86

11.7K 862 228
                                    

*iyi okumalar 🖤

Doruk, hayatının en bitmek tükenmeyen yolculuğunu yaptığını hissediyordu. Gelirken ağladığı yere gülümseyerek gidiyordu. Doruk, yeni öğrendiği şeylerin hüznünü çabuk atmıştı. Ailevi meselelere takılmayacak, bunu uzun vade de halledecekti. O şu an Kürşat'tan başka bir şey düşünemiyordu. Onu görünce ne tepki vereceğini kestiremiyordu. Sürpriz için başta şaşırıp, sonra onu kucaklayabilirdi. Doruk, Kürşat'ın kollarını özlemişti. Kokusunu ve sıcaklığını da. Yolculuk biter bitmez, taksiye atlayıp gop'a gitmek istediğini söyledi. Eve bile uğramadan, kocaman valizle Kürşat'ın yanına gidiyordu. Yine de eve gidiyormuş gibi hissediyordu. Taksi yolculuğu da haddinden uzun sürerken, Doruk'un heyecanı arttı. Gelmesine 10 dakika kala Hamdi'ye haber verdi. Onların mahallesine bu saatte arabayla girmek dikkat çekeceğinden iki alt mahallede durmuş, taksiden inmişti. Ödemeyi alıp giden taksinin arkasından, Doruk yaklaşık 5 dakika Hamdi'yi bekledi.

"Ooo hoşgeldin ufaklık"

Doruk, Hamdi'yi göreceğine sevineceğini düşünmezdi. O Hamdi'den sonra göreceği sevgilisinin heyecanıylaydı.

Valizi sıkarken "Hoşbuldum. Gidelim hadi" deyip, ilerletmeye başladı. Bir an önce Kürşat'a kavuşmak istiyordu. Çok ayrı kalmışlardı.

Hamdi onun elinden valizi çekecekken, Doruk "Gerek yok" dedi. Hamdi'de ısrar etmedi.

"Yolculuk nasıl geçti yavru?"

"Uzundu. Geçen zaman değil ama geçirdiğim zaman olarak"

Hamdi, onun felsefesini anlamamış gibi yüzüne bakınca, Doruk göz devirip "Kürşat'ın özleminden uzun geldi yani yol" diye homurdandı.

Hamdi "La bebe ne romantik adamsın." diye onunla dalga geçti.

Bir sokağı geçtiklerinde, Doruk "O ne yapıyor şimdi evde?" diye sordu.

Hamdi "Uyuyor" dediğinde, Doruk kafasını salladı.

Sonunda apartmanlarının önüne gelmişti. Hamdi cebinden anahtarı çıkarıp, Doruk'a uzattı. Doruk soğuk anahtarı parmaklarının arasına aldı.

"Ben sizi yarına kadar yalnız bırakıyorum. Giderin özleminizi."

Hamdi, ona göz kırptığında Doruk ilk defa ona tamamen dönüp bakmıştı. Bununla Hamdi'de onu tamamen süzmüştü.

"Kürşat şimdi özleminden kör olur, bir şey demez ama bu kılık ne delirtecek misin bizimkini?"

Doruk "Hamdi, cidden aynısınız siz" deyip, göz devirdi.

Hamdi, gri delikli paçavraya bakarken "Memendeki ney lan senin" diye elini uzatmıştı ki Doruk ona uzanan ele sertçe vurdu. Sağ göğsündeki piercing delikten taşmıştı.

Doruk "Dokunma. Hadi oyalama beni" derken aşağısının kapısını açtı.

Hamdi, kuzeninin cinsel hayatını ve hayatındakini düşünmek istemeyerek Doruk içeri gidince, binanın önünden ayrıldk.

Doruk, valizi merdivenlerden sürüye sürüye çıkardı. Yorulunca nefesi teklemişti. Kapının önüne gelince nefesini düzenleyip, kilidi çevirdi. 'Çıkt' sesiyle kalbi hızlanmaya başladı. O kadar mesafeden sonra, şimdi aynı evin içinde olacaklardı. Doruk valizi girişe koyup, kapıyı yavaşça kapandı. Kürşat, uyumuyor olsa şu an şokla ona bakıyor olurdu. Anlaşılan bu bakışı almasına daha vardı. Doruk titreyen ellerini yumruk yapıp, Kürşat'ın odasına ilerledi. Aralık olan kapıyı ittirince kalbi olabilirmiş gibi daha da hızlandı. Aynı anda ayaklarından omuzlarına kadar elektrik geçtiğini hissetti.

Kürşat, üstündeki örtüyü itelemiş, bir kolu yastığın altında, yüz üstü yatıyordu. Üstünde sadece boxer vardı. Doruk, onun sırtının genişliğine bakarken sarılma isteğiyle doldu. Odaya adım atar atmaz aldığı koku burnunu sızlattı. Kapıyı yavaşça kapatıp, sevgilisine ilerledi. Yaklaştıkça o sızlama arttı ve Doruk onun yüzünü gördüğü an göz yaşlarını tutamadı. Kürşat'ın uyurken bile çatık olan kaşları, öne büzülmüş dudakları gözünün önündeydi. Kalbi bu görüntüyle savrulurken, Doruk önce eğilip parmaklarını özlediği yüzde gezdirdi. Dokunmasıyla buruşan suratla gülümsedi. Boştaki eliyle gözlerini silip Kürşat'ın dudaklarına dudaklarını bastırdı. Buna ne kadar ihtiyacı olduğunu, tüm bedenine yayılan huzurla farkediyordu. Yavaşça üst dudağını öpüp çekildi. Ağzını oynatan Kürşat'la dayanamadan bir daha öptü. Koca koçu ona şu an çok sevimli geliyordu. Doruk, rüyada gibiydi. Haftalardır uzak olduğu beden şimdi gözünün önündeydi. Başta ona seslenmeyi düşündü, sonra vazgeçti.

Sev Sevebilirsen (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin