88

9.9K 804 176
                                    

*iyi okumalar 🖤

Doruk sabah uyandığında ağrıyla yerinden kalkamamıştı. Kürşat'ta onun gibi yatakta uzanıyordu. Çıplak göğse sokulup "Sevgilim, güneş doğdu" diye mırıldandı.

Dış kapı açılınca "Geldi işte" diye homurtusu arttı. Yataktan kalkamaları gerekiyordu.

Kürşat'ta uyanıp, göğsündeki bedene baktı.

Onu kendine iyice bastırıp "Yat biraz daha." dedi.

Yumuşak saçlarında dudaklarını gezdirirken, kokusunu içine çekiyordu. Doruk mayışarak "Kuzenin geldi" dedi.

Kürşat önce kasılsa bile sonradan gevşeyip "Gelmez odaya" dedi.

Doruk konuşacakken kapıya, osmanlı arkasına dönünce dadanan karahanlılar gibi vurmaya başladı.

"Len uyuyor musunuz hala! Size simit aldım. Sıcakken yiyin."

Doruk "Çok erken geldi" dediğinde, Kürşat kafasını kaldırıp saate baktı. İyice doğrulurken "Öğlen olmuş yavrum" dedi.

Doruk hiç farkında değildi. Anlaşılan Hamdi onlara fazladan zaman bile vermişti. İkisi de ayıldıktan sonra, Kürşat kollarını onun beline bağlayıp omuzlarıni öpmeye başladı.

"Dün gece hayal gibi."

Doruk gülümserken iyice onun kucağına çıktı. İkisinin de özlem ateşi dinmemişti. Kürşat ensesini öptüğünde, Doruk ürperdi.

"Devam edersek, yataktan çıkamayacağız."

Kürşat onu yarı sert penisine bastırdığında, Doruk dudağını ısırdı. İkisinin de her yeri sızlıyordu. Daha fazla sevişecek dermanları yoktu. Yine de bu birbirlerine dokunmalarına engel değildi. Kapı tekrar alacaklı gibi çaldığında ayrılmak zorunda kaldılar. Kürşat kuzenine söve söve yataktan çıkıp, giyinmişti. Ağır seks kokan oda da bir tek bedenleri temizdi. Duşa girdikten sonra uyumuşlardı.

Doruk'da dünki kıyafetleri es geçip, Kürşat'ın dolabından uzun bir kazak alıp giyindi. Çıplak kalan bacaklarıyla sevgilisine dönüp "Böyle çıksam bir şey olmaz değil mi?" diye muzipçe sordu.

Kürşat pantolonunun düğmesini ilikledikten sonra onun bacaklarına bakıp "Böyle derken?" demişti.

Doruk kendini gösterip "Pantolonların bana olmaz. Valizim de dışarda" dedi.

Kürşat "Bekle getireyim" dedikten sonra odadan çıkmıştı. Doruk da cevabını almış oldu.

Kürşat kapının önündeki valizi açarken, Hamdi mutfaktan kafasını uzatıp "Günaydın" dedi.

Kürşat, sabaha doğru Doruk'un sürprizi hakkında konuşmuştu. Kuzeninin bu işteki parmağı onu şaşırtmıştı. Hamdi onu destekler gibi olsa bile, kendine ters olduğundan işine karışmaz gibi geliyordu. Şimdi akşam çıkmış, sabah eve gelmişti. Flörtlerinden biriyle sabahladığı boynundaki izlerden belliydi.

"Günaydın."

Kürşat eline gelen her şortu çöpmüş gibi buruştururken, sonunda düz bir mavi pantolonla valizden uzaklaşmıştı.

Hamdi "Çayı koydum" deyince, Kürşat "Geliyoruz birazdan" dedi.

Sonra odasına geri döndü. Doruk onun takılarını karıştırırken büyük bir saati koluna takmıştı.

Kürşat gelince "Bu benim olsun mu?" diye sordu.

Kürşat "Olsun" dediğinde, Doruk birkaç saat daha çıkarıp "Bunları da alıyorum." dedi.

Kürşat pantolonu ona uzatıp "Senlik değil" dediğinde, Doruk omuz silkti.

"Benim evimde kalsın."

Kürşat'ın eşyalarını kendi evine taşıyarak, en sonunda onu da yanına almak istiyordu. Direkt bunu söylese Kürşat 'bizimkileri bırakamam' diyebilirdi. Doruk'da yavaş yavaş işleyecekti. Ondan ayrı kalmak zor olmuştu.

Giyindikten sonra birlikte odadan çıktılar. Doruk çay hariç her şey dışardan alınan şeylerle kurulmuş sofraya bakarken şikayet etmedi. Tıka basa hamur işi yediler. Ardından Doruk onlara getirdiği hediyeleri verdi. Hamdi 'kral' tarzı şeyler derken renkli şapkalarla ters ters bakmıştı. Doruk omuz silkip, Kürşat'ın hediyesini uzattı.

Kürşat anında poşeti kapatıp ona 'bu ne lan' der gibi bakmıştı.

Doruk kulağına eğilip "Bu dikenli kaktüs prezervatiflerinden burda yok." diye fısıldadı.

Kürşat Doruk'un gittiği gibi döndüğünü farketti. Azgınlığı aynıydı. Bu onu rahatsız etmezken, kuzenini umursamadan onun çenesini öpüp "Deneriz" dedi.

Doruk'ta hemen onu öpmüştü. Hamdi "Midem ekşidi amına" dediğinde, Doruk "Hamur işlerinden" dedi. Hepsi de bunun manzaradan dolayı olduğunu biliyordu.

Hamdi, Yunus ve kız isteme mevzusunu açtı. Kızın babasının istekleri çok olduğu için biraz ertlenenmişti. İkisi, bu konuyu konuşurken Doruk "Sevgilim beni direkt isteyebilirsin. Biz de çeyiz, karşılık yok" dedi.

Hamdi "Lan Doruk ne değşik herifsin" deyince, Doruk "Kıskanma" diye öpücük attı.

Kürşat'ın ters bakışlarını görünce "Sen de kıskanma" dedi.

Hamdi "beni kıskanmaz o la. Kuzeniz biz" dedi.

Doruk o an, Kürşat'ın onun bazı tavırlarından rahatsız olduğunu anladı. Öpücük atma, sırnaşma vs gibi. Ama Doruk bu huylarını düzeltemezdi. Kürşat'ta onun düzelmesini beklemiyordu. İstedikleri gibi olmalarına gerek yoktu. En çok istedikleri birbirleriyle olmaktı.

Sev Sevebilirsen (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin