*kitabı beğendiniz mi? 5 kişi dışında yorum atan olmadığı için beğenmediğinizi dusunuyorum. Dusuncenizi belirtin de ona göre devam edelim. Iyi okumalar 🖤
Doruk, Kürşat'a kadıköy sahilinin konumunu atmıştı. Burdan yemek için bir şeyler alırlar, ardından madoda otururlardı. Yedikten sonra da onu kendi evine davet ederim diye düşünüyordu. Kürşat '10 dakikaya ordayım' dediğinden beri, sahilin orda bekliyordu. Ona arabayı parkecek bir yer bulup, yanına gelmesini söylemişti.
Kürşat, lüks araçlarla dolu olan yere kendi bebeğini parkedip, sahile ilerledi. Buraya daha önce geldiğinden konuma bakmaya gerek duymadı. İskelenin orda Doruk'u görünce, yanına adımladı. Doruk'ta onu görmüş, hemen saçını düzeltip gülümsemişti.
Doruk, Kürşat'ın dağınık saçlarını ve yorgun bakışlarını süzdü. İşten çıkıp yanına gelmiş gibiydi. Kendisi giydiği siyah yırtık kot pantolon, turuncu sweatshirt, siyah ve kırmızı rengi karışımı bandanası, kolundaki yedi bileklik, sürdüğü nemlendiriciyle ona hiç uymuyordu. Buluşmaya özenle hazırlanıp, eşofmanla gelen erkeği gören kız gibi hissetti. Doruk ne kadar renkli ve heyecanlı duruyorsa, Kürşat'ta o kadar renksiz ve sert duruyordu.
Doruk yine de heyecanını bozmayıp "Hoşgeldin!" diye şakıdı.
"Hoşbuldum."
Doruk ona sarılmalı mı, el mi sıkışmalı emin olamazken öylece durdu. Kürşat'ta cıvıl cıvıl gözüken herifin üstündekileri süzdü. Gözleri bir süre dapdar yırtık pantolonda oyalandı.
"Böyle gezinirsen rahatsız ederler tabi."
Doruk'un kaşları havalanırken "Mini giyen kızlara hayıflanan gereksiz insanlar gibi konuştun." dedi.
Kürşat, mahallesinin kızlar o şekilde gezerse evlerine kadar eşlik eden biriydi. Onlar böyle görmüştü. Yine de o kızların hiçbirine 'ne giyiyorsun sen?' diye sormamıştı. Gördüklerinin yanında, kendi düşünceleri de vardı. O eşlik eder, sesini çıkarmazdı. Haddini her zaman bilmişti ama Doruk'a şu an dediği şey bu haddin dışında kalıyordu. Onun orda yırtık kot giyen erkekler 'ibne' diye laftalanır, dövülürdü. Bu yüzden böyle bir şey demişti.
"Dellenme hemen."
Doruk'un kalkan kaşları, Kürşat'ın sesini tekrar duyduğunda indi. Sesindeki yumuşaklıkla kalbi hızlandı.
Utanırken "Dellenmedim." dedi.
Kürşat, birden sesi götüne kayan çocukla yanlış bir şey diyip demediğini düşündü. Sonra onun tepkilerini kafaya takmaktan vazgeçip gelme nedeniyle ilgili konuştu.
"Münteza dediğin piçi nerde bulacağız?"
Doruk, o gelene kadar bu konuyla ilgili Uğurcan'la kafa yormuştu. Uğurcan en kötü ihtimalle mado kafede takılan zengin piçinin yanına götürüp, dövdürmesini söylemişti. Diğer ihtimallerden biri de Kürşat'ı oyalamaktı. 'Evine geri döndü. Maltepede oturuyor. Bugün burda kal, yarın o zaten beni tekrar rahatsız etmeye gelir' Bunu dedikten sonra Kürşat'la zaman geçirebileceğini düşünmüşlerdi. Doruk'ta tüm planlarını buna göre yapmıştı. Doruk alt dudağını dişleyip, hafifçe bakışlarını kaçırdı. Yalancı ibnenin tekine dönmüştü.
Kararsız tonda "Münteza bügün beni erken saldı. Evine gitmiş." dedi. Kararsızlığı bunu dedikten sonra Kürşat gider diyeydi.
Kürşat yanlarından onlarca insan geçmesiyle "Durmayalım ayakta." deyip, Doruk'un kolunu kavradı. Doruk'un gözleri koluna dokunan ele kaydı. Vücudunun sadece bir kısmının ısınması normal miydi? Şu an sadece swratshirtin altından, onun temas ettiği yer yanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sev Sevebilirsen (bxb)
RomanceTAMAMLANDI "Ben beni güzel sevebilecek birini istiyorum." "Ama aradığın şey güzel sikebilecek biri."