sahip olmak istediği ilişkiyi, yakalanma korkusuyla geriye atmıştı. Artık bu korkusu da yoktu. Kürşat, ona güven veriyordu. Sanki sıkıntılar dizlerine yattığı herifi sarsmaz gibiydi. Bu düşünceyle konuşmaya başladı.

"Eşcinsel olduğunu farkettiğini söylemiştin. Hiç korkun oldu mu?"

Kürşat okşadığı yumuşak saçlarda parmaklarını kısa bir an hareketsiz bıraktı. Ardından aklına gelen anılarla iç çekti.

"Korkum olmadı, çekincem oldu."

Doruk gözlerini açtığında, ona bakan gözleri görüp hafifçe gülümsesi. Ardından "Ne çekincesi?" dedi.

Onun da çok fazla çekincesi vardı. Arkadaş ortamından birkaç kişinin homofobik olduğunu biliyordu. Birkan, ciddi ciddi böyle şeylerden bahsedilince tiksintiyle midesi bulanan tiplerdendi. Hakan 'bize ters' dese bile, o bize sadece kendisini alırdı. Yine de fakültede el ele tutuşan iki erkeği görünce "Bunu görmek zorunda mıyız amına koyayım." demişti. Zahit'de "Midem kalktı" diyerek ona destek olmuştu. Zahit'i midesinden vurduğundan, onu dışarda bırakıyordu. Yasin'in lezbiyen olan bir arkadaşı vardı. O yüzden ondan yana sıkıntı olmaz diye düşünmüştü. Ama bir ara ağzını yoklayınca "Yakın çevremde gay olsun istemem. Kızlar sıkıntı değil de erkek götüme bakar abi" diye karşılık almıştı. Munteza ne düşündüğü bilinmez bir insandı. Eskiden Birkan gibi tepki verirken son zamanlarda 'kim kimi sikiyor bizim konumuz mu amk' diye konu hakkında yorum yapmazdı. Uğurcan ise destekçi olduğunu gizlemeye gerek duymuyordu. O da zaten kendisini biliyordu. Yani sadece iki arkadaştan ve bir belirsizden yırtıyordu. Öbürlerinin kendinden uzaklaşacağına emindi. Çevresine ihtiyacı vardı. Yalnız olmayı sevmiyordu. Ailesi ise başka bir olaydı. Fransız olan annesi, homofobikti. Kendi kuzenini lezbiyen diye, yemeklere davet etmezdi. Babası ise kuzenini seviyordu. Araları fazlasıyla iyiydi. Bundan güç alarak ağzını yoklatmıştı. Kuzeni, babasına 'Dayı, Doruk'ta eşcinsel olsa kandan şüphe eder miydin' diye dalgacı yaklaşmıştı. Babası ise 'benim kız çocuğum yok.' diyerek bu konudaki bilgisizliğini ve tiksintisini göstermişti. Yani Doruk'un eşcinsel olduğunu bilse 'sen kız mısın?' deyip onu kapının önüne koyardı. Doruk, bu tepkisini niye ölçtürdüğünü soran kuzenine bile açılmamıştı. O kendisini seviştiği erkekler dışında olan herkesten gizlemiş ve kapatmıştı. Yalnız ve tek kalmak onun çekincesiydi.

Kürşat, kendisine soruyu sorduktan sonra düşüncelere dalmış herifin saçlarında olan parmaklarını alnına indirdi. 

Masaj yapar gibi okşarken "Bizim oralarda bu tarz şeyler oldukça yaygın ama kimse eşcinselim demez. Evlenir, gizli yaparlar." dedi.

Doruk anında ona dikkat kesilmişti.

"Gizleyende sıkıntı yoktur ama açıkça söylersen çeker vururlar seni. Halamlarda alışmış bu düzene. Ne kadar sevse de, öğrenirse harcatır beni."

Doruk, sevecenliğini gördüğü kadınla "Yok artık" deyince, Kürşat'ın dudağı kıvrıldı. Şaşırması normaldi. Halası baştan aşağı iyilikle dolu biriydi. Ama büyüdüğü yerin düşünce yapısı istemeden içine işlemişti.

"Baba tarafımla tek bağım halam. O yüzden bizim oralarla alakam yok. Ama halamla olan bağımı kesemem. Çekincem de buydu. Halam için, içime çekildim."

Doruk dikleşirken, Kürşat'ın parmaklarıyla olan temasından kurtuldu. Ama o temasın çok daha fazlasını verip kucağına çıktı. Kollarını omzuna sarıp, kafasını da boynuna gömerken mırıldandı.

"Gizlemekle sorunum yok. Ben de gizliyorum."

"Gizlemiyor gibiydin?"

Doruk, esmer tene bir öpücük bırakıp "Beni biraz gevşettin. Sakın tekrar içine çekilme." dedi.

Kürşat onun endişesini anlarken "Beni bilmediğim bir yola soktun." dedi.

"Pişman mısın?"

"Olacak mıyım, göreceğiz."

Doruk daha yeni olan ilişkilerinin, bozulmasını istemiyordu. Bir yola girdilerse, yolun sonunu görmemeleri lazımdı. İki kavşak sonra bitecek yolda ilerlemek istemiyordu. Geniş omuzlara kollarını biraz daha sarıp, tırnaklarıyla yaptığı çizikleri tek tek öptü.

"Olmayacaksın."

Kürşat, kucağına biraz daha yerleşen bedenle 'bana da öyle geliyor.' diye düşündü. Yine de bunu dile getirmedi.

Sev Sevebilirsen (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin