*iyi okumalar
Yüksek tansiyon, bedenlerini bayıltacak kadar fazlaydı. Doruk, Kürşat'ın kucağında onu odasına doğru yönlendirirken, dudaklarını asla bırakmıyordu. Kürşat'ta kucağındaki adamın bir yandan dudağını emiyor, bir yandan da dolgun kalçalarını okşuyordu.
Kapıdan geçtikleri an, Doruk ıslak dudaklardan ayrılmış, koyulaşmış kehribarlarıyla siyahlara bakmıştı.
Zevk mahrumu sesiyle "Kucağında kalmak istiyorum." deyip, ellerini iyice boynuna doladı.
Kürşat, onun her haraketiyle mayhoşlaşan kalbiyle iyice kendini kaybediyordu. Daha önce tattığı bedeni, aynı şekilde arzulamak deliceydi.
"Nasıl istersen güzelim"
Doruk, onun kendisine hitap şekline gülümserken dudaklarını çenesine bastırıp bekledi. Kürşat yatağa oturup, onun da kucağında oturmasını sağladı. Kendi yaptıklarına ve dediklerine şaşırıyordu. Birkaç saat önceye kadar kararsızdı halbuki.
Doruk kalçalarını oynatırken, alt dudağını dişledi. Altında büyüyen sertlikle, iyice kendini bastırarak hareket etmeye başladı. Bir önceki sekslerinde olduğu gibi bu sefer tüm hakimiyeti Kürşat'a vermiyordu. Bugün, her şeylerini doruklarında yaşayacaklardı. Oldu bittiye gelmeyecekti. Onun istediği gibi yavaşça, delice ve biraz da romantik olacaktı.
Kürşat, kucağındaki bedenin temasıyla sertleşen organını, biran önce Doruk'un dar deliğine sokmak istiyordu. O hissi yine yaşamalıydı. Penisini saran darlık ve sıcaklığın hissi hala yerindeydi. Ellerini Doruk'un kalçasına atıp hareketlerini kontrol altına aldı. Deliğini, penisine değecek şekilde hareket ettirince Doruk'un gözleri kapanmış ve zevkle inlemişti.
"Beni çıldırtıyorsun"
Doruk'un söylediği şeyle, dudaklarını beyaz tene gömdü. 'Sen kendini görmelisin' diye içinden geçirse bile dışından söyleyemedi. Dudaklarıyla beyaz teni morartacak kadar sert öptü. Ardından dişlerini, öptuğü yere geçirdi. Doruk çığlık atarken, kafasını geriye attı. Bu, Kürşat'ın o narin boyna daha fazla temas etmesini sağlamıştı.
Doruk, elini Kürşat'ın saçına atıp onu boynuna bastırırken "Atkısız gezemeyeceğim." diye homurdandı.
Bundan kesinlikle memnundu. Kürşat ellerini swetshirtünden içeri kaydırıp, teniyle buluşturunca inledi. Beline dokununca bile içi hoş oluyordu. Doruk, Kürşat'ın ellerinde eriyordu.
"İstemiyor musun?"
Kürşat, sorusundan sonra boynundaki başka bir yeri öptü. Ardından çenesine doğru devam etti.
Doruk dudaklarını birbirine bastırırken, gözlerini yumdu.
"Dudakların, her yerimde gezsin istiyorum."
Kürşat 'her yer' demesiyle duraklarken, bu sadece birkaç saniye sürdü. Hırlamaya benzeyen sesiyle onu birden kucağında ters çevirip, sırtının yatakla buluşmasını sağladı.
Doruk gözlerini aralayıp, azgın boğayı andıran bedene baktı. Kendisini sikmek için dayanamıyor gibiydi. Kürşat, üstündeki gömlekten saniyeler içinde kurtuldu. Kaslı göğüsleri, hafif kıllı vücudu ve esmer teniyle ateşin içinden çıkmış gibiydi. Doruk bu manzaraya yutkunmak dışında bir şey yapamadı. Kürşat elini kemerine atınca, Doruk dayanamadan kendi penisine dokundu. Sertleşmişti.
"Ah, çok iyi gözüküyorsun."
Kürşat kendini okşayan bedene "Üstündekileri çıkar." deyip pantolonundan da kurtuldu.
Doruk düğmesini çözüp fermuarını indirdi. Pantolonu kalçasına kadar sıyırıp "Gerisini sen çıkar." dedi.
Kürşat yatakta onun üstüne eğilip, dudaklarını çenesine yasladı. Sertçe öpüp, aynı sertlikle pantolonundan kurtulmasını sağladı. Ardından parmaklarını kumralın swetshirtünün iki yanından gecirip, onu da çıkarttı. Rastgele fırlattıktan sonra, boxerı hariç çıplak kalan bedene baktı. Meme ucunun hemen altındaki morluğu görünce dilini dudaklarında gezdirdi. Bu kendi iziydi. Onda daha fazla iz bırakmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Sevebilirsen (bxb)
RomanceTAMAMLANDI "Ben beni güzel sevebilecek birini istiyorum." "Ama aradığın şey güzel sikebilecek biri."