Sev Sevebilirsen (bxb)

53

*iyi okumalar 🖤

Doruk yoğun bir seksten sonra, hayatının en güzel uykusunu çekmiş olduğuna inanamıyordu. Sırf sevdiği adamın kollarında diye, çektiği acı bile nötrleşmişti. Sabah da güzel geceyi takiben, güzelce uyanmıştı.

Vücudu tamamen sevgilisinin üstüne çıkmıştı. Kürşat'ın, onun belini kavramış eli gevşek şekilde tutmuş, burnunu da saçlarına dolamıştı. Doruk vücudunu kaldırarak Kürşat'ın temaslarından kurtuldu. Ellerini çarşafa bastırıp, altındaki bedeni inceledi. Esmer teni, güneş giren odayla parlamaya başlamış tüm göz alıcılığıyla karşısındaydı. Onun tüysüz vücuduna kıyasla kıllı ve fazla erkeksi göğsünde parmaklarını gezdirdi. Üstlerindeki örtü, sadece kasıklarına kadar uzanmıştı. Doruk dikleşince, örtü tamamen Kürşat'ın üzerine kaymıştı. Doruk parmakları sert göğüslerden karna indirip hafifçe okşamaya devam etti. Kürşat'ın kırıştırdığı burnuyla gülümseyip tekrar üzerine uzandı. Örtüyü de tamamen üzerlerine çekti. Kollarını ona dolayıp, burnunu boynuna gömdü. Dün, seviştikten birkaç saat sonra, gecenin köründe uyanıp duşa girmişlerdi. Kürşat, Doruk'un çam ve damla sakızı karışımı duş jelini kullanmıştı. Kendi klasik kokusunu onun üzerinde almak Doruk'a büyük zevk veriyordu. Şu an Kürşat'ın ona ait olduğu belliydi. Tamamen Doruk'la kaplıydı. Doruk, dakikalarca boş boş Kürşat'ın üzerinde uzandı. Sıkılmaması inanılmazdı.

Arada bir oynattığı kafasıyla, kendine yeni yeni yerler buluyordu. Tekrar uykuya dalacakken, gözleri ışığı durmadan yanan sessizdeki telefonuna kaydı. Saat sabahın 7'siydi. Bu saatte bu kadar bildirim sadece işsiz arkadaşlarından gelirdi. Sehpanın üzerindeki telefona uzanıp, aldı. Kafasını Kürşat'ın göğsüne dayayıp gelen bildirimlere baktı. Yanılmamıştı.

Bir süre arkadaşlarının tatil muhabbetini okudu. Onlara arada bir cevap verirken Birkan'ın ona oynamasıyla konuşmalara iyice dahil olmuştu. Doruk sabahın köründe, geldikleri arabadaki tavırları yüzünden sevgilisiyle ifşa olduğundan gerginleşmişti. Hiç beklemiyordu ve kesinlikle sırası değildi. Gelmeden önce Kürşat'ın ailesiyle sorun yaşamış ve bu sorunu çözememişken kendi çevresiyle de tartışmak istemiyordu. Malesef Birkan'ın onu ifşalayan tavrı her şeyi zorlaştırmıştı. Uğurcan grupta Birkan'a oynarken, Doruk'ta 'artık saklayamam' diye düşünüp her şeyi itiraf etmişti. Gözlerini kaldırıp hala uyuyan bedene baktı. Aslında, onu saklamak da istemiyordu. Birlikte oldukları zamandan beri onu hayatının her anına almak istiyordu. Arkadaşlarıyla bu zor olacağından bu konuda hiçbir şey yapmamıştı. Şimdi de o arkadaşlarını kaybedeceğini düşünmüştü. Konuşmalar devam ederken homofobik Birkan'ın sert tavrına karşı ona rest çekmemesi Doruk'u oldukça şaşırttı. Konuşma devam ederken arkadaşlarının kabul niteliğindeki cümleleri gözlerini doldurdu. Düşündüğü gibi olmamıştı. Telefonu kapatıp, başının altındaki göğse biraz daha sığındı. Bu tatil ona kesinlikle uğurlu gelmişti. Her ne kadar gelmeden önce uğursuz hala onlara kötü enerji yollasa bile,  tüm sıkıntıları atlatıyor gibilerdi. Yoldaki tartışmaları tatlıya bağlanmış, harika bir seks yaşamış, arkadaşları eşcinsel olduğunu öğrense bile gitmemişti. Yani her şey mükemmeldi.

Altında kımıldanan bedenin gözlerine yüzünü dikti. Önce yüzünü buruşturup, sonra gözlerini açan Kürşat'la "Günaydın aşkım." dedi.

Kürşat gözlerini tamamen açarken, ona sevimlice bakan sevgilisinin yanağını kavrayıp, alnını öperken "Günaydın." dedi.

Doruk, gözlerini yumup dudakların temasını hissetti. Alnıns degen sakallar bile bu hissin keyfini bozmuyordu.

Kürşat dudaklarını çekince, Doruk gözlerini araladı. Elini onun göğsüne sarıp, tekrar sarıldı. Birlikte, çok güzellerdi.

Kürşat, elini kalçasına atıp "Ağrın var mı yavrum?" dediğinde kafasını yavaşça oynattı. Kürşat'ın parmakları deliğinin çevresinde gezinirken nefesi tekledi. Parmaklarıyla yavaş yavaş deliğine masaj yapan bedene biraz daha sokuldu. Onun bu noktaya geleceğini asla düşünmezdi. İlk sevişmelerinde yüzüne bakmayan adam şimdi onunla sevişme sabahında bile ilgilenir haldeydi.

Doruk bu ilgiden memnun şekilde ses çıkarıp, tekrar kafasını kaldırarak gözlerini çoktan kapamış esmere baktı.

"Uyuyacak mısın daha?"

"Yok. Biraz daha kalalım yatakta."

Doruk onaylar şekilde kafasını oynatıp, onun omzunu öptü. Kürşat diğer elini de kalçasına atıp okşayınca o da gözlerini kapadı.

"Bizim çocuklarla konuştum. Seni öğrendiler."

Kürşat, Doruk'un da onun gibi gizlendiğini hatırlarken "Söylemeye mi karar verdin?" dedi.

Doruk "Aslında kendileri anladı ben de inkar etmedim." diye yanıtladı.

Kürşat derin bir nefes alıp, Doruk'un saçları arasına verdi. Ardından dudaklarını saçlarında gezdirip "İyi misin?" diye sordu.

Doruk onun göğsündeki ellerini sıklaştırırken "Kötü tepki vermediler." dedi. Bir yandan da kalçalarını oynatmıştı. Kürşat konuşmaya başlayınca, deliğindeki parmaklarının hareketini kesmişti.

Kürşat, dün ustasından aldığı tepkiyi düşünürken "Güzel." dedi. Kendisi ustası dışındaki neredeyse herkesin kötü tepki vereceğine emindi. O tepkilerden önce çıkar yol bulmalıydı.

Doruk "Seninle çok mutluyum." deyince, Kürşat hafifçe yutkundu.

O mutluluğu hiç düşünmemişti. Hayatı yaşar, gündelik sorunları aşar devam ederdi. Doruk hayatına girdiğinden beri değişen onca şeyi düşünürken iç çekti. Sanırım o da mutluydu. En azından şimdiye kadarki boş yaşantısı dolmuş hissediyordu.

Burnunu Doruk'un saçlarına sokup, dalin şampuanın kokusunu içine çekti.

Az önce emin değilim diye düşünürken, vardığı sonuçla "Ben de." dedi.

Mutluluk, Kürşat için kollarındaki huzurdu. Doruk, ilk başta onu delirtirken şimdi hem delirtiyor, hem de huzurla dolmasını sağlıyordu. Sevgi güzeldi.