*İyi okumalar
Kürşat'ın aklına, Doruk'un yazdıklarından sonra, kendine atılan fotoğraflar gelmişti. Doruk istediği kadar 'kız' diyebilirdi. O, gerçeği tahmin edebiliyordu. Rüstem'in onu tehdit ediyor olması, Kürşat'ı öfkelendirmişti. Doruk'un onlarla takıldığını zaten anlamıştı. Bunun zorlamayla devam etmesi, mide bulandırıcıydı. Yerini bilmeyen insanları, yerin dibine sokmak isteyen karakteri vardı. Bir bok yiyip, o boku başkasına atan insanları da bok çukuruna atmak istiyordu. Doruk'a yardım edecekti. Nasıl olduysa, aralarındaki iletişim sürekli devam edecek nedenler buluyordu. Kürşat artık bu iletişimi kabullenmiş gibi, çocuğa uyum sağlıyordu.
Yeni açılmış çorbacıya girip, kuzenine bakındı. Hamdi sarhoş iki kadınla samimi bir sohbete girmiş, kadınlar kelle paçalarını içerken ayakta dikilmişti.
Kürşat "Hamdi!" diye seslenince, kızlara "Bir dakika hanımlar" deyip kuzenine baktı. Sonra da elindeki tepsiyi tezgaha bırakıp ona ilerledi.
"Hoşgeldin abi."
"Yarım saat işini bırakıp, benimle gel."
Hamdi, normalde konu iş olunca tam bir işkolik olan kuzeninin ondan bunu istemesine şasırmıştı.
Önlüğünü çıkarırken öfkelenerek "Biri anama laf mı yaptı?" diye sordu. Böyle bir durum bekliyordu.
Kürşat "Hayır, tribe girme. Şefinden izin al salsın seni." dedi.
Kürşat bilgisayarda dosya aramaktan ya da başka şeylerin icinde fotoğraf aramaktan anlamazdı. Bu yüzden kuzenini yanına alarak o ikisinin üstüne binmeye gidecekti.
Hamdi meraklanırken "Tamam." deyip, dükkanın arkasına ilerledi. Geri geldiğinde "Cıkabiliriz." demişti.
Kürşat'la dükkandan çıktılar. Dümdüz ilerlerken, Hamdi "Mevzu ne?" diye sordu.
Kürşat, bunu nasıl anlatacağını bilmiyordu. Üstelik ondan isteyeceği şey için, Hamdi'nin bunu bilmesi gerekliydi.
"Geçenki piç, rahat durmuyor." diye başladı. Hamdi, ebesini mezarda ters çevirdikleri sarışın çocuğu hatırlarken "Hareket edebiliyor mu o?" diye sordu.
Kürşat "Rüstem'in ev arkadaşı o. Rüstem onun yerine hareket ediyor." diye soludu.
Hamdi şaşkınca "Muhtarın damadı olan deme bana" diye sordu.
Kürşat kafasını sallayınca, Hamdi "Abi Rüstem'le mevzuya girmem ben. Aynı yerde çalışıyoruz." diye, konuştu.
Dövdükleri çocuğun bir yerden tanıdık geldiğini düşünmüştü ama birini döverken 'lan kimdi bu' diye düşünmek sonuca ulaştırmıyordu. Kürşat, kuzenine tersçe bakınca ikisi de yürümeyi kesti.
"Orospu çocuğu, birini çıplak fotoğraflarla tehdit ediyormuş. İş arkadaşını siktirtme bana Hamdi."
Hamdi şaşırırken, hafifçe öksürdü. Rüstem'den bunu beklerdi. Birlikte aynı kadına girdikleri çok olmuştu. Ahlaksızlıkta kendisine yarışırdı da Hamdi kimseyi tehdit edecek biri değildi.
"Silmesini söylerim."
Kürşat "Güzellikle denersin sen." deyince yürümeye devam ettiler.
Kürşat o fotoğrafları sildirse bile güzellikle işi sonlandırmayacaktı. Yıkık binanın önune gelip, açık kapıdan en üst kata çıktılar. Kapıyı sertçe vurduklarında, kapının arkasından küfürler geldi.
Rüstem "Alacaklı mısın pi-" diye başladığı sövmeyi Kürşat'ı görünce durdurmuştu.
Kürşat "Alacağım var. Gir lan içeri." deyip onu itti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Sevebilirsen (bxb)
RomansaTAMAMLANDI "Ben beni güzel sevebilecek birini istiyorum." "Ama aradığın şey güzel sikebilecek biri."