32

15.2K 1K 251
                                    

*iyi okumalar

Aslanım: İlk sen yazdığına göre artık hayatına geri giriyorum

Aslanım: Harika bir seksti

Aslanım: Bunun hakkında konuşmamamız ayıp olur

Aslanım: Hala içimde ilerliyormuşsun gibi

Kürdom: Çüş

Kürdom: Yazma lan şöyle şeyler

Aslanım: Neden? Hatırlayınca kalkıyor mu?

Kürdom: Oğlum

Kürdom: Çok rahatsın lan

Aslanım: Sen fazla kasıyorsun. Sexting başlatma amacım yok. 15 gün oldu. Seni özledim

Kürdom: Özledin?

Aslanım: ÖZLEDIM

Kürşat çocuklarla hergün öğle yemeğinden sonra, dumanlamak için geldikleri parktaydı. Yarım saate yakın takılır sonra herkes işine bakardı. Hepsi sohbet ederken, telefonuna bakan Kürşat arkadaşlarının dikkatini çekmişti.

Osman "Kürşat abi yengemizden bize ne zaman bahsedeceksin?" diye laf atınca, kafasını telefondan kaldırmıştı.

Arkadaşları, onun gözlerindeki garip buğuyu görünce şaşırdı. Kürşat öksürüp, boğazındaki yumruyu geri gönderdi. Birinin ona 'özledim' demesi garip hissettirmişti. Bunu diyen kişinin Doruk olması, daha da garip geliyordu.

"Yenge yok."

Osman gözlerini kısarken, Yunus kaşlarını çatmıştı. Arkadaşına güvenmediğinden değil de, fazla pinpirikli olmaktan onun Havva ile konuştuğunu düşünüyordu. Gerçi herkesin sesi, Kürşat'ın kızı reddetmesiyle kesilmişti. Birtek mahalle abisi Murat bey, kızının reddine bozulup Kürşat'a tavır almıştı. Yunus onun hala Kürşat'ı sıkıştırdığını bildiğinden rahatsızdı. Kürşat'ın ise derdi çok farklıydı. Tamamen kumrala odaklıydı.

Hamdi "Valla ben de artık şüpheleniyorum senden kardeşim. Bizden habersiz evlenip, gelme sonra." deyince, Kürşat, onlara cevap vermezken telefonuna yeni bir bildirim düştü.

Aslanım: Özledim deyince görüldü yiyorum. Kalbim biraz sızladı.

Kürşat sinirle ofayınca, Hamdi "Ne oldu?" dedi. Telefonu indirip "Yok bir şey" derken kendisi de ne olduğumdan emin değildi. Doruk'un mesajlarındaki alayı anlayınca sinirleniyordu. Neyi özleyecekti zaten? Girdiği trip de sinirini bozuyordu.

"Ben dükkana dönüyorum."

Sigarasını söndürüp, banktan kalktı. Diğerlerine baş selamı verip ilerlemeye başladı. Sokağı döndüğünde gördüğü Rüstem onu duraklattı. Çocuk da onu görünce duraklamıştı. Gözleri korkuyla irileşirken hızla kafasını eğdi. Kürşat mevzularını bir kerede kapatıp gömen tiplerdendi. Aynı mevzu için, gömdüğü birini tekrar mezardan çıkarmazdı. Rüstem'i görünce o mevzu hiç kapanmamış gibi içini kıpırdatmıştı. Herifi görür görmez elleri kaşınıyordu.

"Nereye gidiyorsun?"

Rüstem, Kürşat'ın konuşmasıyla anında durarken, etrafına kaçamak bakışlar attı. Başka birine seslenmiş olabileceğini düşünmek istiyordu. Malesef yalnızlardı.

"İşe gidiyorum abi."

Kürşat boynunu kütletip, ona doğru adımlayınca Rüstem gerildi. Durduk yere kendine sataşılacağını anlamıştı. O günden sonra canına zarar gelmesin diye Kürşat'ın geçtiği yollardan özellikle kaçıyordu. Bugün şanssızlığı üzerindeydi.

Sev Sevebilirsen (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin