90 (Final)

16.6K 1K 641
                                    

*iyi okumalar 🖤

Halay çeken gençler, omzuna sürekli vurulan Yunus'la dönen alay, çevirilen kuzuların yanında kazandaki dana yemeği, Kürşat'ın omzundaki kırmızı tübentle en ortada Yunus'la halay çekmesi ve onlara para atan hamdiyle ortalık çok garipti. Doruk hayatında ilk defa bu tarz bir eğlenceye şahit oluyordu. İyi ki Kürşat'a 'yabancı hissetmeyeyim, bizimkileri çağırayım mı' diye sorup olumlu yanıt almıştı. Yanındaki Yasin, Birkan ve Hakan'ın da ondan farkı yoktu. Gerçi Yasin hemen halaya katılmıştı. Hakan'da Yasin'e uyum sağlayınca Birkan'la masum köylü gibi kalmışlardı.

Birkan "Senin sevgilinin kıroluğun özü. Burası da onun yuvası." dediğinde, Doruk göz devirdi.

"Sus ve eğlenmeye bak."

Birkan tiksintiyle "Burda nasıl eğleneyim" diye konuşurken, onlara doğru gelen Hamdi "Gelmişsin len. Ne durdun kenarda?" diye laf attı.

Birkan yine tiksintiyle yüzünü buruşturdu. Doruk onu umursamadan "Kürşat oynuyor diye bölmek istemedim. Birkan'ı daha önce görmüşsün herhalde ama tanışmamıştınız. Birkan, Hamdi Kürşat'ın kuzeni." diye konuştu.

Birkan "Memnun olurum umarım" deyince, Hamdi onun omzuna sertçe geçirdi.

Birkan'ın ruhu çıkıp geri gelmişti. Gözleri iri iri olurken, Hamdi "Gel memnun edecem ben seni" diyerek onu halaya soktu.

Doruk şok olmuş halde kalaka kalmıştı. Arkadaşları ona uyum sağlasın diye getirmişken, uyumsuz gibi kenarda kalan o oldu.

Arkadan ona omuz atan Osman, ters ters bakarak Yunus'un yanına gitmişti. Doruk bu görüntüyle kendine geldi. Sevilmediği bir ortamdayken, sevdiğine yakın olmak istiyordu.

O da Yunus'un yanına gitti. Osman geldiğinde Kürşat'la, Yunus durmuş onun tebriğini almıştı. Doruk gelince, Osman koşar adım uzaklaşmıştı.

Doruk sevgilisine şirince gülümseyip, Yunus'a baktı.

"Yunus, tebrikler. Senin adına çok sevindim."

Yunus onu kendine çekip sarıldığında bunu beklemiyordu. Yunus'un yüzünde gülücükler açıyordu. Kürşat, onun uzun zamandır aşık olduğu kızla evlendiğini söylemişti. Doruk 'aşk gerçekten mutluluk' diye düşündü. Geri ayrıldıklarında o da gülümsedi.

Yunus "Değişik, seni yengenle tanıştıracağım bir ara. Sizi duyunca hoşuna gitti. İlgisi varmış böyle çiftlere tövbe tövbe" diye konuşmuştu.

Doruk "Shipper demek" deyince ikisi de ona anlamayarak baktı. Doruk uzatmadan "Neyse tanışırız" dedi.

Kürşat çaktırmadan ona yaklaşınca Doruk'un yüzünde çiçekler açtı. Sevgilisinden uzak kalmaya dayanamıyordu. Her an Kürşat'la dip dibe olması lazımdı.

Kürşat "Gelince mesaj atsaydın gülüm" deyince, Doruk her zamanki gibi "gülüm deme" dedi.

Yunus onu çekiştiren çocuklarla halaya katılırken, Kürşat gözleriyle yemek pişen yeri işaret etti.

"Önce yemek ye, sonra eşlik edersin eğlenceye"

Doruk hayvanlara bakarken "Midem kalktı" dese bile, Kürşat bileğinden tutup onu kazan başındaki ahalinin yanına götürmüştü. Kürşat'ı görenler ona selam verirken, Doruk'a sadece baş sallıyorlardı. Doruk dedikodulara rağmen, kimsenin Kürşat'a tam tavır almadığını görüyordu. Bunun nedeni Kürşat'ın mahalle abilerinden olmasından dolayıydı. Herkes konuşsa bile kimse konduramıyor olmalıydı.

Kürşat "Civanım hepsinden şöyle güzel iki tabak hazırla. Salatası bol olsun." dediğinde, Doruk keyifle gülümsedi. Fazla et yiyemediğini biliyordu. Büyük ihtimalle konulanları da yiyemeyecekti.

Sev Sevebilirsen (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin