54

10.2K 811 229
                                    

*iyi okumalar 🖤

Doruk, elindeki tepsiyle bahçeye çıkarken, mangal başında olan sevgilisinin yanına ilerledi. Bir yandan da 'ciddi olamayız' diye düşünüyordu. Yataktan çıkmadan günü bitirebilecekken, Kürşat resmen onu bahçeye mangal yapmaya sürüklemişti. Kazılan midesi yüzünden ona engel olmamıştı. Ama ilk günü daha romantik geçirmek isterlerdi. Mesela Kürşat şalgam yudumlarken, Doruk'ta kırmızı şarap içebilirdi. Aldığı hazır tavuklardan kızartıp yerlerken mangalla zaman kaybetmemiş olurlardı. Artan zamanda da sevişirlerdi.

Doruk "Beni nasıl ikna etti kıro ya" diye homurdanırken, Kürşat'ın yanına geldi. Az önceki sözleri söyleyen o değilmiş gibi mutlulukla gülümsedi.

"Al aşkım."

Kürşat elinden tepsiyi alıp, içine kıymayı koydu. Baharatları da ekledikten sonra yonurmaya başladı.

Doruk "Acaba köfte yapmasa mıydık?" diye sordu.

Cidden bu ortam hiç romantik değildi. Kürşat "Et yemiyorum dedin." deyince, Doruk köz olmuş tavuklara baktı. Kürşat tuvalete gittiğinde mangalın başına geçmişti. Tavukların közün içine düşmesini beklemiyordu. Alana kadar hepsi çöp olmuştu. Kürşat gelince yaşadıkları sahne gerçek bir travmaydı.Kürşat 'Ben seni almam.' demişti ve Doruk onun yaptığı espriyi o kadar ciddiye almıştı ki yarım saat trip atmıştı. Tabi mangal başında küslük olmazdı. Çok geçmeden modları düzelmişti.

Doruk iç çekip "İlk tatilimizin, ilk günü mangalla geçiyor. Yetmez mi gibi sevgilim köfte yonuruyor. Romantizm zirvesiyiz." dedi.

Kürşat bıt bıt konuşan herifle gülmemek için alt dudağını ısırdı. Çok fazla söyleniyordu. Şımarık büyüdüğünden olsa gerek çok fazla memnunsuzdu. Ama bu hali o kadar sevimliydi ki Kürşat kendine şaşırıyordu. Yanında böyle durmadan konuşan başkası olsa, ağzına çakıp 'yeter' derdi.

Doruk'un tekrar guruldayan karnıyla, Kürşat "O tavukları da getir." dedi. Onlar hızlı pişerdi. Doruk ise "Onlar hazır. Izgara olmaz." dedi. Olup olmayacağını bilmemesine rağmen yorum yapmıştı. Kürşat'ta onu hiç sorgulamamıştı.

20 dakika daha geçti. Kürşat köfteleri tele dizip, ızgaraya yerleştirdi. Doruk'ta diğer tele dizmeye başlayınca, bileğinden tutup onu durdurdu.

"Yavrum sen dokunma istersen."

Doruk'un gözleri kararırırken "Alla alla iyi ki bir kere elimden kaydı." diye sinirle konuştu.

Doruk'un bu kadar sinirlenmesinin nedeni, sevişmeyi bölmeleriydi. O karın guruldamasına rağmen kesinlikle 2 kez boşalacak kadar sabredebilirdi. Kürşat ise onu yataktan çıkartmıştı.

Kürşat "Ne bu sinir kedi." deyince, Doruk kızarmaya başladı. Aklı getirdiği kedi kuyruğu plug'a kaymıştı. Kürşat'ın altında kesinlikle miyavlayabilirdi. Bu düşünce sinirlerini uçururken sırıtmaya başladı. Kürşat tek kaşını kaldırmış ona bakıyordu.

Elindeki teli, onun eline tutuşturup "Tamam sen yap." dedi.

Karınları doyduktan sonra egzersize ihtiyaçları olacaktı. Doruk bu egzersiz için şimdiden heyecanlanmıştı. Kürşat onun değişen tavrıyla 'ne düşündü kim bilir deli' diye içinden geçirdi.

Kürşat köfteleri yapmaya başlarken, Doruk'ta ona ucundan yardım ediyordu. Köfteler olmaya başlayınca Doruk, bahçedeki masayı kurmaya gitti. Salata, köz domates ve patlıcan, ayranla tekrar 'romantizm işte' diye düşündü. Bari ayran yerine başka bir şey olsaydı.

Kürşat arkasından yaklaşıp, köfteleri koyduğu tencereyi masaya bıraktı. Bilerek tam arkasına yaslanmıştı.

Doruk, beline dolanan kolla kalbinin de göğüs kafesine dolanmak için hareket ettiğini düşündü. Resmen kafesi zorlanıyordu.

Kürşat kulağına nefesini üfleyip "Masaya niye kötü kötü bakıyorsun?" dedi.

Doruk, masadaki her şeyi savurup üstünde sevişebileceklerinin hayalini kurarken, kulağına değen dudaklarla yutkundu. Kürşat belinden çekerek ona biraz daha yaklaşınca 'bilerek yapıyor' diye düşündü. Bunun başka açıklaması olamazdı.

"Azdım."

Kürşat'ın kaşları çatılırken, geriye çekilerek "Sofradayız." dedi.

Doruk o zaman, az önceki hareketleri onu azdırmak için değil, sadece sarılma olarak yaptığını anlayıp kızarmaya başladı. Aklı uçkurunda olan kendisiydi. Kürşat sandalyeye otururken, eliyle yüzünü yelledi.

Kürşat, Doruk'a bakarken onun seks düşkünü olduğuna emin oldu. Bunun zaten farkındaydı ama sevgili olduktan sonra romantizmleri ağır basmıştı. Şimdi ise Doruk sürekli ona basmasını istiyordu. Kürşat onun yataktaki mükemmel görüntüsünü düşünmek istemeyerek yemeklere gömüldü. Doruk'ta utançtan konuşmadan yemeye başlamıştı. Tabi ağzına yayılan enfes tatla sessizliği bozmak zorunda kaldı.

"Aşkım bu enfes olmuş."

Doruk köfteyi nerdeyse çiğnemeden yutan Kürşat'a 'Gırtlaksız' der gibi baktı.

Kürşat "Söylenmene değmiş mi?" dedi.

Doruk yediği en güzel köfteye çatal batırırken kafasını salladı. Yerken de 'ımm' diye beğeniyle ses çıkardı. O çatalla yerken, Kürşat köfteye ekmek basıyordu. Doruk binbir parçaya bölerken, Kürşat köfteye bıçak değdirmiyordu. Doruk yavaşça çiğnerken, Kürşar bütün bütün yutuyordu. Doruk kesinlikle çok farklı olduklarını düşündü. Bu farklılıklarına rağmen birbirlerini böyle sevmeleri rastlantısızdı.

İkisi de karınları şişene kadar tıka basa yedi. Sofrayı kaldıran Doruk, bu masada sevişip Kürşat'ı günaha sokmak güzel olur diye düşünse bile, temizliğinden emin olamadığı için Kürsat'ın üzerine atlamadı. Yukarı çıktıklarında atlamayı planlıyordu. Doruk kesinlikle ilk 4 gün sevişmek dışında bir şey yapmayı düşünmüyordu. Sonra havuza girerler, silah atmaya giderler, bowling oynar ya da sinema odasında film izleyebilirlerdi. Ama önce 4 gün, doyana kadar sevişmeleri lazımdı. Çünkü geri döndüklerinde sevişmek çok zor oluyordu. Üstelik Doruk geri döndükten sonra anlatacağı şeyle aralarının bozulma ihtimalini de düşünüyordu. Yarını düşünerek bugünden hazırlik yapmalıydı.

Sev Sevebilirsen (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin